Onun mizahını herkes okuyor

İzmirli mizah yazarı Ahmet Zeki Yeşil ile mizah ve kendi hayatı üzerine sizler için hoş bir sohbet gerçekleştirdik


  • Oluşturulma Tarihi : 08.05.2017 07:53
  • Güncelleme Tarihi : 08.05.2017 07:53
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Onun mizahını herkes okuyor haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ

İzmirli mizah yazarı Ahmet Zeki Yeşil, Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Yazmaya İzmir'de, öğrencilik yıllarında mizah öyküleri ve yazılarıyla başladı. Okul yıllarının sona ermesi ile yaşam mücadelesi içerisine giren Yeşil, İzmir'den ayrılarak belirli bir dönem edebiyat dünyasından uzaklaşmak durumunda kaldı. İnternet'in hayatımıza girmesi ile 90'lı yıllarda sanal mecrada mizah öyküleri ve şiirlerini yayınlama fırsatı bulan yazar, tekrar edebiyat dünyasına geri döndü. Aktif olarak yazım hayatını sürdüren Yeşil'in farklı edebiyat dergilerinde mizah öyküleri yayınlamaktadır. Şu ana kadar üç adet mizah kitabı ; 'Senkronu Kaçmış Gülüşler', 'Memleket-i Harika' ve 'Hunili Kral' a imza attı.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

İzmir, Bornova doğumluyum. Üniversite yıllarında yazmaya başladım. Dönem içerisinde bazı yazılarım edebi dergilerde yayınlanmaktaydı. Okul yıllarının sona ermesiyle birlikte yaşam mücadelesi de ardından başladı. Bu sebeple İzmir'den ayrılmak durumunda kaldım. Dolayısıyla edebiyat çalışmalarım kesintiye uğradı. Edebiyata dönüşüm internet'in 90'lı yıllarda hayatımıza girmesi ile oldu. İnternet, benim yayın mecram oldu. Şiir, mizah derken sürekli devam etti. Bundan altı yıl önce işimden emekli olarak kendimi tamamı ile edebiyata verdim. Kitaplar art arda çıkmaya başladı. Şiir ve mizah kitaplarım var. Ancak kendime şair demek istemiyorum. Daha çok mizahçı olarak anılmak istiyorum. Bir şiir üç mizah kitabım var.

Şair kimliğinden ayrılarak, mizaha yöneldin bunun temelinde yatan sebep ne oldu?

Mizah, bende yeni bir şey değil. 1980'li yıllarda da edebiyat dergilerinde mizah öykülerim yayınlandı. Sürekli çiziyordum. Aynı zamanda şiir karalamalarımda vardı. Şöyle anlatayım; şiir de yazıyordum. Mizah öykülerim de vardı. Fakat ne yaptığımı bilmiyordum. Yaşım da gençti. Bilen birine danışmak istedim. İzmir'de yayınlanan dönemin edebiyat dergisi vardı. Onun kapısını çaldım. Kapıda bir şair beni karşıladı. Dosyamı gösterdim. Şiirlerimi beğenmedi. Şiir yazmayıp, mizah ile uğraşmamı istedi. Beni mizah ile uğraşan bir kişiye yönlendirdi. Bir mizah dosyası hazırlayarak o kişinin yanına gittim. Kendisiyle görüştüm. Dosyamı bıraktım. İlk ziyaretimde yazdıklarımı okumamıştı. Devam eden birkaç ziyaretimde daha bu durum devam etti. Bu durum moralimi bozdu. Kendisiyle daha görüşmedim. Genç birisi olarak bana gösterilen bu tutum oldukça moralimi bozmuştu. Ancak bana itici bir güç oldu. Yazma hırsı meydana geldi. Ben böyle yapmıyorum. Yaşadığım durumdan dolayı gençlere elimden geldiğince destek vermeye çalışıyorum. Şiir mi? Mizah mı? Meselesine gelince; ara ara yazdığım şiirler vardı. Şu anda elimde bir dosyası mevcut. Beklemede. İlerleyen günlerde kitap olacak. Mizahçı yanımın ağırlığı ise içimden gelen bir durum. Normalde şakayı sevmeyen, şaka yapmayan biriyim. Ama mizahçıyım. İnsanlar bunu garip karşılıyor. Algıda bir yanlışlık var. Mizah, komiklik değil. Mizah, güldürürken düşündürme sanatıdır. Televizyonda bir takım komedi dizileri var. İnsanlara mizah olarak tanıtılıyor. Bu tanım yanlıştır. Mizah, güldürürken düşündürecek. Hatta sorgulatacak. Benim yaptığım mizah, gül geç değil.

