Suriyeli vatandaşlar için çözüm bekleniyor

NİLGÜN TAZE 

En az haftanın iki günü sokak lambalarının kesildiğini ve karanlıkta çalışmak zorunda kaldıklarını söyleyen sokak esnaflarından mini market işletmecisi Salih Yıldırım, TEDAŞ’a sürekli ışıkların tamir edilmesi için telefon ettiklerini ancak olumlu bir dönüşüm alamadıklarını belirtti. Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’nin çeşitli illerinde hayat mücadelesi veren insanların, gerekli insani yaşam koşullarının devlet tarafından sağlanması gerektiğini belirten Yıldırım, “İş yoğunluğumuzun olduğu cuma ve cumartesi günleri ve her ne hikmetse sokak lambalarının ışıkları kesiliyor. İzmirliler biliyorsunuz karanlık sokaklara girmeyi sevmez. Aydınlık, insanların bol olduğu, kendilerini güvenli hissettikleri yerlerde dolaşmayı severler. Kanalizasyon mazgallarının üstünü kokunun dışarı çıkmaması için kalın halılarla kapatıyorum çünkü hem ben hem de alışveriş yapmaya gelen vatandaşlar kokudan rahatsızlık hissediyor. En çok rahatsızlık duyduğumuz konulardan bir tanesi sokak köpeklerimize pişirilmemiş çiğ et verilmesi. Kendi adıma mutlaka bir kap su ve mamayı dükkanımın arka tarafına bırakıyorum. Bazı hayvan severler bilinçli olmadıkları için pişmemiş ve büyük parçalı kemikleri köpeklere veriyorlar. Ben gece saat 4-5’lere kadar çalıştığım için sokakta olup biten her şeyi gözlemleyebiliyorum. Gece 1.00 sıralarında gelerek çiğ kemikler dağıtılıyor. Her köpeğin ağzında bir tane büyük kemik var. Çiğ et hayvanları hırçınlaştırıyor. Havalarında sıcak olmasından dolayı iki etkenin birleşmesiyle köpekler bu sefer gelip geçenlere havlamaya başlıyorlar. Ben uzun yıllar köpek beslediğim için biliyorum. Etler mutlaka kaynatılıp verilmeli. Bu kemikleri veren bayan arkadaşımızda hayvan sever bir insan buna hiç şüphem yok. Öyle olmasa beslemeye çalışmazdı ancak köpeklerin hırçın davranışlar göstermemeleri çiğ et verilmesinden kaynaklanıyor” açıklamasını yaptı.

“TEMİZLİK HİZMETLERİNDEN MEMNUNUM”

Gün içinde de sürekli olarak temizlik görevlilerinin çalıştığını ve hareketli bir alana sahip oldukları için temizliğe gösterilen hassasiyetten memnun olduğunu ifade eden Yıldırım, “Yapılan temizlik hizmetleri iyi. Yaz aylarında oluşan sineklenmeler için belediyenin birkaç kez ilaçlama yaptığına şahit oldum. Son yağan aşırı yağmurlarda su taşkınları ile karşı karşıya kaldık. Caddemizde iki kanal olmasına rağmen su taşmalarını yaşadık. Çoğu sokakta bir tane var. Bu mazgallar yapılırken her şeyin en ince şekilde hesaplanarak yapılması gerekirdi. Doğalgaz borusunu mazgalın içine döşemişler o boru şişme yapınca kanalı tıkıyor ve suyun rahat akmasını engellediği içinde taşmalar oluşuyor. Sokağımızın güvenliği sorunlu. Kavgamız, dövüşümüz, polisimiz hiç eksik olmuyor. Son zamanlarda Suriyelilerin akın etmesi ile birlikte bu sorun daha da büyüdü. Çiçekçiler ayrı bir dert. İzmirli çiçekçilerimiz İzmir halkı tarafından kabullenilmiş hatta İzmir’in maskotu sayılmışlardı. Ancak şimdi onların yerini Suriyeliler aldı.  Hırsızlık ve gasp olayları da yaşanmaya başlandı. Geçen akşam adamın biri benden alkollü içecek alıp sahile oturmaya gitti. Bir süre sonra geldiğinde eli yüzü dağılmış bir halde kan içindeydi. Suriyeli sigara istemiş adamda vermek istemeyince 4 kişi adamı ortalarına alıp dövmüşler. Polise haber vermek istedik ancak kaçtıkları için ortada kimsecikler yoktu. Yine de haber verdik ancak olay afaki kaldı. Suriyelilerden dükkanıma birkaç kez 200 TL’lik sahte para getiren olduğu için onlara paraları da olsa satış yapamıyorum. Buraya yemek yemeye gelen insanların masalarından eksik olmuyorlar. Çöplerin temizliği ile ilgili gösterdikleri titizlikten dolayı görevli arkadaşlara sizin kanalınızla teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Köpek sevgisiyle ilgili çiğ kemik getiren hanımla gidip konuştum ve bu kemiklerin onlara ve çevreye yarardan çok zarar verdiğini anlatmaya çalıştım. İnsanlarda bile durum aynıdır. Et yemeyen, vejetaryen yaşayan bir insan kendine ve çevresine olaylar ne kadar olumsuz olursa olsun daha anlayışlı, sevgi dolu ve çözüme odaklı yaklaşırken, et yiyen insanlar en anlayış gösterilebilir durumlar karşısında bile saldırgan bir tutum sergileyebiliyorlar. Dilerim uyarılarım etkili olmuştur” dedi.

