Her taraf alaca bulaca

İzmir’in mimari yapısını değerlendiren Bi Mimarlık Kurucu ortaklarından Mahmut Yanmaz, “İzmir’e bakacak olursanız, her yerde farklı kaplamalar ve boyalar var. Birisi kırmızı yaparken diğeri mavi yapabiliyor. Her taraf alaca bulaca” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 22.05.2017 06:59
  • Güncelleme Tarihi : 22.05.2017 06:59
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Her taraf alaca bulaca

ONURHAN ALPAGUT

İzmir piyasasında sahip olduğu 15 yıllık birikim ve tecrübeyle tasarım açısından başarılı işlere imza atan Bi Mimarlık Kurucu ortaklarından Mahmut Yanmaz, faaliyet yürüttükleri Demirköprü bölgesinde karmaşık yapıya rağmen başarılı işler yürüttüklerini söyledi. Yanmaz, “Bölgenin isteklerini iyi biliyoruz. İsteklere kolay bir şekilde adaptasyon gerçekleştirebiliyoruz. Bulunduğumuz sektör tekil bir iş. Ama biz bunu birlikte büyüyen insanlar ile yapıyoruz. Firma olarak 3-4 kişinin birlikte tasarladıkları bir yeri oturup tartışarak, ortak toplantı sonucu kişiye bir proje olarak sunuyoruz” dedi.

“DÖNÜŞ ZOR OLACAK”

Günümüz mimarisi ile yaşam alanlarının daha da küçüldüğünü dile getiren Yanmaz, “Artık eskisi gibi 35-40 m2 arası salonlarımız yok. Bunun temel sebebi gelişim alanlarımızın azlığı. Daha küçük formlarda evler tasarlamaya başladık. Bundan beş sene önce 1+1 ev kavramı yoktu. Şu anda 1+1,1+0 ev formları var. Minimal alanları çok iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Evi buna göre tasarlamanız lazım. Modern çağ bunu gerektiriyor. Bu iyi bir şey mi derseniz? Tartışılır. Evlerin küçülmesi ile birlikte aile içi sosyalleşme kayıp oldu. Eski yaşam kültürümüzde sofa mantığı vardır. Şimdi odalar o hale geldi ki artık koridorlarla ulaşılıyor. İnsanlar kendi odalarına çekildiklerinde, bireyler birbirini göremiyor. Eskiye dönüşümüz zor olacak. Çünkü; kültürümüz değişti. Gençlerin aile ile olan ilişkisi uzaklaşmaya başladı. Bunda teknolojinin de etkisi yadsınamaz. Ama eskiler daha sıcaktı. Kısa vadede eski kültürümüze dönüş olmaz ancak uzun vadede mutlaka geri döneceğiz” diye konuştu.

ORTAK PROJE

Bi Mimarlık olarak bulundukları Demirköprü bölgesine oldukça hakim olduklarını söyleyen Yanmaz, “Bölgenin isteklerini iyi biliyoruz. İsteklere kolay bir şekilde adaptasyon gerçekleştirebiliyoruz. Bulunduğumuz sektör tekil bir iş. Ama biz bunu birlikte büyüyen insanlar ile yapıyoruz. Firma olarak 3-4 kişinin birlikte tasarladıkları bir yeri oturup tartışarak, ortak toplantı sonucu bir proje olarak sunuyoruz. Bunu hızlı bir biçimde gerçekleştirebiliyoruz. Küçük ve bitişik parsellerde tasarımlar yapıyoruz. Bunu bizimle çalışan ekibimizle gerçekleştiriyoruz. Sonuç olarak ortak bir firma projesi ortaya çıkıyor. Mimarlık aslında egolu bir iş ve biz bu durumu aştık. Birbirimizin eksiklerini tamamlıyoruz. Herkesin fikirlerine değer veriyoruz. Her firmada bu işler böyle değil. Bizde herkes özgür” dedi.

