Diziler ve Biz

Kanal 7 de akşam ve gündüz kuşağında yayınlanan iki dizi var. Dizide diyalogdan ziyade fon müziği hakim. Karakterler birbirlerinin yüzüne neredeyse yarım saat bakıp en ince yüz hatlarını inceleyerek anlamlı bakıp yönetmen “konuş” deyince öylece robot gibi dimdik durup sanki derin dondurucuda kalıplaşmış gibi kala kalıyorlar.

Peki ya diğer diziler farklı mı?

Lüks mekanlarda çekilmiş bol entrikalı sık sık şirketin hisselerinden söz edilen bol bağrış çağrış ve ağlayış kokan göl ve deniz manzaraları da eksik koymayan dizilerde bir an olsun ne ellerine bir çiçek alıp koklarlar, ne gölde ve denizde, hatta bulundukları villanın sahibi kızar, havuz kirlenir diye yüzmeyen oyuncular nedense hep stresli, hırçın, mutsuz insanlarla dolu.

Haliyle bu dizileri özleyenlerin ruh hali de bozuluyor etrafında kavga edecek çatacak insanlar arıyorlar. Akşam TV haberlerinde trafikteki kavgalar, komşusuyla park yüzünden karakola taşan hır gür. Aldatmalardan dolayı işlenen cinayetler ve mafya dizilerinin de esin kaynağı olduğu belindeki silahla sağa sola sataşan mafya özentisi Amerikan traşlı, Arap sakallı dar astarsız ceketli maganda tipler giderek toplumda huzursuz ortam oluşturmakta. Sadece bununla yetinseler iyi. Birde ayrıldıkları sevgililerini, karılarını gözünü kırpmadan öldüren katil magandalar hızla türedi.

Peki RTÜK nerede, ne iş yapar?

Ya kardeşim bu memlekette şirket ya da emlak reklam sektörü dışında meslek ve iş yok mu?

Mahallede çöpümüzü kimler topluyor? Uzaylılar mı?

Bozulan çeşmeyi elektriği ona keza uzaylılar mı onarıyor?

Kaynakçı, tornacı, pimapenci, camcı, terzi, marangoz, klimacı, doğalgazcı, dişçi, hemşire, ebe yok mu memlekette. Var da hepsi utanıp yönetmenlerden saklanıyor mu?

Sözün kısası saatlerce saçma sapan dizileri, magazin programlarını izlemek yerine kitap okumak en iyisi derim.

Diziler ve Biz