Muhsin Bey ve Düşündürdükleri

Muhsin Bey Yavuz Turgul’un yönettiği Muhsin Bey’in bir trajikomik bir hikâyesini 90’lı yıllardan bu yana günümüze taşıyor.

Eski klasik anlayış ve kültüre sahip olgun bir İstanbul beyefendisi ile Anadolu’dan gelmiş arabesk kültürüne kendini kaptırmış Urfa’nın sıra gecelerinde türkü söyleyerek para kazanan uyanık ve cahil bir Urfalının öyküsü aynı zamanda.

Kent kültürünün yerini kültürsüz, eğitimsiz varoşlarla sıkıştırılmış kokuşmuşluğuna birde arabesk eklenince bir de ne güzel soslu oluyor ah bir görseniz!
İnsanın insanı sattığına, yarı yolda bıraktığına bir kez daha şahit oluyorsunuz Muhsin Bey’de.

Dostluğun, vefanın tüketildiği, yerini rahat bir yaşantı uğruna vefasızlık, günü kurtarma kokuşmuş bir arabesk kültürünün oturtulması kadar korkunç ne olabilir günümüzde?
Şöyle bir toplum düşünün. Okumak, araştırmak, spor sanatla uğraşmak yok. Siyasi düşünce üretemeyen bir toplum ne kadar kendini ifade edebilir ki her şeyi başkalarına bırakan!

Senin adına sürekli biri karar veriyorsa sen de kaderine razı olacaksın kısacası bu.
Her an kandırabilir, yarı yolda bırakılabilirsin.

Muhsin Bey ilkelerine bağlı kalarak ayakta kalmaya çalışan bir İstanbul beyefendisiydi o kadar.

Muhsin Bey ve Düşündürdükleri