- Gündem
- 12.07.2025 00:55
Cezaevlerinde maske ve temizlik malzemeleri için ücret ödemek zorunda kalan çocuk mahkumlar, açık görüş hakkının yasaklanmasıyla 160 gündür yakınlarını göremiyor. Bunun ikinci bir cezalandırma olduğunu söyleyen İnsan Hakları Çalışanı Zafer Kıraç, “Plajlara, Ayasofya’ya gelen normalleşme, çocuk hapishanelerine bir türlü gelemiyor” dedi
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Salgınla mücadele kapsamında mart ayından itibaren cezaevlerinde alınan tedbirler, hayatın her alanında normalleşmeye gidilmesine rağmen gevşetilmiyor. Demir parmaklıklar ardında tutulan 2 bin 650 çocuk mahkumun yaşadığı hak ihlalleri de bu süreçte derinleşerek artıyor. Maske ve temizlik malzemelerini cezaevlerinin kantinlerinden ücretli olarak satın almak zorunda kalan çocuk mahkumlar, salgından önce ayda bir olan açık görüş hakkının da yasaklanmasıyla 160 gündür hiçbir yakınını göremiyor. Bunun ikinci bir cezalandırma olduğunu söyleyen Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Kurucusu ve İnsan Hakları Çalışanı Zafer Kıraç, “Plajlara, lokantalara, otellere ve Ayasofya’ya gelen ‘yeni normal’ çocuk hapishanelerine bir türlü gelemiyor” diyor.
AÇIK GÖRÜŞLER HALA YASAK
Pandemi sürecinde cezaevinde alınan önlemlere değinen Kıraç, “Hepimiz günlük yaşamımızın her alanında nasıl olumsuz etkilendiysek, hapishanelerde mahpuslar da aynı şekilde etkilendiler. Üstelik sadece mahpuslar değil, çalışan personel ve görev yapan askerler hepsi çok etkilendiler. Türkiye’de Mart ayında ilk vaka tespiti gerçekleşince her yerde olduğu gibi hapishanelerde de öncelikli olarak COVID-19 nedeniyle bütün açık ve kapalı görüşler durduruldu ve sıkı tedbirler alındı. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer uluslararası örgütler de zaten bunu öneriyordu. Yapılması gereken yapıldı, dışarıyla izolasyon iyi sağlandı hatta personel 15 günlük vardiyalar şeklinde hapishanelerde konakladılar. Sonrasında her 15 günde bir yeni kararlar eklenerek önlemlere devam edildi ve tabii zorunlu olarak kısıtlamalar, görüş yasakları da sürmeye devam etti. Ve nihayet 1 Haziran 2020 tarihinde yeni bir genelgeyle avukat görüşleri başladı. Mahpusların yakınlarıyla ayda dört olan görüşleri ayda ikiye indirilerek uygulanmaya başlandı. Açık görüşler hala yasak” dedi.
MASKE PARAYLA SATILIYOR
Cezaevlerindeki salgın durumuna ilişkin yetkililerden bilgi almakta zorlandıklarını kaydeden Kıraç, “Salgının hapishanelerdeki boyutu hakkında güvenilir ve şeffaf bir bilgi akışı olmadığı için çok fazla bilgi kirliliği oluştu. Hala aynı sorun devam ediyor maalesef, çok zor veri alabiliyoruz. Şu anda kaç mahpus COVID-19 ve tedavileri ne aşamada bilemiyoruz. Hapishane revirleri sağlık hakkından yararlanmak için çok elverişli yerler değil bunu biliyoruz. Sağlıkla ilgili en önemli mesele ağır hasta mahpuslar var bu kişiler geçici bir süre en azından tahliye edilebilirlerdi. Bu yasal olarak mümkün infaz ertelemesi yapabilirsiniz. Ayrıca maske parayla satılıyor kantinde, temizlik malzemeleri de öyle! Bu süreçte ücretsiz olmalıydı. Mahpusların yüzde 35’nin hiç parası gelmez. Nasıl alacak o zaman bu malzemeleri ve kurallara nasıl uyacaklar” ifadelerini kullandı.
BU İKİNCİ BİR CEZALANDIRMA
Çocuk mahkumlar özelinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Kıraç, “Bütün mahpuslar salgının ilk göründüğü 13 Mart tarihinden 1 Haziran gününe kadar hiçbir görüş yapamadılar. 1 Haziran itibariyle aylık dört olan görüş hakkı ikiye indirildi ve süresi kısaltıldı neredeyse 30-40 dakika olmak üzere kapalı görüş olarak gerçekleşiyor. Ayda bir olan açık görüş hakkı hala yasak. Bütün bu yasaklar çocuklar için de uygulandı ve hala uygulanıyor. En önemli sorun 12-17 yaş arası 2 bin 650 çocuk hapishanelerde, aileleriyle 160 gündür açık görüş yapamadılar. Bu ikinci bir cezalandırmadır. Plajlara, lokantalara, otellere ve Ayasofya’ya gelen ‘yeni normal’ çocuk hapishanelerine bir türlü gelemiyor. Üç kuralın, yani temizlik mesafe ve maske kuralının, istendiği takdirde hapishanelerde daha kolay uygulanabileceği ve kapalı/açık görüşlerin yapılabileceği ortadayken yine yasaklar devam ediyor. Bu süreçte çok çaba sarf ettik çocuk mahpusların tahliye edilmeleri için ama maalesef olmadı. Hatta benim uzman bir ekip kurularak çocuklara salgın ve önlemler anlatılsın talebim bile karşılanmadı. Bilgilendirmeyi personel yaptı çocuklara, tabii anladığı kadarıyla. Hala hapishanelerde anneleriyle hapis hayatı yaşayan 680 civarı 0-6 yaş bebek ve çocuk var. COVID-19 sürecinde de çok etkilendiler, yakınlarını göremedi bu çocuklar, dışarıya çıkamadılar, kreş ve etkinliklerden yararlanamadılar. 25 yıldır insan hakları alanında çalışan birisi olarak bu süreçte COVID-19 bahane edilerek çıkarılan infaz düzenlemesini kabul etmem mümkün değil. Bu düzenlemeden yaklaşık 70 bin civarı mahpus tahliye edildiler. Bu düzenleme eşit ve adil bir düzenleme olmadı. Gazeteciler, siyasiler, yazarlar ve düşünceleri nedeniyle hapishanelerde olan binlerce insan içerideyken kimlerin çıktığını görmek vicdanımızı yaraladı. Osman Kavala, Ahmet Altan gibi birçok insanın bu düzenlemeden yararlanamaması utanç vericidir” açıklamasında bulundu.