NE KADAR RÜZGAR O KADAR HEYECAN

NİLGÜN TAZE

9-13 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek Türkiye Yelken Federasyonu’nun düzenlediği Laser Şampiyonası için İzmir’e gelen Uluslararası Yelken Hakemi ve Uluslararası yarış Kurulu Başkanı Hüsnü Levent, Laser Standart, Laser Radial, Laser 4.7 kategorileri için hazırlanan yarışmacılar için heyecanın  başladığını belirterek bol rüzgarlı bir yarış gerçekleşmesini beklediğini söyledi. Yaklaşık 110 civarında yarışmacının denize açılmasını beklediklerini ifade eden Levent, “Yelkenlerin armaları aynı ancak metrekareleri farklı olacak. Yarışlara katılım için yaş sınırlaması 14 olarak belirlendi. Her kategori içinde ‘Cunyır Grubu’ dediğimiz küçük yaştaki çocuklarımızı tamamen teşvik etmek ve yelken sporunu sevdirmek amaçlı kategorilerde oluşturuldu. Şu an yelken öğrenme yaşı 7-8 yaşlarına kadar indi. Benim zamanımda böyle bir şans olmadığı için 14 yaşında bu sporla tanışabildim. Yaz aylarında her gün kış aylarında da hafta sonları olmak üzere çocuklarımız lisanslı antrenörlerimiz tarafından eğitim alıyorlar” dedi.

HASTALANMAK SÖZ KONUSU DEĞİL

Kışın soğuk günlerinde denize açılmanın ve denizin soğuk sularına düşmenin bilindiğinin aksine çocukları hasta etmediğini tam tersi yelken sporuyla uğraşmayan çocuklara nazaran uğraşanların bağışıklık sistemlerinin daha yüksek olduğunu belirten Levent, “Çocuklarımız kışın o sert soğuklarında dahi nezle bile olmazlar. Bizim zamanımızda var olan kıyafetlerle şimdikiler arasında da dağlar kadar fark var. Şimdikilerin çoğunun su geçirmez özelliği var. Bizler ise bir şortla yelken yapar suya düştüğümüzde kemiklerimize kadar titrer ancak yine de hasta olmazdık. Şimdiki yeni nesil kıyafetlerde her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Kışın Yelken Spor’unun çocuklarını hasta edeceğini düşünen anne babalar büyük bir illüzyon içindeler. Denizin kendine has bir iyileştirme özelliği olduğu da aşikar” açıklamasını yaptı.

KARAR VERME MEKANİZMASINI GELİŞTİRİYOR

Yelken Spor’unun karar verme yeteneğini diğer sporlardan farklı olarak daha fazla geliştirdiğini ve bu yeteneğin gelişiminin çocuğun tüm hayatını olumlu yönde etkileyeceğini belirten Levent, “Denizde birey tek başınadır ve ne yapacağına kendisi karar vermek zorundadır. Diğer spor dallarında antrönör yat, kalk, koş, zıpla, atla diye size ne yapacağınızı söyleyen talimatlar yağdırır. Ancak deniz talimat kabul etmez. Onun da tıpkı her canlıda olduğu gibi kendine has bir ruhu vardır. Sporcu da bu ruhunun farkına varır. Sizi yönlendiren hiç kimse yoktur. Kendi kaptanınız kendinizsinizdir. İleri mi gidecek, tramala mı atacak, şamandıraya mı dönecek, dümeni rüzgara göre sağa ya da sola mı kıracaksınız hepsine sadece siz karar verirsiniz. Yelkende sadece karar vermekte yetmez bu karar aynı zamanda hızlı ve doğru da olmalıdır çünkü her şey anlıktır” ifadelerini kullandı.

YELKEN BİR SEVDADIR

Yelken Sporu’nun bireysel bir spor olmasının yanında takım ruhunu da geliştirdiğini söyleyen Levent, hiç kimsenin yelkenini tek başına suya indiremeyeceğini belirterek, “Ben 14 yaşında tanıştım yelkenle. Evim tam kulübün karşısındaydı. Tuzlu suyun tadını aldıktan sonra bir daha denizden vazgeçemedim. 60 sene yelken yaptım ve 1986 yılında Türkiye’de bir ilk olan uluslararası hakem unvanını aldım. Eğitim ve yelkeni aynı anda sürdürebildim. Birçok spor dalı para kazanmak için yapılır. Benim için yelken sevdaydı ve hep cepten verdim.  Tekne, yelken aldım, donattım ve ayrılmam gerektiğinde de diğer sevdalılara bıraktım. Amerika, Kanada, Kuzey Afrika, İsrail gibi birçok ülkede yarıştım. Müslüman ülkeler nasip olmadı çünkü yelkencilikle uğraşan yok” dedi.

Haber Merkezi