Kadın olmanın gururunu  yaşayan tüm kadınlara ithafen 

Sosyolog ve yazar Onur Uzer, yayınlanan kitabı ‘Atatürk’ün Işığında Türk Kadınları’nı anlattı. Uzer, Atatürk’ün yaşamında önemli bir yer alan 14 Türk kadınını ele alarak, kadın olmanın gururunu yaşayan tüm kadınlara sesleniyor

  • Oluşturulma Tarihi : 11.01.2020 11:18
  • Güncelleme Tarihi : 11.01.2020 11:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kadın olmanın gururunu  yaşayan tüm kadınlara ithafen  haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Onur Uzer, “Okudukça doldum, yazdıkça da olgunlaştım’ diyen bir yazar… . Atatürk araştırmacısı emekli Albay Hakan Hüseyin Çitim ile birlikte son 4 yıldır Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini, birincil kaynaklardan arşiv arşiv araştırarak incelediklerini dile getiren yazarın ‘Atatürk’ün Işığında Türk Kadınları’ kitabı şu an tüm raflarda yer alıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamında önemli bir yer tutan 14 Türk kadınını ele alan yazar, “Kadına yönelik şiddetin, öfkenin, cinayetlerin yaşandığı bir dönemden geçtiğimiz zaman diliminde kitabı çıkarmış olmak acıya umut bastırmak gibi bir şey oldu bizimkisi” diyor. 14 Türk kadınının aziz hatırasına ve kadın olmanın gurunu yaşayan tüm kadınlara kitabı gururla ithaf eden Uzer, Kemal Sayar’ın bir şiiriyle her şeyi özetliyor: ‘Hayat sürekli mucizedir oğlum şaşırmayı öğren her yeni günde’. 



YAZDIKÇA OLGUNLAŞTIM
Öncelikle kendini tanıtan sosyolog ve yazar Onur Uzer, şunları söyledi: “1990 yılında Bursa’nın Karacabey ilçesinde doğdum. İlk, orta, lise öğrenimimi bu kentte sürdürdükten sonra Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyoloji bölümünü 2014 yılında, aynı bölümü 2017 yılında yüksek lisans derecesi ile bitirdim. 2017 yılından bu yana da aynı üniversitede Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde Kentsel Dönüşüm doktora programı çerçevesinde kentsel dönüşüm tezi yazmaktayım. Akademik çalışmalarımın yanında, edebiyat dergilerinde yazılar yazıyor, Atatürk tarihi, Atatürk ve kadın tarihi üzerine araştırmalar yapıp biyografiler yazıyorum.” Yazma eğiliminin küçük yaşlarda kâğıtlara karaladığı metinlerle başladığını kaydeden Uzer, “10 yıldır bayram sabahlarına yazdığım metinler birikti, derlenmeyi bekliyor. Yazmayı hep büyük bir şey gibi görürüz ama bununla ilgili çok güzel bir söz imdadıma yetişir. ‘Büyük şey yoktur, küçük şeyleri büyük bir aşkla yapmak vardır. Mutluluk arayışı değil, arayışın mutluluğu bize yeter’. Yazma arayışı da beni hep huzurlu hissettirdi. Sosyoloji eğitimi almış olmak, sosyolog olmak birçok parçadan oluşan toplumu bir bütün olarak görmemi, toplumsal ilişkileri geniş bir perspektifte analiz etmemi, kentin, insanın periferisini resmetmemi sağladı. Akademik bir üretim içerisinde yer almak okumak ve yazmak sürecinde kişisel gelişimime her zaman pozitif bir katkı oluşturdu. Ernest Jünger’in dediği gibi: ‘Okumak bir insanı doldurur, konuşmak onu hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır’. Okudukça doldum, yazdıkça da bu süreçte olgunlaştım diyebilirim” cümlelerini kullandı.



