Harekette sağlık var

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Türkyılmaz, evinden sağlık kurumuna gitmekte sıkıntı yaşayan ama sağlık hizmetine ihtiyaç duyan kişilerin, evde sağlık hizmetinden 444 38 33 numaralı telefonu arayarak faydalanabileceğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 10.11.2015 08:53
  • Güncelleme Tarihi : 10.11.2015 08:53
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Harekette sağlık var

EMİNE YALÇIN

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Türkyılmaz, halk sağlığı müdürlüğünün çalışmalarını gazetemize anlattı. Şu an için 30 toplum sağlığı merkezlerinde ve hastanelerde genelde bir ebe bir sağlık memuru ve bir de ihtiyaç halinde hekimin eşlik ettiği, yaklaşık 120 kişiden oluşan evde sağlık ordusu olduğuna dikkat çeken İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Türkyılmaz, evde sağlık ordusunun vatandaşın hizmetinde olduğunu ifade etti.

Yeni projelerle de bazı çalışmaları güçlendirmek istediğini belirten Türkyılmaz, lohusa ziyaretleri için Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü ile bir proje üzerine çalıştıklarını, doğum yapan anneleri ilk günden başlayarak, lohusalık boyunca takip edeceklerini söyledi.

DAHA SAĞLIKLI DAHA MUTLU

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Türkyılmaz, halk sağlığı müdürlüğü olarak görev tanımlarının içerisine giren belli başlı konulardan bir tanesinin de evde sağlık hizmetleri olduğunu söyledi. Türkyılmaz, “Bebeklerimizin sağlıklı olmasından tutunda yaşlılarımızın ayakta durabilmesine kadar, yaşlılarımızın sağlıkla oturabilmesi, sağlıkla yatabilmesi, sağlıkla uyuyabilmesi ve ölümleri dahil o süreci kapsayan bir sorumluluk alanımız var. Daha sağlıklı nasıl olalım? Biz daha mutlu nasıl olalım? Daha sağlıklı olacağız ki daha mutlu olalım. Daha kaliteli bir hayat yaşayalım. Hastaneler bizim hastalanınca derman aradığımız yerler. Ama biz halk sağlığı olarak diyoruz ki; İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak İzmir halkını hastanelere gitmeyecek şekilde sağlıklı tutmaya çalışalım. Örneğin aşılayalım. Hareketli yaşama özendirerek obezite ile mücadele edelim, daha sağlıklı beslenelim, balığı hayatımıza sokalım. Ama hareketsiz kalmayalım. Biraz daha hareketli olalım. Atalarımız ‘Harekette bereket var’ demiş. Ama bakıldığı zaman gerçekten harekette sağlık var” dedi.

“YÜRÜYÜŞ MUTLULUK HORMONLARINI ARTIRIYOR”

Yürüyüşün insanın mutluluk hormonlarını artırdığına yönelik yapılan bilimsel açıklamaların olduğuna da değinen Türkyılmaz, “Bildiklerimizi halkımıza aktarıyoruz. Tütünle mücadele, kanserle mücadele ve uyuşturucuyla mücadele çalışma alanlarımızın içinde. Bunların hepsi ayrı ayrı kulvarlar. Hepsinin derinlemesine, ilerlemesine ve genişlemesine yönelik oldukça geniş çalışma alanlarıdır. Ama bizim sorumluluk alanlarımızdır” diye konuştu.

“VATANDAŞIMIZIN HİZMETİNDE”

Türkyılmaz, evde sağlık hizmetlerinin Sağlık Bakanlığı’nın 663 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 2012’de çıkmasıyla, halk sağlığı müdürlüğünün kurulmasından sonra halk sağlığı müdürlüklerine verdiği bir görev olduğunu söyledi. Evde sağlık hizmetleri kapsamında yaklaşık 7 bin civarında ulaştıkları evde sağlık hastalarının olduğunu da açıklayan Türkyılmaz, “Evde sağlık hastası nedir? Evinden sağlık kurumuna gitmekte sıkıntı yaşayan ama sağlık hizmetine ihtiyaç duyan kişidir. Evden çıkamayacak durumda olan hastalar 444 38 33 numaralı telefonu arayarak adresini verecek, şikayetini anlatacak. Telefon numarasını arayacakları gibi internet üzerinden de bize ulaşabilirler. Bizim şu an için 30 toplum sağlığı merkezimizde ve hastanelerde genelde bir ebe bir sağlık memuru ve bir de ihtiyaç halinde hekimimizin eşlik ettiği yaklaşık 120 kişiden oluşan evde sağlık ordumuz var. Bu evde sağlık ordumuz vatandaşımızın hizmetinde” şeklinde konuştu.

