Sayfa Yükleniyor...
Küçük yaşlarda karikatür ile alakası gelişen Karikatürist Mustafa Yıldız, sanatta 46.yılını doldurdu. Hem çizerliği hem de bu işin eğitimini vermesi ile sanatın gelişmesine katkı sunan Yıldız, Karikatür ile olan hikayesini gazetemize anlattı
ONURHAN ALPAGUT / RÖPORTAJ
Karikatürist Mustafa Yıldız’ın karikatüre olan ilgisi televizyon ve internetin olmadığı yıllarda başladı. Abisinin eve getirdiği Akbaba Mizah Dergisi Yıldız’ın sanata olan ilgisini daha da artırdı. İlk eserlerini 1976 yılında Ege Ekspres Gazetesi’nde yayınlayan Yıldız, sonrasında birçok gazete ve dergiye karikatür çizdi. Sadece çizmekle de yetinmeyen Karikatürist Yıldız, sanat sevdalısı birçok genci yetiştirdi. Usta çizer, 46 yıllık karikatür macerasını gazetemize anlattı.
Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?
Manisa’da dünyaya geldim. 70’li yılların başında İzmir’de yaşamaya başladım. Okul ve iş hayatım ilkokuldan sonra birlikte yürümeye başladı. Namık Kemal Akşam Lisesini bitirdim. Yüksekokul yine Anadolu Üniversitesi AÖF oldu. Gönlüm isterdi güzel sanatlara gitmek ama iş hayatı ağır bastığından okul hep ikinci planda kaldı. 2003 yılında emekli olduktan sonra gecem, gündüzüm karikatür çizmek, karikatür adına etkinlikler peşinde koşmakla geçti.
ÇİZGİ ROMANLARI TAKİP EDERDİM
Karikatüre olan ilginiz nasıl başladı, devamında nasıl gelişti?
İlkokul yıllarım köyde geçti. Televizyon, bilgisayar, internetin olmadığı yıllarda evimize babam günlük gazete, ağabeyim Akbaba mizah dergisi ve çizgi romanlar getirirdi. Belki daha okuma yazma bilmeden bu yayınları takip ederdim. Bu beni müthiş etkilemeye başlamıştı. Okula başladıktan sonra çizgi romanları taklit etmeye, defter yapraklarından gazete çıkarmaya başladım. Karikatür daha sonra girdi hayatıma. Orta Okulda ilk karikatürüm Akbaba ve Fırt dergilerinde yayınlandı. Aynı yıllarda İzmir basınında karikatürlerim yer almaya başladı.
Bugüne kadar eserleriniz nerelerde yer aldı, başarılarınızdan söz eder misiniz?
Eğer sondan başlayacak olursak şu ana dünyanın birçok ülkesinde karikatürlerim sergileniyor, yarışma albümlerinde yer alıyor. Artık internet aracılığıyla “bir tıkla” her yere eserlerinizi gönderebiliyorsunuz. Etkinlikleri takip edebiliyorsunuz. Çok daha fazla kişiye çizdikleriniz ulaşabiliyor. Gazete karikatürcülüğünü çok seviyorum. Çocukluk yıllarımdan bu yana yerel ve ulusal birçok gazeteye çizdim. Çok farklı konularda yayın yapan dergilerde yer aldım. Maydanoz Mizah dergisini çıkardım. Yine belediyelerle gerçekleştirdiğim; Neşeli, Gülen Karabağlar ve Bayraklı Mizah Dergilerinin Genel koordinatör ve Mizah yönetmenliğini yaptım. Onlarca mizah dergisinde yer aldım.
HAYATA BAKIŞIM
Karikatür çizginiz nedir?
Bunu iki şeklide yanıtlayabiliriz. Birincisi çizim tekniği olarak sade, göze hoş gelen, okuyucunun hemen anlayabileceği tarzı seviyorum. O şekilde yapmaya çalışıyorum. İkinci “çizgim” karikatürde anlatmak istediklerimdir. Hayata bakışım, olaylar karşısında duruşum, düşüncem neyse bunları çizgime yansıtıyorum. Karikatürcü mutlaka donanımlı olmalı. Günümüzde yaşananlar kadar, tarihide bilmek zorundadır. Her konuda az buçuk bilgi sahibi olmalıdır. Karikatür taraftır. İşçiden, emekçiden, ezilenden yanadır. Karikatür muhaliftir. İktidarda kim olursa olsun eleştirir, kötü giden yönlerini alaya alır.
Tecrübeli bir karikatürist olarak Türkiye’nin dününü ve bugününü iyi bilen bir isimsiniz. Günümüz Türkiye’sinde çizerlerimiz ne kadar özgür?
