BBP’den terör eleştirisi

Büyük Birlik Partisi İzmir, Ankara’da yaşanan terör saldırısından sonra milletvekili aday tanıtım toplantısını iptal ederek basın açıklaması gerçekleştirdi. Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gurhan, Ankara’daki terör saldırısından ötürü bakanlarını istifaya çağırdı


  • Oluşturulma Tarihi : 14.10.2015 07:46
  • Güncelleme Tarihi : 14.10.2015 07:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
BBP’den terör eleştirisi

TANER UYANIKER

Büyük Birlik Partisi (BBP) İzmir İl Başkanlığı Ankara’da yaşanan terör saldırısından sonra milletvekili aday tanıtım toplantısını iptal ederek basın açıklaması gerçekleştirdi. Toplantıya aynı zamanda milletvekili adayları da katıldı. BBP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Adayı Ahmet Gurhan konuşmasına Ankara’da terör saldırısında hayatını kaybedenleri anarak başlayarak, “Cumartesi günü başkentimizin göbeğinde meydana gelen kalleşçe saldırı sonucu hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza BBP camiası adına bir kez daha Allah’tan rahmet diler ve yakınlarına ve tüm halkımıza başsağlığı dileklerimizi sunarım” dedi.

“CANLI BOMBALARI NEDEN YAKALAMIYORSUNUZ?”

Terör eylemlerini yapanları lanetlediğini belirten Gurhan, bunları yapanların Allah’ın adaletinden kaçamayacaklarını belirtti. Gurhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Terör kimden gelirse gelsin ve kime karşı yapılırsa yapılsın tüm toplum tarafından kınanmalı ve lanetlenmelidir. Ancak sorumlu fakat sorumsuz bakanların yaptıkları konuyla ilgili basın toplantısında dillendirilen güvenlik açığı olmadığı açıklaması ve bir basın mensubunun sorusu karşısında sırıtma terbiyesizliği gösteren sorumsuz bakanları da esefle kınayıp istifaya davet ediyorum. Daha dün Sayın Davutoğlu ‘Elimizde canlı bombacıların listesi var ama eylem yapmadan yakalayamayız’ demiştir. Bu sözleri tekrar tekrar izledim evet demiş ve bu montaj da değil. Madem biliyorsunuz neden yakalamıyorsunuz?  Bu kişiler gerçekten canlı bomba ise örgüt üyesidirler, alırsınız tutuklanırlar, savcılar elinizde Sulh Ceza  Mahkemeleri elinizde... Neymiş demokrasi varmış delile ihtiyaç varmış. Siz kimi kandırıyorsunuz o teröristleri, o bombacıları canlı yakalayan emniyet mensuplarının nasıl içeri atıldığını hepimiz gördük. Haklarında yazılan sözde iddianameleri de hepimiz okuduk.”

“GÜVENLİK AÇIĞI VAR”

Ankara’da gerçekleşen terör saldırısında ki güvenlik açığına dikkat çeken Gurhan, “Dünyanın neresinde olursa olsun böyle 100’e yakın kişinin can kaybına ve 500’e yakın kişinin yaralanmasına sebep olan bir eylem yapılmışsa orada mutlaka bir güvenlik açığı vardır ki bu eylem olmuştur. Yetkililer bunu kabul etmeliler ki bir daha benzer eylemler olmasın ve önlenebilsin. Eğer hiçbir güvenlik yetkilisi sorumlu değilse gar müdürü mü sorumlu? İhmal yoksa bu kadar insan trafik kazasında mı öldü? 90’lı yıllara geri döndük derken birden kendimizi 1970 yıllarda meydana gelen kanlı olaylardan daha beter olaylar yaşarken bulduk. Ancak her gün bir ocağa şehit acısı düşerken nerede hangi örgütün patlatacağı bombaya hedef olacağımız belli değilken ülkenin istihbarat kurumlarının Twitter ve Facebook’ta  tehdit ve hakaret suçları üzerinde uzmanlaşmaları ise takdire şayandır. Devletin istihbarat kurumları biran önce asli görevlerine dönmeli ülkemizi tehdit eden bu tür eylemleri yapan ve yapma planları olanları deşifre etmelilerdir” dedi.

MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNE VURGU

Rize’de Sedat Peker’in gerçekleştirdiği mitingi isim vermeden eleştiren Gurhan, “Kendisini ülkücü olarak gösteren daha önceden mafya lideri olarak ceza almış bir kişinin miting düzenlemesine izin verilmesi, bu mitingde bu kişinin kendisini cezaevinden çıkaran iktidar partisine destek istemesini ve konuşması sırasında ‘ülkede oluk oluk kan akıtacağız’ sözleri için adalet mekanizmasının nasıl işleyeceğini birlikte göreceğiz” şeklinde konuştu. Medya üzerine konuşan Gurhan, “Biz unuttuk ama demokrasinin önemli saç ayaklarından birisi de bağımsız medyadır. Medya kesinlikle siyasi güç odaklarının eline geçmemeli ve boyunduruğuna girmemelidir. Halk ancak bağımsız bir medya ağı varsa gerçekleri öğrenebilir. Ama ülkemizde gazeteciler attıkları twitler ve yazdıkları köşe yazılarından dolayı işlerinden atılmakta, soruşturmalar geçirmekte, gözaltına alınmakta hatta tutuklanmaktadırlar. Hele son günlerde bazı basın mensuplarının önce siyasilerce tehdit edilip sonra darp edilmesi ve yakalananların detaylı itiraflarına rağmen serbest kalmaları kabul kesinlikle edilemez. Yine kendini mahkeme yerine koyan bir savcının yazısı ile çizgi film kanallarının bile dijital platformlardan çıkarılması gelinen noktanın ne kadar acı olduğunu göstermekte. Unutmayalım ki özgür medya olmazsa özgür toplum olmaz” diye konuştu.

Haber Merkezi