Sultan İkinci Abdülhamit Han

Oldukça Farklı ve Anlamlı Bir Uygulama

Osmanlı Devlet yapısı içinde ilginç ve anlamlı bir uygulamadan söz etmekte yarar vardır. Bütün Osmanlı Padişahları, Devletin başı olmak veya Padişahlıklarından dolayı herhangi bir maaş ve ücret almazlardı. Bütün Osmanlı padişahlarının bir meslekleri ve sanatları vardı. Sadece o iş üzerinden maaş alırlardı.

Örneğin Sultan II. Abdülhamit marangozdu. Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman da mahir bir kuyumcu, II Abdülhamit’in kendi eliyle yaptığı, sanat şaheseri mini vb mobilya örnekleri bulunmaktadır. Sultan Abdülhamit’e de bu yaptığı çalışmalar üzerinden maaş verilirdi.

Bir Mabeyicibaşının Sultan II. Abdülhamit İle İlgili Hatırası

Son bir hatırayla konumuzu noktalayalım. Aslında Abdülhamit bağımlılarından olmayan bir Mabeyin Kâtibi’nin Sultan’la ilgili hatırası oldukça etkileyicidir. Olay aynen şöyle nakledilmektedir.

“Bir akşam vakti Mabeyinde nöbetçiydim. Gelen evrakları sıraya koyup Padişaha sunmak için huzura çıkacağım sırada bir telgraf gelmişti. Telgraf İstanbul Laleli Postanesinde çalışan bir memurdan geliyordu. Çaresiz memur telgrafında, karısının doğum yapacağını ve doğumun da oldukça tehlikeli olduğu konusunda doktorların ikaz ettiğini, fakat elinde hiçbir imkânı olmadığından, Padişah’ın merhametine sığındığını bildiriyordu. Bu telgrafı dikkate almayıp listeye koymadım.”

Padişah, her şeyi dikkatle gözden geçirdikten sonra

— Başka bir şey var mı? Diye sordu.

— Kayda değer başka bir şey yok. Dedim. — Sen kayda değer bulmadığını da söyle. Dedi. Telgraftan ve olaydan bahsedip, fakat kayda değer bulmadığımı söylediğimde ise Padişah hüzünlenerek

— Hemen telgrafı getir. Dedi. Saray doktorunu çağırdı. Doktora “Hemen yanında git ilgilen” dedi. Memurun evine oradan da hastaneye gittik Sabaha yakın döndüğümüzde kapıyı açıp, Padişah hemen .

— Gelin. Diye işaret etti. Odasında ışıkları yanıyordu. Belli ki sabaha kadar ibadet etmişti. Zor bir doğum olduğunu, fakat sonucun iyi olduğunu anlattık. “Abdülhamit adında bir erkek çocuk doğdu. Sabaha kadar size ve devlete de dua ettiler.” Dedim.

Padişah, rahat bir nefes alıp

— Elhamdülillah. Deyip rahat bir nefes aldı. Bizleri ayakta dinleyen milletin merhametli babası hünkâr nihayet rahatlamış olarak paravanın arkasına geçip iki rekât şükür namazı kıldı.

Sultan İkinci Abdülhamit Han