- Asayiş
- 21.04.2025 00:53
Başbakan Binali Yıldırım, Birleşmiş Milletler'i eleştirerek, "BM ana sözleşmesinin yenilenmesine ve günün şartlarına göre daha katılımcı bir hale getirilmesine yönelik çalışmalar artık ipe un sermeden sonuçlandırılmalıdır dedi
Asya Siyasi Partiler Uluslararası Konferansı (ICAPP) ve AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığınca düzenlenen Göç ve Mülteciler konferansı İstanbul Le Meridien Otelde gerçekleşti. Konferansa Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantıda konuşan Başbakan Binali Yıldırım 15 Temmuz darbe girişimini anlatarak, Ülke ve millet olarak haince bir saldırıya maruz kaldık. 15 Temmuz gecesi Türkiye için karanlık bir geceydi ama Allaha şükür uzun sürmedi. Karanlığın ardından, aydınlık ile ülkemizi buluşturduk. Demokrasimiz kazandı, darbeciler kaybetti. Halbuki darbeciler her şeyi hesap etmişti. Uçakları, tankları çalmışlar, silahları almışlar, askeri içinden de bazı hainleri ayarlamışlardı. Ancak onların hesap etmediği bir şey vardı. Hakkın hesabı ve halkın gücü. Bunu hesap edemediler. O güç ki tankın da topun da, tüfeğin de karşısında göğsünü siper ederek bayrağına sahip çıktı. Bu uğurda canını seve seve veren kahramanlara Allahtan rahmet diliyorum. Gazilerimize hayırlı ömürler diliyorum diye konuştu.
SURİYE'DEKİ BÜYÜK BİR İNSANLIK DRAMIDIR
Göçün artık küresel bir mesele haline geldiğini vurgulayan Yıldırım, Dünyada evinden barkından olmuş, vatansız yaşayan 55 milyon üzerinde insan var. Bu birçok ülke nüfusundan fazladır. Göçmenlerin ülkesi Birleşmiş Milletler içerisinde en büyük ülkeler arasında. Hal böyleyken bu küresel kanayan yaraya kayıtsız kalmak, aslında sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, göçlerde insanlar ölmüyor yavaş yavaş insanlık ölüyor. Bölgesel anlaşmazlıklar, küresel terör göçün en önemli nedenlerinden. Göç eğer gönüllü olursa amenna, ama göç zorla, insanları can kaygısıyla yerinden yurdundan etmek amacıyla yapılıyorsa bir insanlık suçudur. Özellikle Suriyede son yıllarda yaşadığımız, büyük bir insanlık dramıdır şeklinde konuştu.
BMYE OLAN GÜVEN AŞINMAYA DEVAM EDECEKTİR
Konuşmasında Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa ülkelerini eleştiren Başbakan Yıldırım, Ne yazık ki uluslararası camia başta BM olmak üzere gelişmiş ülkeler, bu yaşanan drama karşı yapabilecekleri halde, ellerinden geldiği halde yapmıyorlar. Bu vahşete bir anlamda kayıtsız kalıyorlar ama unutmayalım ki bunun sorumluluğu burada müdahale edip olayları büyütmek yerine çözüm üretmeyen ülkelerdedir. Bu duyarsızlık BM gibi küresel barışın teminatı olduğu düşünülen bu organizasyonun da itibarını tüketmeye devam etmektedir. Eğer yanlış yapmaya ısrar edenler olursa bu yanlışa karşı 5 büyük biraderden biri yanlış olmaya devam etsin diye ısrarcı oluyorsa, bu küresel barışa asla katkı sağlamaz. 2. Dünya Savaşından sonra kurulan bu mekanizma artık bugünün ihtiyaçlarını karşılamıyor. 200e yaklaşan BM üyesi bütün devletlerin iradesinden daha büyük bir irade dünya adına karar veriyor. Bu asla adil bir durum değil. Mutlaka uzun süreden beri gündemde olan BM ana sözleşmesinin yenilenmesine ve günün şartlarına göre daha katılımcı bir hale getirilmesine yönelik çalışmalar artık ipe un sermeden sonuçlandırılmalıdır. Aksi halde bu sorgulama daha da artacak ve BMye olan güven aşınmaya devam edecektir ifadelerini kullandı.
TAKDİR GÜZEL AMA YETMEZ
Türkiyenin uzun yılardır terörle mücadele ettiğinin altını çizen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: Patlatılan bir bomba yüklü araçta 10 tane sivil - polis kardeşimizi yitirdik. Bir yandan milletimizin birliği beraberliğini sağlamak için ülkemizi tehdit eden bölücü terör örgütü ve FETÖ terör örgütü ile mücadelemizi sürdürürken, bir yandan da kardeşlerimize kucak açmaya devam ediyoruz. Türkiyeyi ziyaret eden Avrupalı dostlarımız, dünyanın her tarafından gelen barış elçileri, hükümet temsilcileri yaptığımız bu fedakarlığı, mültecilerin için ortaya koyduğumuz bu çalışmayı takdirle karşılayıp evlerine dönüyorlar. Takdir güzel bir şey ama yetmez. Sorumluluğa ortak olmak lazım. Bu insanlı dramının acılarının azaltılmasına ortak olmak lazım. Tek bir ülke olarak 20-25 milyar dolar üzerinde harcama yaptık. Bunun için pişman değiliz, daha fazlasını da yaparız. Bizim inancımızda insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı vardır. Diyoruz ki gelin bu insanlık dramına ortak olun. Ortak olamıyorsanız hiç değilse devamının olmaması için, bu gözyaşlarının dinmesi için, bu kadar insanın günahsızca ölmesine engel olun. (İHA/İSTANBUL)