- Gündem
- 22.04.2025 16:15
MEB, Dünya Bankası tarafından finanse edilen ‘Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi’ne ilişkin hazırladığı raporu internet sitesinde yayınladı. Rapora göre; ekonomik yapı eşitsizliği artırıyor, çocuklar okulu bırakıyor
SULTAN GÜMÜŞ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), Dünya Bankası tarafından finanse edilen ‘Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi’ne ilişkin hazırladığı rapor açıklandı. Kamuoyuyla paylaşılan raporun sonuçları ise toplum açısından iç karartıcı görünüyor. Çünkü sunulan bilgilere göre uzaktan eğitim sürecinde dezavantajlı olarak tanımlanan öğrenciler geride kalıyor; dijital cihazlara erişim ise oldukça kısıtlı. Bu nedenle Türkiye’deki birçok çocuğun okulu bıraktığı belirtiliyor.
MEB, proje için ‘Paydaş Katılım Planı’ ile ‘Çevresel ve Sosyal Taahhüt Planı’ isimli iki farklı rapor yayımladı. Raporlarda, pandemide eğitimin dijital platformları taşınması nedeniyle ortaya çıkan, ‘devasa sayıdaki eş zamanlı kullanıcı sayısını’ kaldırabilmesi için EBA’nın acil geliştirmelere ihtiyaç duyduğu belirtildi. Bunun yapılabilmesi için ‘Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim (SSDE) Projesi’nin bütçesi 1 milyon dolar olarak belirlendi.
DEZAVANTAJLILAR GERİDE KALIYOR
‘Çevresel ve Sosyal Yönetim Çerçevesi’ başlığı altında yayınlanan raporda, “Kovid-19 pandemisi sırasında, düşük sosyoekonomik arka planlara sahip olan, engelli, sığınmacı veya anadili Türkçe olmayan diğer öğrenciler ve evden eğitim çabalarını destekleme konusunda daha az yetkinliği veya becerisi olan ebeveynleri olan öğrenciler kendi eğitim performanslarının gerisinde kalma riski altındalar” denildi. Engelli öğrenciler, ulaşılması güç alanlarda yaşayan öğrenciler, göçmenler ve diğer hassas hanelerdeki öğrenciler için ‘öğrenme destek programları’ sağlayacağını ifade eden MEB, uluslararası kurumlar ile ortaklıklar gerçekleştirileceğini belirtti.
DİJİTAL CİHAZLARA ERİŞİM KISITLI
Raporda, uzaktan eğitim sürecinde dijital cihazlara (diz üstü bilgisayar ve tablet) erişimin de kısıtlı olduğu vurgulandı ve EBA’nın içeriklerinin televizyon gibi dijital olmayan kanallar üzerinden iletilmesi için uygun hale getirileceği belirtildi. Akıllı telefonlar için de uygulamalar geliştirildiği ifade edildi. MEB, ‘hassas grupları’ hedefleyen stratejilerini ise şöyle sıraladı: “EBA’nın kapsamının genişletilmesi (1 milyondan 5 milyon eş zamanlı kullanıcıya yükseltilmesi) bakımından izlenecek olan eşitlik haritası, Eğitim içeriklerinin dijital cihazları olmayan yoksul ailelere iletilmesi için bir eşitlik stratejisi olarak EBA TV’ye yönelik sürekli destek, Dijital eğitim içeriklerinin işitme ve görsel engellilik durumu olan özel eğitim öğrencileri için uygun hale getirilmesi, Telafi dersleri için kapsam genişletme hedefi ile telafi derslerine destek (özellikle hassas öğrencilerin faydalanması için).”
ÇOCUĞA AİLE İÇİ ŞİDDET ARTTI
Raporda dikkat çekilen bir diğer önemli nokta ise çocukların bu süreçte aile içi şiddetle karşı karşıya kaldığına yönelik şu ifadeler yer aldı: “Cinsel Şiddet/Cinsel İstismar (CŞ/Cİ) aile içi şiddet riski genel sokağa çıkma yasağı sırasında ve çoğu/tüm aile bireylerinin evde olduğu sırada artıyor. Bildirilen çocuk istismarı ve çocuklara yönelik kötü muamele sayısı, Türkiye’de yer alan Uluslararası Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneğine (UCIM) göre pandemide artış göstermiştir.”
ÇOCUKLAR OKULU BIRAKACAK
MEB, ekonomik eşitsizliklerin uzaktan eğitimde öğrenme kaybını çok daha arttırdığını ve yoksul ailelerin çocuklarının eğitimden kopmaya başladığını belirtti. Raporda önlemler alınmazsa ileriye dönük ciddi sorunlar yaşanacağı belirtildi ve şöyle denildi: “Kovid-19 nedenli öğrenme kayıpları ekonomi üzerinde uzun dönemli bir etkiye sahip olacaktır. Okulların mevcut kapanışı şu anda kayıtlı olan tüm öğrenci grupları için 0.6 puanlık bir öğrenime göre ayarlanmış okullaşma yılı (LAYS) 10 kaybına neden olacaktır. İyileştirici çözüm politikaları zamanında alınmazsa düşük gelirli ailelerdeki öğrenciler okulu bırakacak ve bir daha okula dönme fırsatına sahip olmayacaktır, öğrenciler erken yaşta okulu bırakacaktır, okulu bırakma oranı artacaktır ve öğrenme kayıpları kaçınılmaz olacaktır. Önlemler bu kayıpları ele almazsa ülkenin insan sermayesi de 0.03 oranında düşecektir. Bu da uzun vadede eğitim kazanımları düşük durumda olan öğrenci gruplarının 15 yıl içinde iş piyasasına girdiklerinde daha düşük gelir sahibi olacakları, daha düşük sosyoekonomik durumda olacakları ve doğal olarak GSYİH'in düşeceği anlamına gelmektedir.”