YÖNETMELİK KARMAŞASI VAR

Çok yoğun bir yönetmelik karmaşası olduğunu dile getiren Yanmaz, “Aşağı yukarı yürürlükte olan 5-6 tane yönetmelik var. İş eninde sonunda hangisini isterseniz onu yapın konumuna geliyor. Bir yönetmeliği tüm Türkiye’ye yaymaya çalıştılar. Bölgesel farklılıkları göz önünde bulundurmadılar.Bu bölgesel farklılıkları da yerel idarelerin ele alması lazım. Bir karmaşa söz konusu. Üç senedir bu durum devam ediyor. Projeler yönetmeliklerin müsaade ettiği şekilde gerçekleşiyor. Bunların hepsini gerçekleştiriyorsunuz. Sırf bununla da kalmıyor. İşin kamusal kısmı da var. Ortaya bir bina çıktığı zaman şehrin içerisi olarak değerlendirmek gerekiyor. Bugün belediyeler proje getirmeden ruhsat veriyoruz deseler, müşteri kitlesinin yüzde 50’sinin proje çizdireceğine inanmıyorum. Yada Belediyelerin elinde parseller için hazırlanmış matbuğ projelerle gelseler, eminim ki bir çok firma tek tip bir proje ile başvuracaktır. Firmalar bu işe kar amaçlı bakıyor. Mimarlık arka planda” diye konuştu.

HERKES KAFASINA GÖRE

İzmir'in mimari yapısını değerlendiren Yanmaz, “Estetik Kurulu diye bir şey var. Bir çok insanın bildiği, gözden kaçırdığı ve uygulamadığı bir kurul. Bu kurul hayata bir türlü geçemedi. Normalde yönetmelik şartlarında tamamladığınız bir bina, şehrin içerisinde kalıyor. Yaptıklarımızı gözden geçirmeniz gerekiyor. Bugün İzmir’e bakacak olursanız, her yerde farklı kaplamalar ve boyalar var. Birisi kırmızı yaparken diğeri mavi yapabiliyor. Her taraf alaca bulaca. Her insan özel imalat yapıyor. Siz buna müdahale edemiyorsunuz. Ama bugün Bodruma gidecek olursanız, uygulamanız gereken kurallar var. Evi beyaz boyamanız gerekiyor. Belli bir bölgede uygulanan kriterler var. İzmir’de Bayraklı, Çiğli ve benzeri ilçelerde böyle kriterler yok. Bunlar olmayınca her şey karma karışık oluyor” dedi.

İŞİ BİLENLER YAPMALI

Sabit bir form uygulamanın şu an için imkansız olduğunu belirten Yanmaz, “Her taraf karma karışık. Ama nereden başlarsanız ‘kardır’ diyerek bir şeyler yapmanız gerekiyor. Estetik Kurulu’nu oluşturmamız lazım. Bu işi belediyelere bırakmak ne kadar doğru olur? Onu da bilmiyorum. Belki Özel sektördeki firmalar birbiri ile iletişim haline geçerek bu işi yapabilir. Bizim daha oralara varmamız için çok yol var” dedi.

ŞEHİR PLANLAMASI ELE ALINMALI

Yanmaz, “Bize verilen 15x30’luk bir alan var diyelim. Bu araziye göre proje çiziyoruz. İçine kitleyi oturtuyoruz. Bu işin birde hastanesi, yeşil alanı, camisi var. Bu da şehir planlamasına giriyor. İşin makro kısmı. Biz mikro kısmındayız. Çözümler üretmeye çalışıyoruz. İzmir’deki çalışmalar 1980’lerden. Şehir planlaması düzgün yapıldı mı? Şehir nereye genişleyecek hesaba katıldı mı? Tüm bunların yapılıp, yapılmadığı soru işareti. Şehir planlamasının mutlaka ele alınması gerekiyor. Bunu da işi bilen birilerinin yapması şart. İşlerin araştırılarak, düşünülerek, hayata geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Foto altı: İzmir’de sabit bir mimari form uygulamanın zor olduğunu belirten Yanmaz, “Her taraf karma karışık. Ama nereden başlarsanız 'kardır' diyerek bir şeyler yapmamız gerekiyor” dedi.

Haber Merkezi