- Gündem
- 12.07.2025 00:39
Uzman Psikolog Işıl Bektaş, “Sürekli hastalık bulguları için vücudunu tarama veya günü hastalıkla ilgili gelişmeleri takip ederek geçirme gibi aşırı ve abartılı davranışlardan uzak durmalıyız” dedi
ÇAĞLA GENİŞ
Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının insanlarda neden olduğu korku ve yol açtığı panik
hali giderek artıyor. Kişilerin sağlık durumu ile ilgili kaygı, belirtilere yönelik aşırı hassasiyet, panik
ve çaresizlik duygularını yaşayabileceğine dikkat çeken Uzman Psikolog Işıl Bektaş, salgınla nasıl baş
edilmesi gerektiğine dair uyarılarda bulundu. Aşırılıklardan kaçınılması gerektiğini burgulayan
Bektaş, “Sürekli hastalık bulguları için vücudunu tarama veya günün büyük bir kısmını hastalıkla ilgili
gelişmeleri takip ederek geçirme gibi aşırı ve abartılı davranışlardan uzak durmalıyız” ifadelerini
kullandı.
KORKULARI KONTROL ALTINA ALMALIYIZ
Salgın sürecinde toplumun olumsuz duygularla karşı karşıya kalabildiğine dikkat çeken Bektaş, “Zor
zamanlar, krizler, travmalar, doğal afetler ve salgınlar hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Bunlardan
muaf ne herhangi bir insan ne de herhangi bir toplum var. Ne yazık ki bir süre kaygı, korku ve
belirsizlikten doğan olumsuz duygularla karşı karşıya kalabiliriz. Bu duyguların varlığını ve bir süre
aramızda olacaklarını kabul edersek, bu duyguların sizi kontrol altına almalarına ve yıkıcı davranışlara
sürüklemelerine izin vermemiş olursunuz. Her tür belirsizlik ve endişe durumunda öngörülemez
yarınlara değil, bugüne ve kontrolümüz altında olana odaklanmak gerekir. Bilinmezlikler çok ama
bildiklerimizin ışığında şu an neyi yapmamız en doğrusu olur, bunu sormalıyız kendimize ve
cevabımızla uyumlu eylemlere girmek hepimize iyi gelecektir” diye konuştu.
DOĞRU BİLGİYE ULAŞMALIYIZ
Salgın sürecini ruhsal açıdan en sağlıklı şekilde atlatabilmek için tavsiyelerde bulunan Bektaş, “Doğru
bilgiye ulaşmak ve bilgi kirliliğinden uzak durmak önemli. Virüs ile ilgili haber ve spekülasyonlar
korku ve kaygıya sebep olabilir. Salgın ile ilgili haberleri takip ederken güvenilir kaynaklardan bilgi
almalıyız. Güncel ve gerçek, onaylanmış kaynaklardan sağlıklı bilgiler almak önemlidir. Hijyen ve
temizliğe özen göstermeliyiz. Yetkili sağlık mercilerin talimatlarına uymalıyız. Koronavirüs ile ilgili
en çok önerilen tedbir kişisel hijyen ve el yıkamadır. Fakat diğer birçok konuda olduğu gibi hijyenin
de aşırısı kişiye zarar verebilir. Kendimizi korumak için kendimize daha fazla zarar vermemeye özen
gösterelim. Medya kullanımını düzenlemeliyiz. Her ne kadar gelişmelerden haberdar olmak isteseniz
de sabahtan akşama kadar haberleri izlemek modumuzu düşürebilir. Hayatımızda üzerinde kontrol
sahibi olduğumuz şeylere odaklanmalıyız” dedi.
SOSYAL BAĞLARI AKSATMAYALIM
Bu süreçte aşırılıklardan ve abartılı davranışlardan da uzak durulması gerektiğinin altını çizen Bektaş,
“Varsayımlara dikkat etmek gerek. Yani ateşi olan, öksüren, hapşıran birinin mutlaka koronavirüs
olduğu anlamına gelmez. Varsayımları azaltmak ve başkalarını etiketlememek gerekir. Aşırılıklardan
kaçınmalıyız. Sürekli hastalık bulguları için vücudunu tarama veya günün büyük bir kısmını hastalıkla
ilgili gelişmeleri takip ederek geçirme gibi aşırı ve abartılı davranışlardan uzak durmalıyız. Rutinlere
sadık kalmalıyız. Rutinler daima gündelik hayatın ve normallik duygusunun geliştirilmesine yardımcı
olur. Virüs harici gündemler ve sohbetler içerisinde olarak, zamanımızı ve dikkatimizi iyi
hissettirebilecek aktivitelere yönlendirmek bize iyi gelecektir. Evde kaldığımız karantina günlerinde
uzaktan da olsa sosyal bağları aksatmamalıyız. Gerekirse destek almaktan çekinmemeliyiz. Bu
kaygının hayatınızı olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız bir ruh sağlığı uzmanından destek
alabilirsiniz” bilgisini verdi.