Toplumu tehdit eden gizli tehlike: Dizi ve haberlerdeki şiddet

Medyadaki haberlerde yer alan şiddet görüntüleri bizi nasıl etkiliyor? Dizi ve filmlerde gösterilen şiddet dolu içeriklerin gençler ve çocuklar üzerindeki etkileri neler? Uzmanına sorduk…


  • Oluşturulma Tarihi : 27.10.2024 10:19
  • Güncelleme Tarihi : 27.10.2024 07:23
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Toplumu tehdit eden gizli tehlike: Dizi ve haberlerdeki şiddet haberinin görseli

Dizi ve filmlerdeki karakterler, yalnızca eğlence aracı olarak değil; aynı zamanda izleyicilerin psikolojik gelişimleri üzerinde derin etkiler bırakan modeller olarak karşımıza çıkıyor. Televizyon ve internetin hayatımıza entegre olmasıyla, kurgu karakterlerin yaşam tarzları ve davranış biçimleri, toplumdaki bireylerin tutum ve davranışlarını doğrudan etkileyebiliyor. Özellikle gençler ve çocuklar üzerinde, bu karakterlerin şiddet içeren veya sorun çözme yolları birebir taklit edilen örnekler haline gelebiliyor. Bu durumun toplumsal etkilerini değerlendiren Uzman Psikiyatrist Dr. Mevhibe Nuray Tümüklü, şiddet içerikli sahnelerin ekrandaki varlığının toplum psikolojisi üzerinde nasıl etkiler yarattığını değerlendirdi ve şiddetsiz çözüm yöntemlerinin öne çıkarılmasının önemini vurguladı.

DİZİ KARAKTERLERİ MODEL ALINABİLİYOR

DİZİ KARAKTERLERİ MODEL ALINABİLİYOR

Televizyon ve internetin günümüzde bireylerin hayatında önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Uzman Psikiyatrist Dr. Tümüklü, “Hem süre olarak günlük hayatımızda çok yer kaplıyor hem bilgilenme ve dünya ile ilişkilenmede ana araç haline gelmiş durumda. Türkiye’de televizyon izleme süreleri ve internette geçirilen süreler çok uzun. Özellikle kurgulanarak oluşturulmuş dizi ve filmler birçok kişi tarafından ilgi ve merak ile izleniyor. Farklı yaş, cinsiyet, sosyal ve ekonomik sınıftan kişinin dizileri önemsediğini görüyoruz. Dizilerdeki karakterlerle güçlü bir duygusal bağ kuruluyor. Karakterler gerçek kişilermiş gibi onlara yakınlık duyma, kızma, beğenme, acıma gibi duyguları gelişiyor. Böyle olunca bu karakterlerin ne giydiği, nasıl konuştuğu, diğer kişilerle nasıl ilişki kurduğu ve en önemlisi sorunlarını nasıl çözdüğü önemli hale geliyor. Bu karakterler model alınabiliyor. Ya da bazı olumsuz durumlar normalleşebiliyor. Bu diziler toplumu yansıtmaya çalışıyor ama bir ölçüde toplumdaki kişilerin duygu ve davranışlarını da etkiliyor. Örneğin kadına karşı şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin görüldüğü durumların çoğunda kadına uyum sağlamaya çalışan, çocuklarının iyiliğini kendi iyiliğinin önüne koyan kadın modelleri baş rollerde yer alıyor. Toplumda da kadın, bu modellere uygun davranmadığında yadırganıyor” diye belirtti.

şiddet normalleşiyor

ŞİDDET NORMALLEŞİYOR

Şiddet görüntülerinin de medyada çok fazla yer aldığını vurgulayan Uzman Psikiyatrist Dr. Tümüklü, “İnsan olarak şiddete tanık olmak bizde yüksek düzeyde uyarılmaya yol açıyor. Bir ekran aracılığıyla da olsa şiddet görüntüleri vücudumuzda yüksek düzeyde adrenalin düzeyi salgılanmasına, vücudumuzun savaş veya kaç tepkisine girmesine yol açıyor. Medyada şiddet, izleyenlerde yüksek duygusal tepkiye yol açtığı için çok kullanılıyor. Bu sahnelere maruz kalanlar savaş ve kaç tepkisi ile ya aşırı uyarılıyor ve günlük hayatında savaşma moduna geçiyor ve çok küçük anlaşmazlıklarda bile uyarılmışlıkla aşırı tepki veriyor. Bu da gündelik hayatta şiddeti arttırıyor. Ya da şiddet görüntüleri sonucu kaçma moduna girdiyse gündelik hayattaki küçük uyaranlardan bile rahatsız oluyor, korku ve geri çekilme gelişiyor. Daha büyük bir grup ise bu aşırı uyarılmanın getirdiği rahatsızlıktan kurtulmak için duyarsızlaşmaya başlıyor. Böylece şiddet normalleşiyor. Sanki gerçek hayatta şiddete maruz kalanlar acı çekmiyormuş gibi, bunlar olağan durumlarmış gibi algılanıyor” dedi.

ŞİDDET MEDYADA YER ALMAMALI

ŞİDDET MEDYADA YER ALMAMALI

Çocukların ve gençlerin bu dizilerdeki karakterleri ve bu karakterlerin sorun çözme yöntemlerini model alabildiklerini ifade eden Uzman Psikiyatrist Dr. Tümüklü, kişilerin bu dizileri gerçek dünyanın modeli olarak görebildiklerini belirtti. Bu nedenle şiddetin problem çözümü için uygun bir yöntem gibi gösterilmesinin, şiddetin cezasız kalmasının hatta kötülere karşı uygulanmasının normalleştirilmesinin çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Uzman Psikiyatri Dr. Tümüklü, “Çünkü dizilerde iyi ve kötü ayrımı çok net, gerçek hayat öyle değil. Bizden olan iyi, bizden olmayan kötü şeklinde bir bölmeye gidiyor ister istemez hem çocuklar hem de yetişkinler. Haberlerin veriliş biçimi ve film ve dizilerde şiddetin gösteriliş biçimi çok önemli. Şiddet görsel olarak hiç yer almamalı medyada. İzleyen kişilerde savaş ve kaç tepkisine yol açmamalı. Mutlaka şiddetsiz çözüm yöntemlerinin olduğu vurgulanmalı. En önemlisi mutlaka adli kurumlarca cezasının verildiği gösterilmeli. Özellikle çocukların ama sadece onların değil toplumdaki tüm bireylerin ekran süreleri azaltılmalı. Bu sadece azaltın demekle olmuyor. Çocukların için oyun alanları, parklar, spor tesisleri gibi iyi zaman geçirme olanaklarının arttırmak gerekiyor. Hem yetişkinlerin hem çocukların doğaya daha kolay ulaşması, hayvanlarla ve diğer kişilerle daha çok doğa içinde zaman geçirmesi sağlanmalı. Televizyon ya da internet zamanını azaltabilecek şekilde müzik aleti çalmak, el işi yapmak ya da hobilerle ilgilenme olanaklarını arttırmak yararlı olacak” ifadelerini kullandı.

Yazarımız Kim ?

MERVE AĞRIÇ

İlginizi Çekebilir...

Engelliler Bakanlığı kurulacak
  • Gündem
  • 15.05.2025 00:19
Engelliler Bakanlığı kurulacak
Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script