20 çocuktan biri hiperaktif

Ebeveynlere hiperaktivite konusunda bilgi veren Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Uzm.Dr. Onur Oral, tedavi konusunda ilaç ile birlikte fizik tedaviyi önerdi


  • Oluşturulma Tarihi : 17.05.2018 07:59
  • Güncelleme Tarihi : 17.05.2018 07:59
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
20 çocuktan biri hiperaktif

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL HABER

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) dünyada en yaygın görülen çocuk hastalıklarından birisidir. Olumsuz etkileri yetişkin yaşlarda bir miktar azalsa bile kişiyi ömür boyu takip edebilecek bir problemdir. Bu rahatsızlığın çözümü için sıklıkla ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Fizik aktivite ile ilaç tedavisinin bir arada yürütülmesi ile rahatsızlığın çözümü noktasında daha iyi sonuçların alındığına dikkat çeken v Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Uzm.Dr. Onur Oral, “Uygulanan fizik aktivite programı sonrasında sonuçların çözüm noktasında kayda değer bir ilerleme sağlandığı ifade edilmiştir. Bazı semptomlarda gerileme ve düzelme görülmüştür” dedi.

HAYATI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Hiperaktivite konusunda ilaç tedavisinin yanında fizik aktivitenin birlikte yürütülmesinin çözüm noktasında oldukça fayda sağladığını söyleyen Onur Oral, “Birçok bilimsel makalede bu ikisinin bir arada yürütülmesinin fayda sağladığı belirtilmiştir. Uygulanan fizik aktivite programı sonrasında sonuçların çözüm noktasında kayda değer bir ilerleme sağlandığı ifade edilmiştir. Bazı semptomlarda gerileme ve düzelme görülmüştür” dedi. “Hiperaktivite sendromu özellikle son yıllarda sık rastladığımız bir konu haline gelmiştir” diyen Oral, “Bu sendrom, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu diye adlandırılan (DEHB) kalıpları adı altında karşımıza çıkmaktadır. Hiperaktivite sendromunun temelinde dikkat eksikliği fark edilir. Bu çocuklarda aynı zamanda hiperaktivite saptanır. Güncel söylemde biz buna hiperaktivite sorunu olarak bakıyoruz. Çok sık rastladığımız bir durum. Yapılan araştırmalar sonucunda 20 çocuktan 1'inde bu sendroma rastlıyoruz. Erkek çocuklarda daha sık görüldüğü fark ediliyor. Bu sendromun belli başlı göstergeleri var. En önemli gözlemlenen durum çocukların, yerinde duramayacak kadar hareketli olmasıdır. Bununla beraber dikkatlerinin dağınık olarak fark olarak fark edilmesidir. Buna bağlı olarak gündelik hayatlarında sakarlıklar gösterdiği kayıt altına alınmıştır. Kontrol sisteminin devreye girmediği yada geç girdiği gözlemlenmektedir. Bu çocuklar diğerleri gibi değildir. Yerinde duramazlar. Çok hareketlidirler. Mütemadiyen dinamizm içerisindedirler. Bu durum hayatlarını olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Çevreden gelen uyarılara çok ani ve keskin yanıtlar verebilmektedirler. Çünkü; çoğunda eyleme veya konuşmaya başlamadan önce düşünme, hazırlanmadan ziyade ani gelişen yanıt ve eylem silsilesi vardır. Bir soru sorulduğunda ani, patlar yanıtlar verebilmektedirler. Bu tip çocukların, eğitimi oldukça güçleşebiliyor. Aynı zamanda dikkat eksikliğine bağlı bir öğrenme sorunu olduğu da bilinen gerçeklerdendir. Yaşanan süreçte hekimlerin, çocuk psikiyatristlerinin kontrolünde tedaviler planlanır. Soruna yönelik ilaçlar kullanılır. Beyinde sentezlenen bazı maddeleri artırmak amacıyla ilaç tedavisi gerçekleşir. Bunların arasında endorfin, seratonin gibi maddeler vardır. Beyinde ve sinir sisteminde olumlu etki yaratan maddelerdir. Rahatsızlıkta bu maddelerin eksik sentezlendiğine dair çeşitli bulgular vardır. Dolayısıyla kullanılan ilaçlarlarda bunları takviye etmek için kullanılır. Hatta antideprasanlar dahi kullanabilir. Bu klasik bir tedavi yöntemidir” dedi.

FİZİK AKTİVİTE ETKİSİ

Fizik aktivitenin rahatsızlığın çözümü konusunda sağladığı faydalardan söz eden Oral, “Daha eğlenceye yönelik (Rekreatif) eylemlerin hasta olan çocuklarda fayda sağladığı saptanmıştır. Sporun ve fiziksel aktivite esnasında dopamin, endorfin gibi maddelerin arttığı belirlenmiştir. Kullanılan mevcut ilaç tedavisine eksik olarak fizik aktivite programları veya rekreasyon tarzında etkinlikler, çocukların hem fizik aktiviteyi sürdürmelerini sağlarken aynı zamanda kassal faaliyetlerden kaynaklı bazı maddelerin vücutta salgılanmasını artırmalarını sağlamıştır. Bunun sayesinde çocuğun daha uyumlu ve daha az reaksiyonel bir yapıya ulaştığını gözlemlenmiştir. İncelenen veriler sonucunda çocukların rekreatif (eğlence odaklı) fiziksel faaliyetlerde fayda alabileceği sonucuna varılmıştır. Uzun yıllar uygulanabilir. Bu şekilde ilaç tedavisinin bırakılıp, fizik aktivitenin sürdürülebileceği ortaya çıkmıştır. Oldukça güzel bir gelişmedir” diye konuştu.

Haber Merkezi