Mülteci sorunu ele alındı

Mülteci sorununun ele alındığı Mimarlar Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen panelde mültecilerin hukuki ve sosyal durumu konuşuldu


  • Oluşturulma Tarihi : 08.05.2016 07:09
  • Güncelleme Tarihi : 08.05.2016 07:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Mülteci sorunu ele alındı haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ

Ülkelerinde yaşanan iç savaş nedeniyle yüz binlerce Suriyeli Türkiye’ye sığınıyor. Savaş koşullarından kaçanlar için kitlesel göç merkezi haline gelen İzmir kenti dışında, çevre iller de çok sayıda göç alıyor. İzmir'de, mültecilere yönelik faaliyetler gerçekleştirerek dayanışmayı artıran dernek ve sivil toplum kuruluşları mülteci panelinde bir araya geldi. İzmir Mimarlık Merkezi'nde düzenlenen panelde, “Türkiye'de uluslararası göçü ve mülteci sorununu anlamak", “Zorunlu göçün mekansal boyutu, mülteci deneyimi ışığında uydu şehir uygulaması", “Sınırlardan önce insan hayatı, Türkiye'de mültecilerin insan hakları ve ihlaller", “Uluslararası göç ve devletin rolü", “İltica hakkına ulaşmakta sivil toplum desteği", “Türkiye'de mültecilik ve uygulamalar" konularında konuşmalar yapıldı. Doç.Dr. Erdem Erten ve Dr. Can Gündüz'ün moderatörlüğünü yaptığı iki oturum halinde gerçekleştirilen panelde, Yard.Doç.Dr. Özge Biner, Prof.Dr. Cem Terzi, Volkan Görendağ, Araş.Gör. Cansu Akbaş Demirel, Esra Şimşir, Muhammed Salih birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.

"CESETLERİNİN BALIKÇI AĞLARINA TAKILMASINA SEYİRCİ OLMAMALIYIZ"

Türkiye ve İzmir’in büyük bir mülteci göçü ile karşı karşıya kalmasıyla birlikte dernek olarak çalışmalar başlattıklarını belirten Halkların Köprüsü Derneği Prof.Dr. Cem Terzi, şöyle konuştu: "2 yıl içinde 100 bin mülteciye dokunduk. Dayanışma hak temelli bir mücadeledir; mülteci meselesi de öyle ele alınmalıdır. Asıl mesele onların kendi haklarını savunabilecek konuma getirilmeleridir. Avrupa bu soruna yeni sınırlar koyarak önlem almaya çalıştı. Tüm Balkan ülkelerinde bir nefret söylemi, yabancı düşmanlığı ve islamofobi yerleştirildi. 5 bin insanın Akdeniz ve Ege'de olduğunu ve kayıp olduğunu biliyoruz. Bu Avrupa’nın izlediği siyaset yüzünden oldu. Geri gönderme anlaşmasını resmi insan kaçakçılığı olarak görüyoruz. Tüm maddi varlıklarını ve Avrupa umutlarını insan tacirlerine teslim ederek Avrupa topraklarına ayağını basmış bir insanı yeniden geri göndererek insana dair umudu yok ediyorsunuz. Mücadele güçlerini ellerinden alıyorsunuz. Bu anlaşma tarihe utanç anlaşması olarak geçecek. Tıpkı Nazi Soykırımı gibi bundan on yıl sonra anlatılacak. Bu bir mülteci krizi değil dünyanın en zenginlerinin en yoksullarına karşı giriştiği açık bir savaş. O yüzden bu savaşta mültecilerin yanında olup onların cesetlerinin balıkçı ağlarına takılıp kalmalarına seyirci olmamalıyız. Sınırları açın güvenli geçişi sağlayın demek zorundayız. Ucuz emek gücü olmalarına seyirci kalmamalıyız. Bu göç yeni zamanın en önemli toplumsal hareketidir ve başarmışlardır. 1 milyon insan Avrupa’ya geçti. Başardılar. Her zaman umut ve yaşam başarır; mülteciler başaracak."