Beyaz altında kriz: Üretici pamuk ekmiyor

İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, girdi maliyetlerinin artması, talebin azalması ve desteklemelerin yerinde saymasından dolayı çiftçinin tarlasına pamuk ekmekten imtina ettiğini belirtti


  • Oluşturulma Tarihi : 15.05.2024 08:31
  • Güncelleme Tarihi : 15.05.2024 05:31
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Beyaz altında kriz:  Üretici pamuk ekmiyor haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER Türkiye’de ekim sezonun başlamasıyla birlikte beyaz altın pamukta zor günler yaşanıyor. Üretim maliyetlerindeki artış ve yüksek enflasyona rağmen pamuk fiyatlarının üreticilerin beklentilerinin altında kalması pamuk üretiminin sürdürülebilirliğini olumsuz etkiliyor. Nitekim dünya pamuk fiyatları 77 TL/kg seviyelerinde dolaşırken yerli pamuk fiyatı ise 73 TL’den 61 TL’ye geriledi. Sektörün içinde bulunduğu durumun iyi olmadığını belirterek, ekim döneminde fiyatların düşmesinden dolayı çiftçinin pamuk üretiminden uzaklaştığını söyleyen İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, “İhracatçının rekabet gücü kalmadı, kapasite kullanım oranı yüzde 60’lara düştü, ekim alanları azaldı” diye konuştu.

BU İŞTEN MUTLU OLAN YOK

Pamukta yaşanan arz talep dalgalanması sebebiyle yurtdışı pamuk fiyatı ile yurtiçi pamuk fiyatı arasında ciddi fark oluştuğunu ve bu nedenle üreticinin pamuk ekmekten çekindiğini belirten Uçak, “Pamuk sektörü tekstil ve hazır giyim sektörünü doğrudan ilgilendiren hem içinde barındırdığı istihdam sayısı açısından çok stratejik bir öneme sahip. Hem de 30 milyar dolarlık ihracat rakamıyla ülke ekonomisi için çok önemli bir sektör. Pamukta şu anda arz tarafı daha ağır basarken talep tarafı ise bunu karşılamıyor. Bunun nedenlerini ise para maliyetlerinin yüksek olması, üreticilerin son dönemde malı elde tutmak yerine pamuğu satmakta daha agresif davranması ve pamuk fiyatlarının dünya piyasasının altında kalması olarak sıralayabiliriz. Endüstrinin hammaddesi olan pamuğun fiyatına baktığımızda ise 2 - 3 yıldır yerinde saydığını görüyoruz. Biz bin 600 TL destekleme alırken dolar kuru 7 8 liraydı. Desteklemenin olmadığı yerde sürdürülebilir üretimin olması mümkün değil. Pamuğun tam ekim döneminde fiyatların geriye gitmesi üreticinin moralini bozdu. Bu durumda, çiftçi tarlasına pamuk ekmekten imtina ediyor. Yüksek üretim maliyetleri ve gerileyen pamuk fiyatları nedeniyle pamuk üretiminden umduğu geliri elde edemeyen üreticilerimiz toprağını terk ediyor. Kapasite kullanım oranı yüzde 60’lara düştü. Ekim alanları azaldı. Üretici mutsuz, tüccar mutsuz, sanayici mutsuz, ihracatçı mutsuz. Bu işte mutlu olan yok” diye belirtti.

GİRDİ MALİYETLERİ YÜZDE 150 ARTTI

Girdi maliyetlerinin son yıllarda sürekli olarak arttığını ifade eden Uçak, “Bu artış yüzde 150 oranında. Tohumundan, işçisine kadar ciddi oranlarda bir maliyet artışı var. Ancak pamuk fiyatı geçen seneki pamuk fiyatıyla hemen hemen aynı. Hatta enflasyonla oranlandığı zaman altında bile kalabiliyor. Sektörün bu şekilde sürdürülebilir olması mümkün mü? Pamuğun üretimi diğer tarım ürünlerine göre kat kat maliyetli. Tahıl suyu kaçıyor, iklim şartlarından etkilenip strese giriyor diye pamuğunu iki kere ekenler var. Bugün kuru üzümün fiyatı 100 TL’ye dayanmışken pamuk fiyatları yerlerde sürünüyor. Döviz kuru sebebiyle ihracatçının rekabet gücü kalmadı. Pakistan Bangladeş, Vietnam ve Kore gibi ülkelerle rekabet gücümüzü kaybettik” ifadelerini kullandı.

İHRACATÇI DEĞİL İTHALATÇI OLURUZ

Yerli talebi arttırabilmek için eldeki mevcut pamukların devreden stok yerine yerli sanayiciye Amerika’da uygulanan GSM kredileri gibi kredilendirilerek alım kolaylığı sağlanması gerektiğini söyleyen Uçak, “Depoda duran malın ekonomiye hiçbir faydası yok. O yüzden hem üreticimiz hem de sanayicimizin mağdur olmaması için sanayicimizi Amerika’da uygulanan GSM kredileri gibi kredilendirilerek, geri ödemelerini ise gerekirse 2-3 taksite bölerek depolarda tutulan yerli ve milli hammaddelerimizi kendi sanayicimize kullandırmamız lazım. Bir tarafta sanayicimiz pamuk almak için para arıyor, diğer tarafta ise üreticimizin paraya ihtiyacı olduğu için malını satmak istiyor. Ama biz bu ikisini yan yana getiremiyoruz. Bunu yapmak Türkiye için zor bir durum değil. Sorunların çözümünü sadece kişilerden, şirketlerden veya devletten beklemek doğru değil. Alternatif çözümler üretmek için STK’larla, borsalar ve odalarla ortak bir toplantı yapılıp ortak akılla sorunları gerekli mercilere ulaştırmamız gerekiyor. Hükümetlere, kişilere veya bakanlara bırakılmadan, sürdürülebilir, orta vadeli tarım politikalarına ihtiyacımız var. Aksi takdirde 30 milyar doların üzerinde bir ihracat gelirine sahip olan tekstil ve konfeksiyon sektörümüz dışa bağımlı olacaktır. Yani pamukta ihracatçı konumdan ithalatçı konuma geçeriz. Bu da ülke ekonomisini ciddi yönde olumsuz etkiler” dedi. 

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