İdeal Manada Eğitimdeki Güzelliği Keşfetmek-2

İnsanın kendinden habersiz bir tarzda davranması, dümeni kırılmış ve nereye çarpacağı meçhul bir geminin durumuna benzemektedir. Bu durum maalesef bireysel ve toplumsal bazda gerçekleşebilmektedir. Tıpkı bir insanın dünyasının yıkılması gibi koca bir toplum ve modeli bile yıkılmakta, tarih müzesine kaldırılmaktadır. Toplumların asıl (ana) yıkılış nedeni ahlaki sebeplere dayanmaktadır.
Biz insanlar çoğunlukla kendimizden habersiz ve bu bağlamda amaçsız yaşarız. İdeal manada bir eğitim bunu bize hatırlatır. Bitmeyen ve devam eden bir süreçte anlatır. İnsan ve eğitim ilişkisi enfestir. Yaşamın ta kendisidir. Dayanılmaz bir güzelliği vardır.
Bazı tür kanatlıların kanatlarını yeterince kullanmayarak kütleştirdikleri gibi öğrenme ve gelişme melekelerimizi köreltmemeliyiz. Gerçek anlamda yok oluş, bu körelmede saklıdır. Aktif düşünce hayatımızda yozlaşma tehlikesi ise, sebebe takılarak fasit bir dairede dönmeye başlama olayında saklıdır. Bu yozlaşma, gerçekten yok edici bir etkiye sahiptir.
Bir toplum ne kadar güçlü ve cesametli görünürse görünsün, sağlam bir hedefi ve ideali kalmamışsa görünüşte küçük ama sağlam bir ideal sahibi bir topluluğa nazaran artık kaybetmiştir. Tarih bilimi, siyasi tarih, sosyal tarih ve düşünce tarihi bunun örnekleriyle doludur. 
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında ise sihirli kelime eğitimdir. Eğitim olgusu, gerçek anlamda ve uygulamalı bir şekilde milletlerarası iletişim dili olmalıdır. Modelimiz de bunu amaçlamaktadır. Kurtuluşumuz bu tercihte saklıdır.
Uygulamada bunun aksi yapıldığında, globalleştiği (küreselleştiği) iddia edilen dünyamızda toplumlar arası büyük, derin uçurumlar ve onulmaz yaralar meydana gelmektedir.
Kültürler arası diyalog ve toplumlar arası hoşgörü platformu ancak ortak eğitim projeleri ve uygulamaları ile mümkün olabilecektir.

İdeal Manada Eğitimdeki Güzelliği Keşfetmek-2