“ATATÜRK HEPİMİZİN ORTAK DEĞERİ”
“Atatürk, ülkemiz için hepimizin ortak değeri” ifadelerine yer veren Uzer, “Onunla ilgili araştırma yapmak da büyük bir gurur. Atatürk araştırmacısı emekli Albay Hakan Hüseyin Çitim ile birlikte son 4 yıldır Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini, birincil kaynaklardan arşiv arşiv araştırarak inceliyoruz. Bu incelemeler sonucu 2017 yılında ‘Bir Sevdadır Atatürk’ kitabı yayınlandı. Son 1 buçuk yıldır da Atatürk’ün ışığında olan onunla gerek karşılıklı diyalogda bulunmuş, gerek bir emri, mektubu ile yaşamına yön verilmiş öncü 14 Türk kadınını aylarca süren araştırmalar sonucunda derledik ve Sentez Yayınları aracılığıyla kitap haline getirdik” dedi. Yeni kurulan bir Cumhuriyet döneminde yoksullukla, cahillikle savaşan, okuma yazma oranının yüzde 10 olduğu bir süreçte Türk kadınlarının çok büyük işler başardığını vurgulayan Uzer, “Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı’nın sürdürüldüğü dönemde, eli silah tutan erkeklerin yerini nasıl da Türk Kadınının doldurduğunu görmüştü. Mustafa Kemal Paşa Türk bağımsızlık ateşini Sultanahmet mitinginde tutuşturmaya çalışan Halide Edip Adıvar’lardan, cepheye kağnılarla cephane yetiştirmeye çalışan Fatma Seher Erdenlere, semada kuş gibi süzülen savaş pilotu Sabiha Gökçenlere ve Anadolu kadınını da gözleriyle görmüş neler başarabildiğini yaşamıştır” diye konuştu. 



