Güleç: Çocuklar sizin birer aynanız

Çocukların aile içerisinde yaşanan her türlü olumlu, olumsuz diyalogun farkında olduğunu kaydeden Davranış Bilimleri Uzmanı Ebru Candaş Güleç, “Çocuklar sizin birer aynanız ” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 23.09.2019 10:47
  • Güncelleme Tarihi : 23.09.2019 10:47
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Güleç: Çocuklar sizin birer aynanız haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT - ÖZEL HABER
Çocuklar, aile içinde yaşamaya başladıkları andan itibaren doğumlarından yetişkin oldukları zamana kadar aile içerisindeki anne ve babanın iletişimlerinin direkt çocuğa yansıdığını söyleyen Davranış Bilimleri Uzmanı Ebru Candaş Güleç, çocukları, 3 yaşından itibaren çok etkin olan bir ses kayıt cihazı ve kamera olarak niteledi. Çocukların, bütün duyduklarını ve gördüklerini kayıt ettiğini ifade eden Güleç, “Daha sonra yaşam içerisinde öğrendiklerini kendi yaşamına taşır. Anne, baba bir aile kurduğu zaman çocuk sahibi olmadan önce kendi ilişkilerini netleştirmeliler. Aile içerisinde gereksinim iletişimi dediğimiz bir durum var. Bu nedir? Evde yemeğin olup olmadığı, faturaların ödenip ödenmediği gibi diyaloglar. Biz buna gereksinim iletişimi diyoruz. Onlar gerçekleşiyor. Yaşamın içerisindeki o koşuşturma sebebiyle ya da televizyon başında anne ve babaların iletişimi oluyor. Televizyon programları üzerinden bir duygu durumu paylaşımı oluyor. Onun haricinde. Kadın ve erkek aile içerisindeki iletişim halinde değilse yani duygularını paylaşmıyorsa, iş yaşamında yaşadığı sıkıntıları eşiyle konuşmuyorsa bu durum bir müddet sonra anne ve baba profiliyle iş çevrelerine yöneliyorlar. Bu diyalog eksikliği bu sefer aile içerisindeki ortamda direkt çocuğa yansıyor. Bunun en bariz örneklerini çocuk ev ortamında bulunduğundaki oyunlarında bariz bir şekilde dillendirmeye başlıyor. Çocuk, kesinlikle yaşanan her şeyin farkında. Çocukların çizdikleri resimler aile yaşamı içerisinde anne ve babanın birbiriyle olan iletişimini çok net olarak ortaya koyar. Anne-baba ilişkisinde şiddet ve duygusal istismar oluyorsa, direkt çocuğa yansıyor. Anne ve babanın genetik kodlarla getirdiği birtakım terbiye ve eğitim kriterleri var. Kendi anne ve babasından öğrendiği. Bunu çocuğa uyguluyor. Ve o çocukta anne ve babasından gördüğü şeyleri ileride yetişkin olduğunda uyguluyor. Çocuklar sizin birer aynanız” dedi.



“DOĞRU ROL MODEL”
Eğitimin her şeyin temelinde bulunduğuna dikkat çeken Candaş, “Toplumumuzda yoğun olarak görülen ‘Kadına şiddet’in temelinde kadının kendi ekonomik bağımsızlığını edinememesi bulunuyor. Kadının donanım sahibi olması ya da iyi eğitim alması gerekmiyor. Kendini yetiştirebilmesi gerekiyor. Çağımızda bilgi açısından çok zengin bir ortamda bulunuyoruz ki bilgi sahibi olmak oldukça kolay. Anne, çocuğu yetiştiren ve yoğurandır. Kadın öğrenirse tüm toplum öğrenir. Evde bulunduğu süre içerisinde anne çalışıyor olsa dahi yine çocuğa ilk terbiyeyi veren annedir” diye konuştu. Anne ve babanın çocuğa ‘doğru’ bir rol model olması gerektiğini kaydeden Candaş, “Kız çocuklar babayı, erkek çocuklar ise anneyi idol olarak görür. Bu durumda bir tezatlık ortaya çıkıyor. Eğer anne ve baba  gereksinim iletişiminde dahi bir kopukluk yaşıyorsa ve ailede 2 evlat varsa yaşanılan sorunlarda direkt anne ve baba ile iletişime geçiyorlar. Karşılıklı bir iletişim kazası gerçekleşiyor. Tartışma başlıyor. Anne ve babanın yapması gereken en önemli şeylerden bir tanesi annenin ve babanın çocuğun terbiyesi dediğimiz süreçte aynı doğrultuda yürümeleri gerekiyor. Ortak bir fikirleri olması gerekiyor. Eğer bu iletişimde bir kopukluk varsa sorunlar ortaya çıkıyor” dedi.
ÇOCUKLAR BİRER BİREYDİR
Çocukları birer birey olarak kabul etmek gerektiğini söyleyen Candaş, “ Çocuğun aile yapısında örselenmemesi, fikirleri olduğunda çocuğunda görüşlerinin alınması gerekiyor. Çocuk kendini aile içerisinde bir birey olarak hissetmesi gerekiyor. Demokratik aile ortamında yetişen çocuklar düzgün bir birey oluyor. ‘Cam fanus’ içerisinde çocuklarımızı büyütmemiz gerekiyor. Bu oldukça önemli. Her şeyi çocuklarımız için gerçekleştirmemiz lazım. Çocuk, kendini bilmeye başladığından itibaren biraz rahat bırakmamız gerekiyor. Çocuğun kendi işini kendinin yapmasına dikkat etmeliyiz. Aksi takdirde çocuk hayata atıldığında bir şok yaşıyor. Çocuğun kendine olan saygısını gerçekleştirebilmek için ‘birey’ yerine koymak gerekiyor. Kendini aile içerisinde ifade edemeyen çocuklar, toplum içerisine girdiğinde şiddete daha yönelik olabiliyorlar. Erkek ve kız çocuğunun aynı ölçüde büyütülmesi gerekiyor” dedi.