SAĞLIK MERKEZLERİNE UZAK YERLERE GİDİYORUZ

Zaman zaman da taramalar yaptıklarını anlatan Türkyılmaz, özellikle son 2 aydır taramaları yoğunlaştırdıklarını ve bundan sonrada yoğun bir şekilde taramalara devam edeceklerini söyledi. Türkyılmaz, “Özellikle sağlık merkezlerine uzak yerleri tercih ediyoruz. Çocuğu ve yaşlısı olan yerlere öncelik veriyoruz. Gideceğimiz yere kanser tarama aracımızı götürüyoruz. Kadınları muhtarlar aracılığı ile belirlediğimiz yere çağırıyoruz. Diş taraması aracımızı götürüyoruz. Dişlerinde problem olan kişileri taramadan geçiriyoruz. Yine tartımızı, kan şeker ölçüm cihazımızı ve tansiyon ölçen arkadaşlarımızı da götürüyoruz. Yine burada ayağa götürülen hizmeti önemsiyoruz. Biz herhangi bir sağlık merkezine gidemeyeni de hesaba katarak biz gidelim diyoruz. Gittiğimiz yerlerde sabahtan akşama kadar kalıyoruz. Bazen ertesi gün bile kaldığımız olabiliyor” ifadelerini kullandı.

EN TEMEL İLK ADIM

Türkyılmaz, kadınlarda sıklıkla görülen meme kanseri konusunda kadınları bilinçlendirmek için çalıştıklarını ifade etti. Türkyılmaz, “Kendi kendine muayene meme kanseri taramanın en temel ilk adımıdır. Kadınlarımızı bilgilendirmek adına her türlü eğitimi veriyoruz. Sonrasında mamografi çekilecek yaşta olan kadınlarımıza kendilerine en yakın KETEM merkezine gitmelerini söylüyoruz. Mamografi çekildikten sonra rahim kanseri açısından vajinal simirin de alınması gerektiğini anlatıyoruz. Kadının bir şikayeti olmayabilir ama kadınları için bir risk bu. Varsa böyle bir risk erken teşhisle hemen müdahale ederek küçük müdahiller ile önüne geçelim” dedi.

“AMACIMIZ TARAMA YAPIP BIRAKMAK DEĞİL”

Tüm taramaları ve eğitimleri ücretsiz olarak yaptıklarının altını çizen Türkyılmaz, yapılan planlamaların kadınlara yol gösterdiğini söyledi. Türkyılmaz, “İsteyen herkesi diş taramasından da geçiriyoruz. Dişlerinde sorun olan kişilere en yakın Ağız Diş Sağlık Merkezine gitmesi için o kişi için randevu alıyoruz. O hasta oraya alınan randevu gününde gittiğinde yapılması gereken her şey yapılıyor. Amacımız tarama yapıp bırakmak değil” diye konuştu.

EV ZİYARETLERİ YAPILIYOR

Türkyılmaz, tarama kapsamında yaptıkları çalışmada gittikleri mahalledeki evde sağlık hastalarını da gezdiklerine dikkat çekerek, “Evde sağlık ekiplerimiz o hastalara zaten gidiyor. Ama biz evde sağlık ekibimizi de motive etmek adına o hastalara gitmeyi özen gösteriyoruz. Evde sağlık ekibimizi aşan talepler olduğunda devreye girerek halletmeye çalışıyoruz. Evde sağlık hastalarının dışında o bölgede doğum yapmış anneleri de ziyaret ediyoruz. Doğum yapan anneler lohusalık dönemini hassas bir şekilde geçiriyor. Bizde bebeğini emzirme şekline, bebeğin annesinin memesini tam tutup tutmadığına, güçlü emip emmediğine ve süt durumuna bakıyoruz. Annenin kafasında soru işaretleri varsa o soru işaretlerine cevap veriyoruz” şeklinde konuştu.

EGE ÜNİVERSİTESİ İLE PROJE

Yaptıkları her işte, dokundukları her yerde mesleki tatmini yaşadıklarını da anlatan Türkyılmaz, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Dokunduğumuz her yerde bir teşekkürü duyuyoruz. ‘İyi ki geldiniz’ diyorlar. Bu da bizi hem vicdanen hem beynen hem de mesleki açıdan tatmin ediyor. Hekimlik gibi sağlık personeli olmak gibi bir konumda olduğumuz için şükrediyoruz. Biz halk sağlığı olarak dinamik olmak zorundayız. Sağlıklı olmak zorundayız. Sağlıklı olmanın önemini sağlıklı olarak anlatmalıyız. Hareketli olmanın önemini kendimiz dinamik olarak aktarmalıyız. 30 toplum sağlığı merkezi bünyesinde çalışan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Özellikle evde sağlık ekibinde çalışan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Çünkü onlar özeri ile çalışıyorlar. Bazen gittikleri hastanın bezini değiştirmek durumunda kalıyorlar. O hastanın her türlü ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Vatandaşlarımızın daha iyi olması için her gün yeni yeni projelerle de bazı çalışmalarımızı güçlendirmek istiyoruz. Mesela lohusa ziyaretleri için Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü ile bir proje üzerine çalışıyoruz. Doğum yapan anneleri ilk günden başlayarak, lohusalık boyunca takip edeceğimiz bir proje bu. Bu projeyi de önemsiyorum. Çünkü lohusa depresyonu var biliyorsunuz. Yeni doğan bebek biliyorsunuz ki ilk birkaç gün emmeyebiliyor. O süt bebek ememediği içinde çok geç geliyor. Bu süreci konunun uzmanları ile daha rahat geçirebileceğini düşünüyoruz. Anne kıymetli. Kadın kıymetli.”

Haber Merkezi