- Asayiş
- 20.04.2025 09:22
Fransadaki işini bırakarak İzmire yerleşen Duygu Özerson Elakdar, evinin bahçesindeki 30 ağaçla başladığı zeytinyağı üretiminde kendi markasını oluşturdu
Fransada pazarlama müdürü olarak çalıştığı yıllarda doğa tutkusuyla işini bırakan ve İzmire yerleşen Duygu Özerson Elakdar, evinin bahçesindeki 30 ağaçla başladığı zeytinyağı üretiminde kendi markasını oluşturarak ihracatçı oldu. Ankarada çalışma ekonomisi alanında lisans öğrenimi gören Elakdar, yüksek lisans programı için Fransaya gitti. Elakdar Pariste staj yaptığı fuar organizasyon şirketinde çalışmaya başladı. Bu sırada evlenen Elakdar, doğa tutkusunun peşinden koştu ve işini bıraktı. Eşinin Libyalı olması nedeniyle önce bu ülkeye yerleşen Elakdar Ailesi, ülkede iç savaş çıkınca Türkiyeye geldi ve İzmirin Urla İlçesine yerleşerek tarımla uğraşmaya başladı.
60 BİN AĞACA ULAŞTI
Duygu Özerson Elakdar, çocukluğunun Niğde ve Ankaradaki bahçelerde geçtiğini, doğaya dokunarak büyüyen bir çocuk olduğunu, uzun yıllar doğayla iç içe yaşayınca bir süre sonra ağaç, toprak, güneş olmadan yaşayamaz hale geldiğini anlattı. Pariste yaşadığı yıllarda bu tutkusuyla evinin balkonunu bitkilerle donattığını kaydeden Elakdar, bu tutkusunun kendisini İzmire yönlendirdiğini söyledi. Elakdar, zeytin ağacı ile Urla İlçesindeki evinin bahçesinde tanıştığını aktararak, 30 tane ağacımız var evimizin bahçesinde. O 30 ağaç benim profesyonel anlamda zeytinle ilgilenmeme neden oldu. Onlardan en iyi yağı nasıl elde ederim kaygısıyla gittiğim zeytinyağı tadım eğitimi neticesinde bildiğim tüm doğruların yanlış olduğunu öğrendim. Bu işi layıkıyla nasıl yaparım telaşıyla bu işe girdim ifadelerini kullandı.
İtalyada 4 yıllık zeytinyağı tadımı ve zeytinyağı teknolojileri uzmanlığı alanında eğitim aldığını ifade eden Elakdar, şöyle devam etti: Orman ve Su İşleri Bakanlığına ait zeytin ormanını kiraladık. 60 bin ağaç var içinde. Çitle çevrili 2 bin 400 dönümlük bir doğal orman içerisinde tesis edilmiş bin 500 dönümlük bir tarım arazisi burası. Bu doğallığı bozmak bir katliam olurdu. Zirai mücadelede kimyasal kullanmadık. Ağaçlar alan içindeki barajda toplanan yağmur sularıyla sulanıyor. Alandaki elektrik ihtiyacı için güneşten faydalanıyoruz. Organik sertifikası almak bir süreç, bu süreç devam ediyor.
ABDYE İHRACAT
Elakdar, tarihte en eski zeytinyağı üretim tesisinin Urlada bulunduğuna dikkati çekerek, Urlanın bu gücünden elde ettikleri çok iyi zeytinyağlarıyla bu serveti biraz daha ön plana çıkarmak istediklerini kaydetti. İki yıl önce kendi markalarını oluşturduklarını dile getiren Elakdar, bu nedenle ambalajlarda Urla ve tarihi hakkında bilgiler yer aldığını vurguladı. Elakdar oluşturdukları markayla geçen yıl ABDye ihracat yapmaya başladıklarını ifade ederek, şunları söyledi: Orada çeşitli gurme şarküteri noktalarına girdik. Tezgahın arkasında ürünü anlatabilecek, üründen anlayan, ona değer veren insanlar olsun istedik ve o satış noktalarında satıcıları eğittik. Geçen sene çok kısa bir sürede ürünlerimiz satıldı. Bu sene gönderdiğimiz parti geçen senenin 4 katı. İhracatımız büyüyor. Arazimin potansiyeli yıllık 40 ton kadar zeytinyağı. Ağaçlarımız serpildikçe ihracatımız da büyüyecek. Türkiyede internet üzerinden ve İstanbulda bazı satış noktalarında tüketiciye ulaşıyoruz.
Urlanın gastronomi turizmi potansiyeline dikkati çeken Elakdar, Hayalimiz 3 ayaklı bir sistem. Bunun temel taşı zeytin ormanımız. Diğeri Urla merkezinde bir zeytinyağı tadım atölyesi ve lokanta açacağız. Buradan toplanacaklar orada pişirilecek. Diğer ayak ise zeytinden elde ettiğimiz girdilerin katma değerli haline dönüştürüleceği tesis. İnsanların yedikleri yiyecekle, o yiyeceğin nereden geldiği arasında kopan bağı tekrar oluşturmak. İsteyenler zeytin ormanımızda zeytin toplayıp işletmemizde nasıl işlendiğini görecek, lokantamızda da tadabilecek ifadelerini kullandı. n AA/İZMİR