Alev alev bir yaz daha kapıda

2025 yazının 2021’deki mega orman yangınlarına neden olan benzer koşullar taşıdığını belirten Prof. Dr. Murat Türkeş, sıcaklık, kuraklık ve rüzgâr etkisiyle orman yangınlarının çok daha sık ve yıkıcı olabileceği uyarısında bulundu

  • Oluşturulma Tarihi : 27.06.2025 08:59
  • Güncelleme Tarihi : 27.06.2025 08:59
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Alev alev bir yaz daha kapıda haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Kavurucu sıcakların etkisi altına giren Türkiye’de her gün yeni rekorlar kırılırken, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte orman yangını haberleri de art arda geliyor. Genellikle Temmuz ve Ağustos aylarında yüksek sıcaklıklar sebebiyle meydana gelen yangınlar, sıcaklıkların normalin üzerinde seyretmesi ve şiddetli rüzgarlarla birlikte Haziran ayında yangın oluş sıklıklarında artışın yaşanmasına sebep oldu. Haziran ayı içerisinde Aliağa Kemalpaşa, Karaburun ve Foça gibi ilçelerde toplamda 15’e yakın yangın meydana geldi. Son olarak ise Aliağa ve Foça ilçelerini kapsayan geniş çaplı bir orman yangını meydana geldi, yerleşim yerlerini tehdit eden yangın nedeniyle vatandaşlar bölgeden tahliye edildi. Fiziki Coğrafya ve Jeoloji & İklim ve Meteoroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Türkeş’e göre, 2025 yazı orman yangınları bakımından 2021’deki mega yangınlara benzer koşullar taşıyor. O yıl, Manavgat’tan Muğla’ya, İzmir’den Marmaris’e kadar büyük alanlarda yangınlar çıkmış, on binlerce hektar alan kül olmuştu. Türkeş, bu yıl da Türkiye’nin büyük bölümünün kuraklık altında olduğunu, hava sıcaklıklarının normallerin çok üzerinde seyrettiğini ve yangınların sayısında ciddi artış olabileceğini ifade etti.

YANGIN RİSKİ 2021 SEVİYESİNDE

2025 yılını ülke tarihinin en büyük orman yangınlarının yaşandığı 2021 yılına benzettiğini ifade eden Türkeş, “2021 yılında Manavgat’tan başlayarak İzmir’e kadar, özellikle Muğla ve çevresinde büyük yangınlar çıktı. Bu yangınlar kontrol altına alınamadı, günlerce sürdü. 2021 yılı, bugüne kadar Türkiye’deki orman yangını kayıtlarında en fazla alanın yandığı yıl olarak kapandı. 2021 yazına Türkiye, uzun süreli ortalamalarının çok üzerinde sıcak ve kurak koşullarda girmişti. O yıl da hidrolojik ve tarımsal kuraklıklar devam ediyordu. Mayıs ayından itibaren yüksek sıcaklıklar görülmüştü. Temmuz sonu ve Ağustos başında, Marmaris ve Muğla başta olmak üzere büyük yangınlar yaşandı. Türkiye 2025 yazına Marmara’dan Güneydoğu Anadolu’ya kadar şiddetli, çok şiddetli, hatta aşırı kurak koşullarda girdi. Özellikle 6, 9 ve 12 aylık kuraklık analizlerine baktığımızda bu çok net görünüyor. Bu da orman yangınları açısından ciddi bir risk oluşturuyor. Hava sıcaklığıyla birlikte buharlaşma ve terleme bilgilerini içeren standartlaştırılmış yağış-buharlaşma haritalarında, su açığı yani kuraklık ihtimali ve şiddeti çok daha yüksek seyrediyor. Aylık ve mevsimlik tahminlere göre 2025 yazı, özellikle batı bölgelerde İzmir de dahil yüksek olasılıkla normallerden daha kurak ve daha sıcak geçecek. Bu da 2021 yazında olduğu gibi, Güney Marmara Ege ve Akdeniz Bölgelerinde çıkabilecek yangınların yönetimini ve söndürülmesini zorlaştırıyor. Özellikle büyük yani mega yangınlara dönüşme ihtimali artıyor” diye konuştu. 

