Türklerin seyahat özgürlüğü kısıtlanıyor

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER / Avrupa ülkelerinin Türk vatandaşlarına yönelik vize politikasının giderek kötüleştiği belirtiliyor. Turizmin yanı sıra, iş, sanat, sağlık, spor, kültür ya da eğitim için Avrupa’ya gitmek isteyenlerden vize alamayan Türk vatandaşlarının oranı yüzde 50’leri geçmiş durumda. Seyahat acenteleri hazırladıkları paketlerde vize randevu süresinin uzaması ve kabul edilmemesi sebebiyle müşterilerine mağdur olurken aynı zamanda bu durumdan sürekli olarak zarar ediyor. Özellikle pandemi sürecinden sonra sorunun katlanarak büyüdüğünü ve Avrupa Birliği’ne aday, Gümrük Anlaşmasını imzalamış olan Türk vatandaşlarına kötü muamele yapıldığını dile getiren TÜRSAB İzmir Başkanı Kıvanç Meriç, “Günlük kotaların çok düşük olması, Almanya’nın ve Fransa’nın keyfi kota yaratma davranışında bulunması gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Gün geliyor hiçbir şekilde kota vermiyorlar. Bu etik değil. Türk vatandaşlarının seyahat özgürlüğü kısıtlanıyor” dedi. Öte yandan, Türk yetkililerinin vatandaşlarının yurt dışına çıkmasında zorluk çıkardığını ifade eden Meriç, “Geçen sene her yerde taksitler devam ederken ne alakayaysa yurt dışında taksitler yasaklandı. Burada bir iyi niyet arayamıyoruz maalesef” şeklinde konuştu.

SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ KISITLANIYOR

Pandemi sürecinden sonra yaşadıkları sorunun katlandığını fakat bir türlü gerçek nedeninin nereden kaynaklandığını bilmediklerini söyleyen Meriç, “Günlük kotaların çok düşük olması, Almanya’nın ve Fransa’nın keyfi kota yaratma davranışında bulunması gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Gün geliyor hiçbir şekilde kota vermiyorlar. Yunanistan adalardan dolayı biraz daha cazip bir şekilde yaklaşmaya çalışıyor ama onlarda da günlük kota halen daha çok düşük. Aldığımız duyumlara göre, Almanya, Fransa günde 15 – 20 kişi Yunanistan ise 100 kişi civarında bir kota açıyor. 4,5 milyonluk bir şehirden bahsediyoruz. Burada bulunan konsolosluklar bütün Ege Bölgesi’ne hitap ediyor. Bu kotaların bu bölgelere cevap vermesi imkânsız. Çünkü iş insanı, eğitimcisi, öğrencisi, tatilcisi herkes gitmek istiyor. Burada tam anlamıyla bir engelleme söz konusu. Bu kotaların geç kalınmadan arttırılması gerekiyor. Öte yandan, vize süreleri de uzatılmalıdır. Çünkü vatandaşa bir haftalık, 10 günlük vizeler veriliyor. Vize bitince vatandaş bir daha vize başvurusunda bulunuyor. Bu da bir yığılmaya sebep oluyor. Her şeyden önce Avrupa Birliği’ne aday olan bir ülkeye bu ızdırabın çektirilmemesi gerekiyor. Bu etik değil. Türk vatandaşlarının seyahat özgürlüğü kısıtlanıyor. Avrupalı buraya nüfusuyla girerken Türk vatandaşı, Avrupa Birliği’ne aday ve Gümrük Birliği’ni imzalamış bir ülkenin vatandaşı olarak halen daha 7 sülalemizin evraklarını teslim etsek bile, gerçekçi gelmedi gibi açıklamalarla reddediliyor” diye konuştu.

RUS VATANDAŞINDAN FARKIMIZ KALMADI

Yaşadıkları sorunun sadece Avrupa ülkelerinden kaynaklı olmadığını ifade eden Meriç, Türk yetkililerinin de vatandaşlarının yurt dışında döviz harcamasını önüne geçmek için bazı engellemelerde bulunduğunu belirtti. Geçen yıl yurt dışında kredi kartı taksitlerinin yasaklanmasını hatırlatan Meriç, “Geçen sene yurt dışına turizme kredi kartı taksitleri yasaklandı. Neden yurt dışına sadece yasaklanıyor. Yurt içi ile yurt dışı arasında ne fark var? Burada bir iyi niyet arayamıyorum ben. Yurt dışına gitmek lüks bir segmentse bu genel bir kavramdır o zaman tüm segmentlerde taksitlerin kaldırılması gerekir. Geçen sene her yerde taksitler devam ederken ne alakayaysa yurt dışında taksitler yasaklandı. Burada bir iyi niyet arayamıyoruz. Bunun yanı sıra Avrupa’nın da çok iyi niyetli olduğuna inanmıyorum. Bu durumu siyasi bir silah gibi kullanıyorlar. Rusya – Ukrayna savaşı sebebiyle Avrupa Rus vatandaşlarına tepki göstermek için onları kabul etmiyordu. Şu anda bizim Rus vatandaşlarından ne farkımız kaldı. Bir şekilde izole edilmiş vaziyetteyiz” ifadelerini kullandı.

MİLLİ GELİR DIŞARIYA GİDİYOR

Geçen senelere oranla ret oranlarının çok arttığını belirterek bunun ciddi bir milli gelir kaybına sebep olduğunu ifade eden Meriç, “İş insanlarının günübirlik yurt dışına çıkmasını gerektiren durumlar olabiliyor bazen. Artık teknoloji çağında yaşıyoruz. Hızlı hareket edip bu işleri halletmemiz gerekirken iş için başvuru yapan vatandaşlarımızın vize randevularının ne zaman çıkacağı belli olmuyor. Vize işi acentelerin işi olmamasına rağmen bu işi yapıyor. Acentelerin işi, oteli, uçak bileti, ulaşımı ve ören yeri girişlerinden ibaret olan bir paket hazırlamak. Ama artık paketlerin içerisine vizeleri koymak zorunda kalıyoruz. Vize işi aslında vatandaşın kendi sorundur. Vatandaşta vize olmadığı için paketler satılmıyor. Günün sonunda vize alamadığımız zaman acenteler suçlu oluyor. Ondan sonra para iadeleri başlıyor. Acenteler zarar etmeye başlıyor. Vize konusunda gerçekten iş kontrolden çıkmış durumda. Biz TÜRSAB olarak elimizden geleni yapıyoruz. Bayram döneminde Yunanistan’a satılmış olan paketlerin bir kısmını özel ilave kontenjanla aldırdık. Ama tabi bu sürdürülebilir bir şey değil. Seyahat acenteleri bu paketleri satamazsa batar. Çünkü seyahat acentesi vatandaşa uygun bir paket hazırlamak için uçak biletlerinin, otellerin parasını peşin ödüyor. Ön ödemeleri yaptıktan sonra vize çıkmadığı zaman paraları uçup gidiyor. Bir başvuru 150 – 200 eurolara denk geliyor. Oraya giden para milli servet. Ve buna karşı hiç kimse bir şey yapmıyor” dedi.