- Asayiş
- 21.04.2025 00:53
İzmirde yakalanan seri katil zanlısı Atalay Filizin İstanbuldaki ifadesinde ilginç bir detay daha ortaya çıktı. Zanlı Filiz cinayetleri nasıl işlediğini itiraf etti
İstanbul ve Ankara'da üç kişinin katil zanlısı olarak aranırken İzmir'de yakalanan Atalay Filiz, İstanbul Asayiş Müdürlüğü'nde sorgulandı. Önceki gün sabah saatlerinde İzmir'de yakalanan seri katil zanlısı Filizin İstanbuldaki ifadesinde ilginç bir detay daha ortaya çıktı. Üç cinayeti kendisinin işlediğini kabul eden Filizin Fransada Biyoloji okuduğu, ancak okulunu bitiremediği öğrenildi.
İstanbul ve Ankaradaki üç cinayetin zanlısı olarak aranırken İzmirin Menderes ilçesinde yakalanan Atalay Filizin İzmir Emniyet Müdürlüğündeki sorgusunda çarpıcı detaylar yer almıştı. Filizin İstanbuldaki ifadesinde de çarpıcı detaylar ortaya çıktı. Filizin, yakalandığında üzerinde bulunan kimlikleri sahte bir şekilde düzenletmediği, Tuzladaki çay bahçesinde çalıştığı dönemde müşterilerin boş anlarını kollayıp kimliklerini aldığı belirtildi. Toplamda 16 kimlik kartının 5 ayrı kişiye ait olduğu öğrenildi. Filiz, üzerinde bulunan 10 bin lira ve 3 bin 500 Euro hakkında ise, Bu parayı Tuzladaki çay bahçesinde çalıştığım dönemde kazandım. Para harcamamı gerektirecek bir durum yoktu, her ihtiyacım karşılanıyordu. Ben de para biriktirdim dedi.
ÜNİVERSİTE MEZUNU DEĞİLMİŞ
Ortaöğretimini Galatasaray Lisesinde tamamlayıp Biyoloji alanında lisans eğitimi yapmak için Fransaya giden Atalay Filizin üniversite mezunu olmadığı, okulunu tamamlayamadığı için Türkiyeye döndüğü ortaya çıktı. Filizin, bu durumu ailesinden uzun bir süre sakladığı öğrenildi. Filiz, Ankaradaki cinayetlerinin kurbanı olan arkadaşları Göktuğ ve Elenayla ve kayıp kız arkadaşı Olgayla da Fransada tanıştığını söyledi.
CİNAYETLERİ KABUL ETTİ
Atalay Filiz, Fransada tanıştığı arkadaşları Göktuğ ve Elenayla, iş arama bahanesiyle ailesinden uzaklaşmak için geldiği Ankarada karşılaştığını söyledi. Burada bir süre görüştüklerini belirten Filiz, Göktuğ ve Elenanın kendisine sürekli olarak kayıp kız arkadaşı Olgayı sorduğunu anlattı. Bu durumdan rahatsız olduğunu belirten Filiz, Başımı yakacaklar diye korktum. Ben de onlara bir kumpas kurup açıklarını bulmak istedim. Bu yüzden arabalarına telefonla takip sistemi yerleştirdim. Tatile gideceklerdi. Gittikleri yere kadar takip edip kaldıkları otele kadar girecektim. Odalarına bir şekilde kamera yerleştirip beni rahatsız etmemeleri için şantaj yapacaktım. Ancak arabalarının uzun süre AŞTİde kaldığını gördüm. Arabalarını bırakıp gitmişler. Bu yüzden planım işe yaramadı. Ankaraya döndüklerinde bana yine Olgayı sordular. Onlar gelmeden önce aldığım pompalı tüfekle ateş ettim ve ikisini de öldürdüm. O anı gören insanlar da olmuştu. Ben Olgayla en son 2011 yılının Ağustos ayında görüştüm, beraber tatil yapmıştık dedi.
Ankarada işlediği cinayetlerin ardından İstanbula gelip yeni sahte bir isimle yeni bir hayata başladığını anlatan Filiz, Tuzladaki bir çay bahçesinin iş ilanı üzerine görüşmeye gittim. Burada işe başladım. İsmimi Furkan olarak söyledim. Bana bir ev de verdiler, benimle beraber çalışan bir arkadaşımla ev arkadaşlığı da yapıyorduk. Tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı ile de burada tanıştık. Aynı apartmanda oturuyorduk. Kaldığımız ev dört odalıydı, odalardan birini apartmanda oturan komşular depo olarak kullanıyordu. Bu yüzden evime girmeleri kolaydı. Fatma Kayıkçının odama girdiğinden ve eşyalarımı karıştırdığından şüphelendim. Masamın üzerine bıraktığım eşyaların kenarlarındaki boşlukları santimetresine kadar ölçtüm. Akşam eve geldiğimde yerlerinin değiştiğini fark ediyordum. Bu durumdan çok rahatsız oldum. Cinayet günü Fatma Kayıkçı ile evden çıkarken karşılaştım. Bana Naber Atalay? diye seslenince, gerçek kimliğimin ortaya çıkmasının şokuyla kendisine birkaç kez vurdum. Daha sonra 7-8 bıçak darbesiyle yaraladım ve evin içerisine çektim. Orada öldü. Cesedi bavula koydum ve Tuzlaya bırakıp kaçtım. Önce Kaynarcaya, daha sonra Gebze Otogarına ve son olarak da Sakaryaya gittim şeklinde ifade verdi.
ARANDIĞIMI TELEVİZYONLARDAN ÖĞRENDİM
Fatma Kayıkçı cinayetinden 2 gün sonra İzmire gittiğini söyleyen Atalay Filiz, İzmirde genellikle öğrencilerin kaldığı pansiyonlarda kaldım. Kaldığım evde kimse yokken televizyon izliyordum. Bütün televizyon kanallarında beni aradıklarını gördüm. Daha sonra apar topar hazırlandım ve oradan ayrıldım. Bu esnada bavullarımı da azalttım. Lazım olan eşyalarımı tek bir bavulda topladım. İzmir Gümüldüre gidip Özdere bölgesindeki bir milli parkta bir hafta kaldım. Zaten doğada yaşam idame etmeye ilgim vardı, bu yüzden zorlanmadım. Burada kaldığım bir haftanın sonunda zorlanmaya başladım ve Menderese gitmek üzere mili parktan ayrıldım dedi.
Menderese gitmek üzere bindiği minibüsteki şoförün yanında oturan şahsın kendisinden şüphelendiğini ve sürekli telefonuna bakarak kendisiyle göz göze geldiğini anlatan Filiz, Benden şüphelenmeleri üzerine minibüsten indim. Daha sonra arkadan gelen başka bir minibüse bindim. Bu minibüste de dikkatle bana bakıyorlardı. Polis, minibüsün önünü çevirdi ve yakalandım şeklinde konuştu. (İHA/İSTANBUL)