Baş üstünde yüceleceksin!

İdeoloji, yalnızca bir kelimeden ibaret değildir. Milletlerin rotasını belirleyen dümen, rengini açığa çıkaran ruh ve gönül birliğidir. Kıyafet değiştirir gibi ideoloji değişilmez. “Topluluk buysa ben de onlara uyayım” diyerek ideoloji benimsenemez! Popülarite etken alınarak bunlar yapılamaz. Öyle olursa bu yapılanlar “şarlatanlıktan” öteye gidemez! Bu, en başta fikir babalarına, sonrasında ise onu gerçekten benimseyenlere hakarettir.
Sistematik olarak bir düşünceyi benimsemeyen toplumların bir ayağı topal kalır. Çünkü ideoloji, yaslanılacak kuvvetli bir çınardır; güç verir. Onu baltalamak isteyen gruplar milleti, birliği de sarsma amacındadırlar. İdeoloji olmazsa yön, yön olmazsa varılacak rota, rota olmazsa açık denizde kayboluş, yitip gidiş başlar.
İki yeni yetmenin bir heves kurduğu, gelişimsiz, tekdüze “şeyler”, vasıfsızlar topluluğu olmaktan başka bir halta yarayamaz. İdeoloji, yıllansa da yaşayan, her daim varlığına varlık katan, sözünde öz, kararlılıkta keskin düşünce biçimidir. Türkçülük de bunlardan biridir. Öyle ki aranacak çare kalmadığında bir ışık gibi aydınlatmıştır milleti. Öz benliğimizi karalamaya, ezmeye çalışanların suratına bir sille gibi çakılmıştır.
*
Bir millette fikirsel ayrılıklar oluşmaya başlamışsa orada demokrasiden, çok seslilikten bahsedilir edilmesine fakat bunlar birbirine düşman gibi davranıyor, bir aş, ekmek uzatmıyorsa burada sağlıklı bir -ideolojik- bütünlükten bahsetmek yanlış olur.  Namlunun ucundaki insan ve fikirsel karşıtlık taşıdığın insan arasında “yıkanan beyin” olduğu sürece bir fark olmayacaktır. Demokrasi, çok seslilik, kendinden farklı düşüneni yok etmeyi hedef almadığı gibi bağnazlığı da hedef almaz. Demokrasi nasıl eşitliği vaat ediyorsa ideoloji de bütünlüğü aynı şekilde vaat eder; bölünmüşlüğü kabul edemez. Zira son satırlarda altını çizdiğim gibi birinden birini tercih edince diğerinin havada kaldığı ise yadsınamaz bir gerçektir.
Fikirlerin var olabilmesi için ideolojinin varlığı ön koşuldur. Topal bir millet istemiyorsak yönümüzü “ona, buna” değil, şanlı geçmişimize çevirelim. Orada bir çınar gibi duran koca tarihimiz bizi sarmalayacak, kanayan yaralarımıza pansuman olacaktır. Geçmişini unutmayan toplumlarda tekerrür eden şey tarih değil, inanç, özveridir. Unutmayın, unutturmayın. Türklüğü baş üstünde yüceltelim!
 

Baş üstünde yüceleceksin!