BTA’da çocuk oyunları şöleni

Tiyatroda 18 yılını başarıyla dolduran BTA, seyircisini beş ayrı çocuk oyunu ve bir bildiri ile selamladı


  • Oluşturulma Tarihi : 25.05.2017 06:49
  • Güncelleme Tarihi : 25.05.2017 06:49
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
BTA’da çocuk oyunları şöleni

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL HABER

2016-2017 gösteri sezonunda 100’e yakın gösteriyle seyircisinin karşısına çıkan Bilimsel Tiyatro Atölyesi (BTA)’nın kurucu yönetmeni Hayrettin Filiz, bu gösterilerin en az yarısının çocuk oyunu olduğunu ve bununla da toplumsal anlamda önemli bir hizmet yaptıklarına inandıklarını bildirdi. Sadece bu yıl, Rus yazar Uspenski’den “Fedor”, Fakir Baykurt’tan “Sakarca”, Cervantes’ten, Hayrettin Filiz tarafından çocuklar için yeniden kaleme alınan “Don Kişot”, Halikarnas Balıkçısı’nın bir makalesinden yola çıkarak, Hayrettin Filiz tarafından sahne oyunu olarak yazılan “Adam Olan Tavuklar”, Oscar Wilde’ın artık bir dünya klasiği kabul edilen Canterville Şatosu adlı çocuk romanını “Hortlak” adıyla sahneleyen BTA, bunun yanı sıra, BTA oyuncusu Işık Yalkın Karyeniç’in yönettiği başka bir Oscar Wilde hikayesi olan “Mutlu Prens ve Kırlangıç” ve Pelin Güneş’in hikayesinden hareketle “Hayal Kurma Dersleri” adlı bir çocuk oyunu daha hazırlayıp seyircisinin önüne çıktı.

Bir sezonda en az 15 farklı oyun sahneleyerek, eşine az rastlanır bir çalışma azmi gösteren BTA, amaç ve yönelişinden ödün vermeyen bir kültür hareketi olarak biliniyor. İhtiyacın doğurduğu sanat anlayışına inanan ve renkli, yelpazesi sınırsız repertuarıyla her zaman seyircisinde büyük bir ilgi uyandırmayı başaran BTA, bu yıl özellikle düşleri elinden alınan çocuklar için şefkat dolu ve soru açan birçok oyun hazırladı. Çocuklar için Hayrettin Filiz tarafından yeniden yazılan “Don Kişot” oyunu; “...Ahh, sevgisini kaybetmiş insanlara cesaret ve aşkı anlatmalıyım yeniden. Tanrım, bu uzun yolculuğumda yardım et bana” üst sesiyle sahneye aktarıldı. BTA’nın, yaşları 9-12 aralığında olan 16 çocuk oyuncusu tarafından yorumlanan oyunun en akılda kalan repliğiyse, “İyi insanlar bahar havasına benzerler. Kimsenin olamaz ve herkesindirler” repliği oldu. 55 dakikalık oyun sezon sonuna kadar BTA Sahnesi’nde sahnelenmeye devam edecek.

50 ÇOCUK TİYATROCU

Kış sezonunda sahnelenen Fakir Baykurt’un ölümsüz eseri ‘Sakarca’ ve Uspenski’nin ‘Fedor’undan başka, sadece akademik başarının ölçü alındığı ve bu uğurda coşkusu zedelenen çocukların düş kurma becerilerini kaybettiği teması üstüne kurulan ‘Hayal Kurma Dersleri’ adlı oyunlar, özellikle yetişkin ve çocuk seyircinin aynı anda benzer keyifler duyması ve oyundan birçok soruyla ayrılması adına hafızalarda yerini aldı. Bu 3 oyunda toplam 50 civarında çocuk oyuncuyu sahneye çıkaran Hayrettin Filiz’in, bu hiç durmadan üreten eyleminin nedenini sorduğumuzda verdiği yanıt son derece dramatik: “Yarın bir gün , o karanlık zamanlarda sen ne yaptın diye soracak bir çocuğuma verecek yanıtım olmasını istediğim için sahnemin yeşil kalmasına çabalıyor ve dur duraksız umut biriktiriyorum. Bir çocuğun güldüğü ve soru sorduğu yer, dünyanın en bereketli toprağıdır.”

HORTLAK

Oscar Wilde’ın ‘Canterville Şatosu’ adlı dünya klasiği çocuk romanını, “Hortlak” adıyla ve aynı mantıkla sahneye taşıyan BTA’lılar bu oyuna da “Birileri korktuğu sürece, hortlak masalları bitmeyecek” üst seslenişini koymuşlar. Oyun, her tür hurafeye ve korku kaynaklarına karşı, pozitif bilimin deney sonuçlarına güvenilmesi gerektiğine dair bir teklif içeriyor. Oyunun en dikkat çeken repliğiyse, “Bir insan neden korkmaz ki? Bunlar hiç mi yalan söylemediler hayatlarında?”

ADAM OLAN TAVUKLAR

Halikarnas Balıkçısı’nın 1939 yılında yazdığı bir makalesinde geçen, “İnsan olmasaydık da ne olsaydık?” sözünden, yeni bir hikaye yaratan Hayrettin Filiz, oyununa “Adam Olan Tavuklar” adını koymuş. Oyun sadece 35 dakika sürüyor. “Çocuklara şiir okuma vurgusunu öğretmek için bu oyunu yazdım” diyen Filiz; oyununu açık biçim denilen bir teknikle sahnelemiş. Atandığı abartılı derecede yoksul köyde, kalacak bir tek ev bile bulamayan öğretmenin, tüm bu yoksulluğa karşı yatırım amacıyla o yoksulluğun içine oturtulmuş pırıl pırıl ve kaloriferli kümeste kalması üzerine kurulmuş bu minicik güldürünün en akılda kalan şiiriyse şöyle; “Bu bir oyundu sadece/Sizi güldürmekti niyetimiz / Korkak bir tavuk olmasındansa adamların /Adam olmasıdır tavuklardan istediğimiz.”

MUTLU PRENS VE KIRLANGIÇ

BTA’da, daha önceki yıllarda, “Lastik Pabuçlar”, “Komik Bir Hastane Öyküsü” ve “Açıkgöz Budalalar” adlı çocuk oyunlarını yöneten BTA oyuncusu Işık Yalkın Karyeniç’in bu sezon yönettiği “Mutlu Prens ve Kırlangıç” da, sezonun iddialı oyunlarından biri... Henüz ilkokul üçüncü sınıfa giden 10 öğrencinin yorumladığı bu güçlü oyunun en dikkat çeken yanı, çocuk oyununda; hem ön oyunculuk hem de gölge tekniğinin aynı anda kullanılıyor olması. Birçok yetişkin oyununda bile gerçekleşmesi çok zor olan gölge tekniği, yönetmen Işık Yalkın Karyeniç tarafından oyunun organik yapısına o kadar ustaca yerleştirilmiş ki, çocuğa güvenmeyen ve onu sadece besleyip/kollayarak savunabileceğine inanan geleneksel algı sahnede paramparça ediliyor. Oyunun en etkileyici repliği olarak, “Keşke Tanrı çocuklara sekiz tane, on tane göz verseydi de, birileriyle ağlarken, çoğuyla da gülselerdi hep” repliği oldu. 37 dakika süren oyunu, Oscar Wilde’ın hikayesinden Hayrettin Filiz oyunlaştırdı.

BEŞ OYUN BİR BİLDİRİ

Her zaman çocuklardan yana duruşuyla bilinen BTA'nın oyunlarına gelen yetişkin seyircilerine dağıttığı "Ben Çocuğum. Lütfen Duy Beni!" başlıklı bildiriden bir kısım ise şu şekilde;

"Ey her yaptığını benim için yaptığını söyleyen büyüğüm, lütfen beş dakikanı ayır da dinle beni! Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da, sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalış lütfen. Siz de biliyorsunuz ki, ben ancak deneme yoluyla öğrenebilirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirisiniz. Bana oyunda, arkadaşlıkta ya da uğraştığım her neyse orada özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her işimde koruyup kollamaya çalışmayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bana yanılma payı bırakın. Kendi işimi kendim görmeye alıştırın beni. Büyüdüğümü başka nasıl anlayabilirim ki? Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemseyin lütfen. Ama beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan duramıyorum , bunu da unutmayın. Bana yerli yersiz söz vermeyin örneğin. Sözünüzü tutamayınca sizlere olan güvenim azalıyor."

HERŞEY ÇOCUKLAR İÇİN

Sezondaki tüm çocuk oyunlarından son derece yararlı sonuçlar elde ettiklerini söyleyen Hayrettin Filiz, “Evet, neredeyse 280 gündür sahnedeyiz, çok yorgunuz. Ancak tüm bu yorgunluğu göze almamızın nedenleri var. Çocukların özgürlük isteklerini daha fazla ertelemelerine gönlümüz razı olmadığından ve onlara güvenirsek, yarının daha güzel kurulacağına olan inancımızdan ötürü bu yorgunluğu seve seve karşılıyoruz” dedi. Filiz, sözlerini, büyük öğretmen Muhsin Ertuğrul’un ölümünden önce, 10 Şubat 1979’da yazdığı son makalesinden bir alıntıyla bitirdi: “...Çocuklar için yeni bir yetkili makam kurmak, onun başına da ömrü boyunca cebinde parti cüzdanı taşımamış, idealist birini atamak zorundayız.”

Haber Merkezi