YEREL HAVA KOŞULLARI TAKİP EDİLMELİ

Yerel hava koşullarının önemine de dikkat çeken Türkeş, “2021 yangınlarında ve geçen yıl İzmir’deki yangınlarda gördüğümüz gibi, yerel sıcak ve kuru hava koşulları büyük etkiler yaratabiliyor. Kuvvetli poyraz gibi hem havayı kurutan hem de yangını büyüten rüzgâr tipleri mutlaka çok yakından izlenmeli. Orman yangınları bu yıl daha sık ve maalesef daha olumsuz hava koşullarıyla birlikte çıkabilir. Bir kısmı da büyük yangınlara dönüşebilir. Bu nedenle çok dikkatli olmalıyız. Çünkü yangın çok kolay çıkabiliyor ve poyrazlı ya da föhn tipi hava koşullarında çok hızlı büyüyebiliyor. İlgili kamu kurumlarının, bakanlıkların, yerel yönetimlerin ve yöneticilerin uyanık olması ve önlemleri çoktan almış olmaları gerekiyor” dedi. 

TEMMUZ – AĞUSTOS DAHA RİSKLİ

Hava koşulları nedeniyle yangınların bu yıl da erken başladığını ancak asıl riskin Temmuz – Ağustos ayları arasında olduğunu söyleyen Türkeş, “Mayıs sonu ve Haziran başında doğrudan sıcak ve kurak koşullara girdik. Bu normallerin üzerinde sıcak ve kurak hava, yangın açısından çok tehlikeli bir ortam yaratıyor. Çayırlar, verimli alanlar, makilikler ve ormanlar yanıcı madde hâline geliyor. Küçücük bir kıvılcım bile büyük yangınlara neden olabilir. 15 Temmuz–15 Ağustos arası, Türkiye’de büyük yangınların en çok çıktığı dönemdir. Bu yıl da sıcaklıklar belirttiğimiz aylarda yüksek olacak. O nedenle yangın riski bu dönemde daha da artacaktı” diye belirtti. 

YANGINLA MÜCADELEDE KOORDİNASYON ŞART

Orman yangınlarının olağan hava koşulları sebebiyle bir anda büyüyebildiğini ve buna karşın koordinasyonun çok önemli olduğuna dikkat çeken Türkeş, “Geçmişte Marmaris’te de gördük. Alınan önlemler yeterli olsa da olağan dışı hava koşulları yaşandığında orman yangınları yine büyük felaketlere dönüşebiliyor. Bu yüzden, Orman Genel Müdürlüğü, jandarma, yerel yönetimler, kolluk kuvvetleri çok sıkı çalışmalı. Özellikle kırsalda jandarma ve muhtarların koordinasyonu çok önemli” dedi. 

MÜDAHALEYİ ZORLAŞTIRIYOR

İzmir’de baraj doluluk oranlarının ciddi oranda düştüğüne ve bu durumun yangına müdahaleyi zorlaştırabileceğini de belirten Türkeş, “İzmir özelinde konuşursak, baraj doluluk oranları da çok düşük seviyelerde. Bu da müdahaleyi zorlaştırabilir. “Yangına hazırız” demekle olmuyor; 24 saat alarm hâlinde olunması gerekiyor. Özel hava durumu tiplerine poyraz, föhn tipi sıcak rüzgarlara mutlaka dikkat edilmeli. Yangına elverişli koşullar 24 saat izlenmeli” dedi. Türkiye’de genellikle köylerin hemen bitiminde ormanların başladığını hatırlatan Türkeş, “Bizde genellikle köyün bittiği yerde orman başlar. Oysa araya mutlaka temiz bir koruma bandı konulmalı. Bunlarla orman arasına mutlaka yangın güvenlik kuşakları oluşturulmalı” ifadelerini kullandı.

 YANGIN RİSKİ HER ZAMAN YÜKSEK

Yangın riskinin her zaman yüksek olduğunu belirterek her an hazır olunması gerektiğini vurgulayan Türkeş, “Kuraklık indekslerine ve hava sıcaklıklarına baktığımızda, özellikle kuzey kesimlerden (Kuzey Ege, Biga Yarımadası) başlayarak İzmir’in birçok bölgesi kurak. Gelecek aylarda da Türkiye’nin genelinde normallerin üzerinde sıcak ve kuru bir yaz bekleniyor. Bu, yangın riskini artırıyor. Özetle, yangın riski her zaman yüksek. Önemli olan yangına sürekli hazır olmak. Kamu kurumları, yerel yönetimler, muhtarlar, jandarma arasında sürekli iş birliği sağlanmalı. Yangın çıktıktan sonra da müdahale araçları, planları ve personel her an hazır olmalı” şeklinde konuştu.