- Bilim ve Teknoloji
- 23.06.2025 16:55
Yapılan yeni bir araştırmaya göre, yapay zekaya yöneltilen karmaşık sorular, basit sorulara kıyasla 6 kat fazla karbon salımına neden oluyor. Söz konusu enerji tüketimi, çevresel etkiler konusunda endişeleri artırıyor.
Yapay zekaya yöneltilen her bir soru, sadece bilgiyle değil, aynı zamanda belirli miktarda bir karbondioksit salımıyla da karşılık buluyor. Almanya’daki Münih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, ChatGPT benzeri büyük dil modellerinin (GDM), özellikle karmaşık düşünme gerektiren sorulara verdikleri yanıtlarla çevre üzerinde kayda değer bir etki yarattığını ortaya koydu.
Bilimsel dergi Frontiers’da yayımlanan araştırmada, 14 farklı yapay zeka modeli karşılaştırıldı. Bulgulara göre; soyut matematik ya da felsefe gibi yüksek seviyede düşünme gerektiren soruların, lise seviyesindeki tarih sorularına oranla yaklaşık 6 kat daha fazla karbon emisyonuna yol açtığı tespit edildi.
Araştırmayı yürüten Dr. Maximilian Dauner, “Yüksek düzeyde muhakeme gerektiren sorular, modellerin daha fazla enerji harcamasına yol açıyor. Bu da doğrudan daha fazla karbon salımına neden oluyor.” diye konuştu.
Dr. Dauner ayrıca, derinlemesine muhakeme yapabilen büyük dil modellerinin, basit ve kısa yanıtlar sunan sistemlere göre 50 kat daha fazla karbon salımı gerçekleştirebileceğine de dikkat çekti.
Yapay zekaya yöneltilen her soru, arka planda yoğun hesaplamalar gerektiriyor. Bu süreçte, sorudaki her kelime ya da ifadeler bütünü, “token” adı verilen dijital birimlere çevrilerek modele aktarılıyor. Yapılan araştırmaya göre, muhakeme içeren karmaşık bir soru ortalama 543,5 token üretirken, daha basit içerikli sorularda bu sayı yalnızca 40 civarında kalıyor.
Uzmanlar, yapay zekanın çevresel etkisini en aza indirmek için, kullanıcıların daha kısa ve net cevaplar talep etmelerini öneriyor. Ayrıca, işlem gücü yüksek, karmaşık modellerin yalnızca gerçekten gerekli durumlarda devreye alınması gerektiği vurgulanıyor.
Çalışma, aynı zamanda yüksek doğruluk sunan modellerin çevreye olan etkilerini de gözler önüne serdi. Örneğin, yaklaşık yüzde 85 doğruluk sağlayan Cogito adlı model, daha sade yanıtlar sunan benzer boyuttaki yapay zeka sistemlerine kıyasla 3 kat daha fazla karbon salımına neden oluyor.
Dr. Dauner konuya ilişkin olarak, “Şu anda yapay zeka teknolojilerinde doğruluk ve sürdürülebilirlik arasında bir taviz ilişkisi var. Doğru yanıtlar için daha fazla enerji harcıyoruz. Ancak bu dengeyi daha sürdürülebilir kılmak mümkün” diye konuştu.
Dikkat çeken bir örneğe göre, DeepSeek R1 adlı yapay zeka modeline yöneltilen 600 bin soru, Londra ile New York arasındaki bir uçuşun gidiş-dönüş karbon salımıyla aynı seviyede emisyon üretebiliyor. Öte yandan, Alibaba Cloud’un geliştirdiği Qwen 2.5 modeli ise benzer bir doğruluk oranıyla daha fazla soruyu, aynı karbon salımı düzeyinde yanıtlayabiliyor.
Bilim insanları, bu tür verilerin kullanıcıları daha çevre dostu ve bilinçli bir yapay zeka kullanımına yönlendirmesini umduklarını belirtiyor.