YAZARKEN ÇOCUKLARI DA DÜŞÜNÜYOR

İlk kitabın 'Memleket-i Harika' yine bir mizah kitabı. Son kitabın ise 'Hunili Kral' o da bir mizah kitabı. Bildiğimiz kadarı ile de 3. baskısı yolda. İlk mizah kitabın ile son kitabını karşılaştırınca kendinde nasıl bir ilerleme görüyorsun?

'Memleket-i Harika'dan sonra 'Hunili Kral' çıktı. İkisi de mizah kitabı. Bana göre bir farkları yok. İlk kitabım farklı bir yayın Evi'nden çıkmıştı. O kitaba sahip çıkmadı. Bu sebeple biraz geriye düştü. Şimdi 2.baskısını Mühür Yayınevi yaptı. Şimdi o kitapta satıyor. 'Hunili Kral'ın satması ve benim tanınırlığımın artması tamamen Mühür Yayınevi'nin kitabıma sahip çıkması ile oldu. Ancak ilginç bir durum var. Benimde hiç hesaba katmadığım. Bugüne kadar tüm mizah öykülerimi büyüklere yönelik yazdım. Hiç çocukları ve gençleri hesaba katmadım. Fakat 'Hunili Kral'ın basılması ile başlayarak ilkokul dördüncü sınıftan gençlerin kitabımı okuması sayesinde çocuklara yönelik düşünmeye başladım. Yaşı küçük okurlarımızın kitaplarıma ilgi göstermesi beni sevindiriyor. Artık yazarken de çocuklara yönelik düşünerek de yazıyorum. Çocuklar bende otokontrol mekanizması geliştirdi.

Sana göre mizahın tanımı nedir? Mizahta argo ve küfür hakkında ne düşünüyorsun?

Mizahta argo ve küfür ne yazık ki son dönemde sıklıkla karşılaştığımız bir durum. Bir eğitimci olarak bu durumu onaylamıyorum. Bazı mizah dergileri mizahta argoyu kullanıyor. Bence tamamen ticari kaygı sebebiyle argoya başvuruluyor. Anlayış, kültür, bilinç meselesi. Ben uygun bulmuyorum. Camiamızda mizahla uğraşan kimseleri de argo kullandığı için yargılamıyorum.

Senin için İzmir TÜYAP Kitap Fuarı nasıl geçti?

Ben gayet memnun kaldım. Kitaplarım satıldı. Genel anlamda İzmirliler fuara ilgi gösterdi. Senede bir defa yapılan bir etkinlik bu açıdan oldukça önemli.

YAZAR YÖNLENDİRİCİ OLABİLİYOR

Okur ve yazarın buluşması ne gibi bir önem taşıyor? Okur bu durumdan nasıl etkileniyor?

Okur, yazmaya ilgi duyuyorsa yazarla görüşmesi sonucu kendine bir yol haritası çizebiliyor. Eğer yazıyorsa yazardan alacağı olumlu yanıtlar ile cesaret bulabiliyor. Yazdıklarını yayınevlerine gönderebiliyor. Her halükarda okur, yazarını merak ediyor. Sonraki yıllarda tekrar buluşabiliyor. Hem yazar hem de okur için bu buluşmalar önem arz ediyor.

İlerleyen günlerde senden yeni kitaplar görecek miyiz?

Elimde bir adet dosya var. Bu dosya kısmetse eylül ayı gibi kitaba dönüşecek. Kitabın adı 'Nasreddin Hoca Aramızda'. Çıkış noktası; Nasreddin Hoca günümüzde yaşasaydı karşılaştığı olaylara nasıl bir tepki verecekti? Bu mantıktan hareketle Nasreddin Hoca fıkraları yazmaya başladım. İlk kez orijinal Nasreddin Hoca fıkraları yazıyorum. Adedi 60'ı buldu. Yine güldüren, düşündüren, ders çıkarabileceğimiz fıkralar.

Eklemek istediklerin?

Medyanın kitap fuarları ve kültürel etkinliklere ilgi göstermesini bekliyorum. İzmir'de basın'ın ilgisi yüksek fakat her ilimizde böyle değil. Gazeteler sayfalarında kültürel faaliyetlere yer ayırırlarsa daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Ahmet Zeki Yeşil kimdir?

İzmir Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olan yazar yazılarını yazmaya İzmir'de, mizah öykülerini yazarak başladı. Ülkemizin çeşitli yerlerinde çalışan yazar, 90'lı yıllarda yurtdışında bulunması nedeniyle yazılarını yazmaya bir süre ara verdi. Şu an Ankara'da yaşayan yazarın şiirleri ve öyküleri çeşitli dergilerde yayınlanmaktadır.