“HÜKÜMETİN POLİTİKASI AKILLICA DEĞİL”

Cumhuriyet caddesinde simitçilik yapan esnaflardan İbrahim Kaya ise caddenin en büyük probleminin park eden araçlar olduğunu söyleyerek, yolda diğer araçların geçebilmesi için yeterli alan bırakılmadığını söyledi. Motosiklet tutkunlarının gruplar halinde gelerek en az 50-60 motosikletin kaldırımın tamamını ihlal ettiklerini belirten Kaya, “Kavşaklara ve yollara park eden araçlar yayaların geçmesini engelliyor. Yol çalışmaları hiç bitmiyor sürekli burada yoğun bir gürültü var ve gün boyu toz yutuyoruz. Gece geç saatlere kadar kalmadığım için alkol tüketiminin yoğunlaşmasıyla birlikte meydana çıkan kavga ve gürültülere ben şahit olmuyorum. En önemli sorunumuz ise Suriyeli vatandaşların sadece burada değil her yerde sıkıntı yaşatması. Ben kıt kanaat geçinen bir insanım ve buradan eve gidene kadar en az 40 tanesi önüme geçip para istiyor. Bugünlerde sadece istemekle kalıyorlar ancak insanları aç bırakırsanız artık herkes biliyor ki o insan yaşayabilmek için çalmaya ve öldürmeye başlar. Böyle giderse olacakları görebilmek için alim olmak gerekmiyor. Ben buradan görüyorum yemek yemeye gelen insanlardan dakika başı biri para istiyor. Garsonlar her ne kadar uzaklaştırmaya çalışsalar da başa çıkamıyorlar. İçeri servis almaya gittiklerinde arkalarını döner dönmez hepsi bir masaya saldırıyor. Madem ülke yöneticilerimiz onlara kapı açtı bu insanların hayatını kolaylaştıracak çözümler üretmekte onların sorumluğunda. Altından kalkamayacağın yükün altına girmektir bu. En azından bir yerde topla bu insanları, diğer ülkelerden destek al ve ülkelerine dönünceye kadar insanca yaşayabilmelerini sağla. Senin halkın açken bu şekilde bir politika sergilenmesi bana mantıklı gelmiyor. Bu insanlar aç bırakılmaya devam edilirse cinayet işlemeye ve gasp etmeye başlarlar. O zaman nasıl önünü alacaklar? Bu politikanın adına iyilik, insanlık yapıyoruz diyorlar. İyilik bu değil. Suriyelilerin gelmeden önce oturduğumuz semtlerde 200-250 TL’ye kiralık ev bulabiliyorduk. Şimdi ise bu fiyatlarda kiralık ev bulmanız imkansız. Boş ev bulunamadığı için en kötü, en içinde oturulmayacak evin kirası 500-600’lere fırladı. Temizlikten memnunuz. Görevliler günde en az 3-4 kez geçiyorlar. Tek eksikliğimiz güvenlik nedeniyle çöp kutularının konulmaması” açıklamasını yaptı.

“DURUM İÇ AÇICI DEĞİL”

Çöp konteynırları bulamadıkları için vatandaşların çöpleri ellerinde dolaştıklarını söyleyen taksici Necip Ergün, çöp kutusu arayan turistleri birinci kordona yönlendirmek zorunda kaldıklarını belirterek, “Sokağımıza güvenlik nedeniyle çöp konteynırları koymadıklarını söylüyorlar ancak buna bir çözüm üretilmeli. Şeffaf çöp poşetleri konulabilir. Yol kenarları çöp birikintileri ile dolu vatandaş çöpünü nereye atacak? Temizlik hizmetlerimiz çok şükür ki iyi sabahtan akşama kadar biriktirilmiş çöpleri alıyorlar. Günde en az iki kez çöp araçları geliyor. Uzun zamandır devam eden yol çalışmaları henüz bitmedi. Bittiğinde güzel bir şeylerin ortaya çıkmasını bekliyorum. Yurdumuza alınan Suriyelilere üzülüyorum. Onlara bir çare bulmak gerekiyor. Her ışık başında 3-5 tane çocuk ellerini açıp dilencilik yapıyorlar. Buradaki esnaflarda doğal olarak hem kendileri bir şey yapamadıkları için hem de hükümet bir şey yapmadığı için rahatsız oluyorlar. Durum hiç açıcı değil ve insanlığa yakışmayan durumlar. Devletimiz bu insanları ülkeye kabul ettiğinde ya çadır kent ya da prefabrik evler oluşturup onlara insan gibi yaşayabilecekleri koşullar sağlayabilirlerdi.  Durumu iyi olanlar gelip ev kiralıyorlar, zaten şehrimizdeki konutlar bize zor yetiyorken bu evlerin kiralanması kira fiyatlarını da arttırdı. İzmirliler olarak zarar içinde zararla karşı karşıyayız. İşin ne tarafından bakarsanız ülke yöneticilerinin söylediği gibi iyilik değil, temelde kötülük yapılıyor. Caddemizin diğer önemli bir sorunu da fazla yağışlarda karşılaştığımız su taşkınları. Su taşkınlarında bir yaya olarak buradan karşı karşıya geçemezsin. Her yağmurda mazgallar dolu olduğu için çekmiyor. Halbuki her sokakta bir tane mazgal varken bizde iki tane var. Yine de su basmaları yaşanıyor. Yazın ise ayrı bir dert. Bu seferde havaların ısınması ve çer çöpün mazgallara atılması ile birlikte hamam böcekleri, sineklenmeler oluşuyor. Caddemizde düzenli ilaçlamaların yapılması iyi olur” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi