- Gündem
- 20.04.2025 00:38
Mülkiye İzmir Hayvan Hakları Grubunun “ Hayvan Deneyleri” söyleyişinde hayvan deneylerinin canlılar üzerindeki olumsuz etkileri tartışıldı
Hayvan Deneyleri söyleşisi Mete Hüsünbeyi moderatörlüğünde gerçekleşti. Hayvan deneyleri hakkında kısa bir girizgah yapan moderator Hüsünbeyi, sözü konuşmacılara bıraktı. Online zoom üzerinden olan söyleyişide; Deneye Hayır Derneği Başkanı Uzman Doktor Onkolog Oğuzcan Kınıkoğlu ve Deneye Hayır Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Veteriner Tekniker Yağmur Özgür Güven sunum yaptılar. Söyleşinin ardından izleyiciler uzmanlara merak ettiği soruları sordular. Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu yönetiminin düzenlediği “Hayvan Deneyleri” konulu söyleyişi Mülkiyeliler Birliği İzmir youtube hesabı üzerinden yayınlandı. Türkiye’de hayvan deneylerine karşı ilk kurulan dernek “Deneye Hayır Derneği” temsilcileri eğitimde alternatif bilimsel metotların olması gerektiğini belirtti.
Türkiye’de bu konuda öncü çalışmaları olan, Deneye Hayır Derneğinin Yönetim Kurulu Üyesi ve hayvan hakları savunucusu Yağmur Özgür Güven, “ Hayvan deneyinin kısaca tanımı; Yönetmelikteki tanımlama ile “deney” bilimsel amaçlarla canlı hayvanlar üzerinde gerçekleştirilecek her türlü prosedür veya prosedürler bütünüdür. İnsan harici hayvanlar üzerinde bilimsel amaçlı yapılan çalışmalar diye tanımlama yapılıyor. Deneylerin kapsamında esasında sistematik işkence yatıyor. Bilimsel çalışmalar ikiye ayrılıyor: Biyomedikal araştırmalar ve temel araştırmalar diye biliniyor. Hayvan deneylerinin ilk amacı insanın faydası düşünülerek yapılıyor diye biliniyor. Son yarım yüzyılda hayvan deneylerine karşı bir muhalefet de var. Türkiye’de yapılan araştırmalara göre ülkemizde her 100 bilim insanında 45’i hayvan deneylerini savunuyor. Akademik çalışmalarda bunu altın standart gören akademisyenler yükselmek için hayvan deneylerini maalesef tercih ediyorlar. Teknolojik gelişmeleri yakından takip edemeyen bilim insanları halen hayvan deneylerini kullanıyor. Bunların akademik, ekonomik ve sosyolojik nedenleri var. Hayvan deneylerini ahlaki açıdan meşrulaştırılıyor” şeklinde konuştu.
Hayvan deneylerinden olumlu sonuçların alınmadığını, yapılan deneylerin çelişkili olduğunu söyleyen hayvan hakları savunucusu Yağmur Özgür Güven, ”Farklılıklarımızı ve benzerliklerimizi söyleyerek hayvan deneylerinin yapılması çok çelişkili bir durumu oluşturuyor. Öncelikle şuna karar vermemiz lazım; hayvanlar bizim gibi mi? Değil mi? İnsan, yararı için atılan bilimsel adımlarda bunu kanıt olarak göstermek çok çelişkili bir durum… Türler arasında biyolojik, fizyolojik farklılıklar ve çeşitlilikler var. Bir fare ile insanın benzerliklerine tutunarak uzun yıllardır aynı çalışmaların üzerinde sonuç alınamadığı halde tekrar edilmesini bağnazlık olarak görüyorum. Hayvan deneyleri üzerine küresel olarak bir bütünlükten bahsedemiyoruz. Amerika’da federasyonda kurallar ve kısıtlamalar farklılıklar gösterebiliyor” dedi.
Hayvan deneylerinde insanların özne olduğunu, ülkemizdeki etik kurulların bu deneylere izin verdiğini açıklayan Yağmur Özgür Güven konuşmalarına şu şekilde devam ediyor: “5119 kanuna göre hayvan deneyleri yasak olarak görülmüyor. Hayvanları koruduğu sanılan bu yasalarda hayvanların yaşamı savunulmuyor. Hayvan deneylerinde özne olanlar insanlardır. Etik kurulu ile düzenleme oluyor. Ülkemizde etik kurullar hayvan deneylerine izin veriyorlar. Sağlıklı, canlı bir hayvanı alıp milyonlarca kez bu deneyin yapılmasını doğru bulmuyorum. Bu hayvan uygulamaları kendi üzerinde uygulanmasını ister mi? Bu soruyu sormamız gerekiyor. Hayvan deneyleri hayvanlar için bir işkencedir. Hayvan deneylerine karşıtlığın iki temel dayanağı olduğu rahatlıkla söylenebilir: ahlâki ikilem ve bilimsel yanılgı. Ahlâki ikilemi yaratan şey, tıpkı insanlar gibi acıyı, korkuyu ve endişeyi deneyimleme kapasitesine sahip, kendi yaşamının öznesi olarak birer birey olan hayvanların yaşam haklarının ihlal edilmesinin savunulacak bir yanı olmadığı gerçeğidir. Diğerinde ise, hayvanlardan elde edilen verilerin insan sağlığını tehdit eden yanıltıcı sonuçlarının yarattığı tehlike öne çıkıyor”
Hayvan deneylerine öğrenci yıllarında karşı çıkan, eğitimde hayvan deneylerinin önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Deneye Hayır Derneği Başkanı Uzman Doktor Onkolog Oğuzcan Kınıkoğlu, “Hayvan deneylerini; Eğitim, kozmetik, bilim olarak üçe ayırıyorum. Eğitimde hayvan deneylerinin önüne geçmemiz gerekiyor. İnsan haklarına ve hayvan haklarını savunan biri olarak öncelikle Tıp fakültesinde hayvan deneyleri ile tanıştım. Hayvan deneylerini gördüğümde karşı çıktım ve hiç yapmadım. Bu benim için hiç eksiklik olmadı. Öğrencilerin hayvanlar üzerinde deney yapmadan eğitim görmeleri gerekiyor” diye ifade etti.
Hayvan deneylerinin yapanların bencil olduklarını, hayvan deneyinin doğru bir çalışma yöntemi olmadığını söyleyen konuşmacı Uzman Doktor Oğuzcan Kınıkoğlu, “2021’de TBMM’de hayvan hakları yasasında bilimsel yöntemlerin daha farklı olması gerektiğini talep etmiştik. Maalesef talebimiz kabul edilmedi. Bilimsel alternatif metotlarla öğrencilere eğitim veren fakülteler var. Hayvan deneyleri yapanlar bencil davranıyor. İnanılmaz bir bencillik var! İnsanlar kendi çıkarları için hayvanları yok sayıyor. Bugüne kadar çıkan ilaçların hayvan deneyleri üzerinden olduğunu biliyoruz fakat bunun doğru bir çalışma olduğunu düşünmüyorum. Yakın tarihte yakın gelecekte daha farklı alternatif deneylere geçilecektir” diye konuştu.
BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Nesli tükenmekte olan hayvanlar