İş birliği için imzalar atıldı: Müsilajla mücadelede yüzer bitki adaları formülü

Geçmişte Marmara Denizi’nde büyük zarara neden olan ve yeniden gündeme gelen müsilajla mücadelede, Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde müsilajın önüne geçmek için “yüzer bitki adaları” oluşturulacak.


  • Oluşturulma Tarihi : 17.02.2025 18:11
  • Güncelleme Tarihi : 17.02.2025 18:11
  • Kaynak : DHA
İş birliği için imzalar atıldı: Müsilajla mücadelede yüzer bitki adaları formülü

Marmara Denizi’nde 2021 yılında büyük hasarı beraberinde getiren ve yeniden gündem olan müsilaj için yeni bir adım atıldı. Etkisi sürdüren müsilajla mücadele için hayata geçirilen Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde, Marmara Denizi'ndeki kirliliğin önlenmesine yönelik Bursa Karacabey Çapraz Çay'da oluşturulması planlanan ‘yüzer bitki adaları’ için iş birliği protokolüne imzalar atıldı.

Müsilajın önüne geçmek için 2021'de Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşegül Akpınar'ın yürütücülüğünde gerçekleştirilen TÜBİTAK-1001 projesi, bakanlık, sanayi ve üniversite ortaklığında hayata geçirilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında Karacabey Çapraz Çayı'nda 11 bitki adası kurulup ve bu alanlarda 3 farklı lokasyon belirlendi. Bölgedeki ekosistemin korunmasına ve su kalitesinin iyileştirilmesine katkı sağlamayı amaçlanan ‘yüzer bitki adaları’ su kirliliğiyle mücadelede de önemli rol oynayacak.

 

“MARMARA DENİZİ’NE BAĞLANAN TÜM AKARSULAR ÜZERİNDE UYGULAMAYI HEDEFLİYORUZ”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, protokol töreninde açıklamalarda bulundu. Karacabey Çapraz Çay ve Nilüfer Çayı'ndan Marmara Denizi'ne uzanan kirliliğin azaltılmasına ilişkin, bakanlık olarak yoğun mesai harcadıklarını söyleyen Turan, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sonrası, 6 Haziran 2021'de yayınlanan Marmara Denizi Eylem Planı'ndaki maddelerden birinin de denize bağlanan dere, çaylar, akarsular üzerinde yayılı ve noktasal kirliliğin önlenmesi adına, ekolojik uygulamaların yapılması kararı olduğunu hatırlattı.

Turan, bu kapsamda, Doç. Dr. Ayşegül Akpınar'ın yürütücülüğündeki projenin olumlu sonuçlandığını ve çalışmanın gerçekleştirilmesi adına bakanlık, sanayi ve üniversite iş birliğinde bulunduklarını belirttiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Marmara Denizi'ne bağlanan akarsular üzerinde, denize ulaşmadan, bu kirliliklerin kaynağında, ekolojik ve doğal yöntemlerle azaltılmasına yönelik bir iş birliği projesi. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, biz bunu Marmara Denizi'ne bağlanan tüm akarsular üzerinde uygulamayı hedefliyoruz. Bu çerçevede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak, sadece deprem bölgesine inşa ettiğimiz şehircilikle ilgili faaliyetlerimizin ötesinde, çevreyle ilgili, iklimle ilgili de yine ilgili kurum, kuruluşlarla iş birliği içerisinde çalışmalarımızı yürütüyoruz.”

 

“PİLOT BİR ÇALIŞMA OLDU”

Projenin yürütücülüğünü üstlenen BUÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Park ve Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşegül Akpınar da çalışmaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu çalışmayla, Marmara Denizi'ne açılan kirlilikte ve müsilajda önemli faktör olan azot ile fosfor yükünü gidermeyi amaçladıklarını belirten Akpınar, konuşmasında şunları kaydetti:

"Özellikle Çapraz Çayı üzerindeki yüzer bitki adalarına yönelik gerçekleştirdiğimiz pilot bir çalışma oldu. Bu çalışmayla amacımız, Marmara Denizi'ne açılan bu kirlilikte müsilajda önemli bir faktör olan azot ve fosfor yükünün giderimini sağlayabilmek ve bununla ilgili olarak da tabii ki ekolojik bitkilerin kullanıldığı bir yaklaşımla bunu çözebileceğimizle ilgili, daha önce gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla bu projeye önderlik etmiş olduk. İlk başta 11 tane bitki adası kurduk. Ve bunlarla ilgili olarak da 3 farklı lokasyon belirlemiştik. 2 lokasyonumuz Çapraz Çay üzerinde. Bir lokasyonumuz da Nilüfer Çayı üzerindeydi. İlk başarılı sonuçlarımızı gerçekleştirdik ve TÜBİTAK projesini başarıyla sonuçlandırdık. Akümülasyon oldukça yüksekti, hem azot hem de fosfor bakımından. Ama tabii ki bunlar sadece azot ve fosfor yükünü biriktirmiyorlar. Bununla beraber, çeşitli bitkilerin farklı kirleticileri de kendi bünyelerinde biriktirme özellikleri var. Öncelikle alanın kirletici potansiyeli, kirlilik potansiyeli ile ilgili bir belirleme yapıyoruz ve buna bağlı olarak da bu kirlilikleri bertaraf edebilecek bitkilerin seçimini yapmamız ve plantasyonu buna göre uygulamamız oldukça önem teşkil ediyor. Bugün burada başarıyla sonuçlanan TÜBİTAK projesinin daha yaygın hale getirilerek, yaklaşık 1000 ada olarak düşündüğümüz büyük bir plantasyonla ilgili ilk adımları atmış olacağız."

BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu da Marmara Eylem Planı kapsamında gerçekleştirilen 'yüzer bitki adaları’ projesinin çevre koruma açısından ciddi önem taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Kırıştıoğlu, projenin yayılı kaynaklı kirliliği kontrol altına almak için atılan önemli bir adım olduğunu vurgularken, DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Levent Eski de Marmara Eylem Planı kapsamında, yayılı kaynaklı kirliliği kontrol altına almak amacıyla gerçekleştirilen çalışmaların değerine dikkat çekti.

DHA

DHA
Yazarımız Kim ?

DHA