“GURURLA İTHAF EDİYORUZ”
Kitapta her bir meslek grubunda ilkleri başarmış öncü 14 Türk kadınını ve Atatürk ile olan anılarını kaleme aldıklarını aktaran Uzer, şunları ekledi: “Kimler mi, İlk Türk Kadın Tarih Profesörü; Afet İnan, İlk Türk Kadın Tarih Öğretmeni; Refet Angın, İlk Türk Kadın Savaş Pilotu; Sabiha Gökçen, Milli Mücadele Döneminde Bağımsızlık Ateşini Yakan İlk Türk Kadın; Halide Edip Adıvar, İlk Türk Kadın Birlik Komutanı; Fatma Seher Erden (Kara Fatma), İlk Türk Kadın Avukat; Süreyya Ağaoğlu, İlk Türk Kadın Doktor; Safiye Ali, İlk Türk Kadın Dünya Güzeli; Keriman Halis Ece, İlk Türk Kadın Kimyager; Remziye Hisar, İlk Türk Kadın Opera Sanatçısı; Semiha Berksoy, İlk Türk Kadın Ressam; Mihri Müşfik, İlk Türk Kadın Roman Yazarı; Fatma Aliye Topuz, İlk Türk Kadın Sahne Oyuncusu; Bedia Muvahhit, İlk Türk Kadın Milletvekili; Hatı Çırpan. Bu 14 Türk Kadınının aziz hatırasına ve kadın olmanın gurunu yaşayan tüm kadınlara bu kitabımızı gururla ithaf ediyoruz.”
ATATÜRK VE 14 TÜRK KADINI
“Her kitap muhakkak ki değerlidir. Ancak sizin bu kitabınızı diğer kitaplardan ayıran özellik nedir?’ sorusunu da yanıtlayan Uzer, “Bizim kitabımızı değerli kılan öncelikle toplumda kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın, istismarın, yok sayılmanın, ayrıştırıcı tüm unsurlarla karşı karşıya kalmış kadınların hak etmedikleri değeri yaşadığı bu süreçte kitabımızdaki ilkleri başarmış ve Atatürk’ün ışığıyla yolunu aydınlatmış Türk kadınlarımızın neler başardığını anlatarak tüm kadınları yüreklendirmek, değerli hissettirmek. Küçük de olsa bir umut aşılamaktı. Bir hassasiyet göstermek istedik ve bunun gururunu yaşıyoruz. Her kitap değerli ancak bizim kitabımızdaki 14 Türk kadını da fotoğraflarla, kaynaklarla beslenerek anlatıldı. Güncel birçok kitapta tarih verilmeden, kaynak verilmeden yazılmış onlarca metin görüyoruz. Biz bu konuda çok hassas davrandık. Atatürk ile anıları olan 14 Türk kadınının anıları, anekdotları, anlatıları bizzat arşiv taramaları, ilgili belgeseller izlenerek ve birçok kitap taranarak verildi. Bu da kitabın önemli bir detayıdır” yorumunda bulundu. Kitapta kullanılan dilin klasik pozitivist bir tarih anlatıcılığı olmadığını söyleyen Uzer, “Kitapta yer alan her kadın doğumundan yaşadığı döneme kadar edebi bir dil kullanılarak, akıcı, anlaşılır, özgün ifadelere yer verilerek aktarılmaya çalışıldı. Mustafa Kemal Atatürk ile kadınların karşılaştığı sahneleri okuyucuya duygu yüklü bir anlatımla verilmeye çalışıldı. Kitabı temin edip okuyan okuyucularımız akıcı ve keyifli bir anlatım olduğunu söylediler. Bu da bizi mutlu etti” cümlelerine dikkat çekti. 
“BÜYÜK BİR GURUR VE HEYECAN”
Kitabın yayınlandığını ileten yazar Uzer, “Ama daha çok yeni, 2 ay olacak. Kitabı edinen okuyuculardan çok güzel yorumlar alıyoruz. Kadına yönelik şiddetin, öfkenin, cinayetlerin yaşandığı bir dönemden geçtiğimiz zaman diliminde kitabı çıkarmış olmak acıya umut bastırmak gibi bir şey oldu bizimkisi. Özellikle kadın okuyucularımızdan çok güzel yorumlar alıyoruz. Erkek okuyucularımızda ilgi gösteriyor ancak daha fazla tanıtmaya, ulaştırmaya ve okunmasına vesile olmak için çalışıyoruz. Dilerim bu yazıyı okuyan okuyucularda ilgi gösterir, teveccüh buyururlar. Bu kitap hem kadınlar için hem toplumumuzu saran kara bulutun dağılması, yaralarımızın sarılması açısından da umut dolu bir içerik sunuyor” dedi. Kitabın sahneye taşınma fikrini de ele alan Uzer, “Bu çok yeni bir fikir, şu anda olgunlaşıyor. Oyunu yazmaya da başladım. Kitap çok değerli öncü 14 Türk kadının başarıları, çabaları, umut dolu mücadelelerini anlatıyor. Bu noktada Mustafa Kemal Atatürk’ün ışığıyla aydınlanmış, onun öğretileri ile yaşamını şekillendirmiş bu kıymetli 14 öncü Türk kadının sahnede canlandırma fikri bizi heyecanlandırdı. Kitabın içeriğinden oluşan oyun metni bittikten sonra tüm Türkiye’de sahnelenmesi için büyük bir gurur ve heyecanla çabalayacağız” diye kaydetti. 
İKİNCİ DENEYİMİ AMA İLKLERİ YAŞIYOR
Kitap yazma konusunda ikinci deneyimi olduğunu ama bu kitap sayesinde ilkleri başardığını vurgulayan Uzer, şöyle devam etti: “İlk Türk kadınlarını yazdığım gibi benim içinde ilk niteliğinde. Yazın dünyasına böylesine değerli bir kitap yazmanın gurunu yaşıyorum. Bundan sonraki projelerimden biri yine bir biyografi çalışması olacak. Hem dünyaca ünlü hem Türkiye’deki engelli bireylerin başarı öykülerini edebi bir anlatımla yazdığım halen devam etmekte olan bir kitap dosyam beklemekte. Onun dışında öykü, deneme ve şiir alanlarında farklı edebiyat kültür sanat dergilerinde yayımlanmış yazılarım mevcut onları derleme planlamalarım var. Umarım gerçekleştirme fırsatım olur.” Kitap okumanın önemine de değinen Uzer, “İnsanın zihnini çok açan bir şey okumak. Bir düşünce, içinizde sırasını bekliyor ve okurken o düşünce birden tetiklenip açığa çıkıyor, ipek böceğinin kozasından çıkması gibi bu düşünce açığa çıkıyor. Voltaire çok güzel açıklıyor: ‘Kitabın yaprakları bizi aydınlığa götüren kanatlar gibidir’. Okumakla yoğrulan kalp yaşamın gölgesinde bir serinlik sağlıyor. O yüzden okumayı hiç bırakmamalıyız. Günümüzde görsel kültür muazzam bir şekilde her tarafta dolaşıyor ve çok pratik. Bu elektronik camların arkasına hapsettiğimiz zamandan sıyrılıp biraz sayfalar arasında yolculuğa çıkmakta fayda var. Benim tüm genç okurlara önerim budur” yorumunda bulundu. 
HER GÜN YENİ BİR MUCİZE
Yaşama dair mottosunu da bizlerle paylaşan Uzer, “Kemal Sayar’ın bir şiirindeki dizelerle paylaşmak isterim: ‘Hayat sürekli mucizedir oğlum şaşırmayı öğren her yeni günde’. Hayat her gün bize yeni mucizeler sunuyor. Biz ona kulak eğersek duyduklarımızla dünyamızı şekillendiririz. Umutlu insan, kökü ve kanatları olan insandır. Hayat her gün yeni bir akış ve oluş sürecindedir. Bizde umutla bunu tazelemeliyiz” sözlerine yer verdi. Uzer, son olarak, “Atatürk’ün Işığıyla aydınlandı yaşam ve bu kitaptaki 14 öncü Türk kadını da yaşamlarını bu ışığın gölgesinde büyük başarılarla gerçekleştirdiler. Kitabımız tüm kitabevi ve internet mağazalarında. Ulaşıp okurlarsa sayfalar aktıkça gururlanacakları bir zaman dilimi olacak” dedi.
 

Elektronik Gazete