Türk mizahı oldukça eskilere dayanır. Nasrettin Hoca 860 yıl önce bu topraklarda yaşamıştır. Hacivat- Karagöz gölge oyunu olsa da tiplemeler birer karikatürdür. Bektaşi fıkraları mizah kültürümüze çok şey katmıştır. Aziz Nesin, Muzaffer İzgü, Rıfat Ilgaz taşlama ve mizah öykücülüğünde dünyaca ünlüdür. Mizah dergicilik tarihimizde çok zengindir. İlk Mizah Dergimiz Diyojen 1870 yılında çıkmıştır. 1922 yılında yayınlanan Akbaba Mizah Dergisi 1977 yılında kapanmıştır. Markopaşa dergisi tek partili dönemde türlü baskılara karşın muhalif tavrıyla ses getiren mizah dergimiz olmuştu. 1980- 90 yılları arası Gırgır Dergisi 1 milyona yakın satışıyla ün salmıştı. Çarşaf Dergisi yine 500 bin satış yapan bir mizah dergimizdi. İzmir mizah gazete ve dergileri tarihi oldukça zengindir. Bununla ilgi kitap çalışmamda sona gelmiş bulunmaktayım, yakında yayınlayacağım. Karikatürcüler mizah dergiciliği tarihinde hiçbir zaman özgür olamadılar. Gazete çizerleri de hep “sakıncalı” görüldüler. Nedense egemenler, politikacılar, siyasiler eleştirilmeyi pek sevmiyor. Aslında karikatüristler onlara ‘kıyak’ yapıyor. Yanlış giden, aksayan yönlerini mizahın hoşgörülü diliyle önlerine koyuyor. Onlarda bunları düzeltse hem kendileri hem karikatürcüler rahat edecektir.
CEP TELEFONUNDA ÇİZİMLER YAPILIYOR
Karikatür, dijitalde yaygınlaşması ile başka bir boyut kazandı diyebilir miyiz?
Mutlaka karikatürde dijital ile birlikte farklı bir boyut kazandı. Hiç kağıt, kalem kullanmadan çizim yapabiliyorsunuz artık. Basit programlarla cep telefonunda bile çizimler yapıp, hareket bile katabiliyorsunuz. Yani kısa, mini bir çizgi film, animasyon yapabiliyorsunuz.
Bununla bağlantılı olarak dijitalleşme basılı dergileri nasıl etkiledi?
Basılı gazete ve dergilerin satışı ortada. Mizah dergiciliği de bundan çok etkilendi. Bir zamanlar onlarca haftalık mizah dergisi çıkarken, şu an 2 basılı dergimiz var. Düzenli çıkan dijital mizah dergileri olmasına karşın ilgi çok fazla değil. Bu konuda biraz yeniyiz galiba? Ama bu zamanla çok okura ulaşacaktır.
Sizce bu durum erişebilirlik açısında daha mı faydalı oldu?
Günümüzde dijitalden kaçış yok artık. Çok daha geniş bir kitleye ulaşabiliyorsunuz. Zaten karikatür ne kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar amacına varmış olur. Şu an gazete ve dergilerde çizer sayısı azaldı ama karikatür hala ilgi görüyor. Bazı karikatürlerim çok kişi tarafından paylaşıldığında yüz binlerce kişiye ulaşabiliyor.
Usta-Çırak ilişkisi ile ilerleyen bu sanat dalında kendinize artık yeni çıraklar bulabiliyor musunuz ve son olarak neler söylemek istersiniz?
Çocuklar çizmeyi, bir yerleri karalamayı çok seviyor. Özellikle 07- 12 yaş arası çocuklar resim ve karikatüre çok büyük ilgi duyuyorlar. Ülkemizde karikatürün okulu yok. Eğitim kurumlarında ders olarak vermiyor. Bu çok üzücü bir durum. Bazı özel okullarda ‘Karikatür kulübü’ adı altında derslere girmiştim. Uzunca bir süredir belediyelerde karikatür atölyeleri yapıyorum. Bayraklı, Gaziemir ve Çiğli Belediyelerinde düzenli çalışmalarım oldu. Binlerce öğrencim karikatürle tanıştı. İçlerinden yetenekli olanlar hala sürdürüyor. Geçmişte karikatürün okulu genelde mizah dergileri olmuştu. Gırgır dergisinde Oğuz Aral, Çarşaf dergisinde Semih Balcıoğlu ve Raşit Yakalı birer başöğretmendi. İzmir’de Eflatun Nuri hocamızla 1976 yılında Ege Ekspres gazetesinde tanıştım. Benim gibi karikatür çizen çocuk ve gençlerin karikatürlerinden oluşan ilk mizah sayfamızı bu gazetede yaptık. 1980-90 yılları arası Gıcık mizah dergisinde toplanan İzmirli genç çizerlere Eflatun Nuri ustamız öğretmenlik yaptı. İzmir’de birçok usta çizer burada yetişmesine öncülük etti.
KARİKATÜR İLGİ GÖRÜYOR
Sanatın her dalı günümüz pandemi koşullarından olumsuz etkilendi. Bu durumun karikatüre yansıması nasıl oldu?
Pandemi en çok sahne sanatlarını etkiledi. Müzisyenler iş yapamaz oldu. Tiyatroda aynı, aylardır sahneleri kapalı. Karikatür sanatı sergi etkinlikleri dışında çok sıkıntı yaşamadı. Tam tersine insanlar evlerinde kapalı kalınca daha çok okumaya, internet başında geçirmeye başladı. Sosyal medyada gezinir oldular. Karikatür de bu mecralarda çok ilgi görüyor.
Haber Merkezi