- Çevre
- 29.07.2025 12:11
Sayfa Yükleniyor...
Dünyanın mevsim takvimi değişti. Endonezya'da zehirli sis, Bali’de plastik yığınları… Bilim dünyası, insan kaynaklı mevsim krizine dikkat çekiyor.
Artık mevsimleri yalnızca ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış olarak sınıflandırmak mümkün değil. Hava ve deniz kirliliğinin kontrolden çıkmasıyla, doğa takvimini yeniden yazmaya başladı. Bilim insanlarına göre, tamamen insan kaynaklı iki yeni mevsim oluştu: Sis mevsimi ve çöp mevsimi. Bu yeni iklimsel döngüler, sadece ekolojik dengeyi değil, insan yaşamını da derinden etkiliyor.
Uzmanlar, bu mevsimlerin artık her yıl düzenli olarak tekrarlandığını ve küresel ölçekte ciddi bir çevresel tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Sis ve çöp mevsimleri; hava kalitesini, deniz yaşamını, tarımı ve halk sağlığını etkileyen çok katmanlı bir kriz yaratıyor.
Güneydoğu Asya'nın tropikal kuşaklarında her yıl yaşanan "sis mevsimi", aslında bir doğa olayı değil; insan eliyle yaratılmış bir felaket dönemi. Endonezya, Malezya ve çevre ülkelerdeki geniş çaplı orman yangınları sonucunda, atmosfere yayılan yoğun duman tabakası gökyüzünü perde gibi kaplıyor. Bu sis öylesine yoğun ki, günler boyunca güneş ışığı dahi yeryüzüne ulaşamıyor.
Yangınların çoğu, tarım alanı açmak için bilinçli olarak çıkarılıyor. Bu süreç, yalnızca bölge halkının sağlığını tehdit etmekle kalmıyor; aynı zamanda uzun vadeli çevresel tahribatlara yol açıyor.
Benzer bir sis sezonu, ABD’nin Kaliforniya eyaletinde de gözlemleniyor. Yangın mevsimi, artık sadece yaz aylarıyla sınırlı değil. İlkbahar başlarında başlayıp yıl sonuna kadar uzayan bir felaket takvimine dönüşmüş durumda.
Tatil cenneti olarak bilinen Bali'de ise her yıl Aralık’tan Mart’a kadar sahiller plastik atıklarla doluyor. Bu dönem, yerel halkın tabiriyle “çöp mevsimi” olarak adlandırılıyor.
Muson rüzgarlarının yön değiştirmesiyle birlikte okyanus akıntıları, yıl boyunca okyanusa bırakılan plastik çöpleri kıyıya sürüklüyor. Palmiyelerin gölgesindeki beyaz kumsallar, tonlarca çöp yığınına teslim oluyor. Çevreciler, bu durumun sadece Bali ile sınırlı kalmadığını belirtiyor. Filipinler, Tayland ve ABD’nin doğu kıyıları da benzer dönemsel kirlilik dalgalarıyla mücadele ediyor.
Bilim insanları, bu çöp döngüsünün doğal değil, tamamen öngörülebilir ve insan faaliyetleriyle ilişkili olduğuna dikkat çekiyor.
İklim değişikliği yalnızca yeni mevsimler yaratmakla kalmıyor, bazı geleneksel mevsimleri de ortadan kaldırıyor. Özellikle yüksek rakımlı bölgelerde kış mevsimi artık "kar" demek değil. And Dağları ve Rocky Dağları'nda, kar kalınlığı giderek azalıyor, bu da kış turizmini ve su kaynaklarını tehdit ediyor.
Bir başka çarpıcı örnek İngiltere’nin kuzeydoğusunda yaşanıyor. Nesillerdir aynı zamanda yuvalanmak için geri dönen martı türleri, artık bu döngüyü sürdüremiyor. Geciken ya da tamamen gerçekleşmeyen göç hareketleri, doğanın saatinin bozulduğunu gözler önüne seriyor.
İlkbahar ve yaz mevsimleri de senkronunu kaybetmiş durumda. Bahar artık çok daha erken gelirken, yaz mevsimi uzayıp başka bir yapıya bürünüyor. Bitki örtüsü, hayvan davranışları ve tarım takvimi bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor.
Dünyanın iklimsel döngüsü, insanlığın tüketim alışkanlıklarıyla yeniden şekilleniyor. Mevsimler artık yalnızca doğanın ritmiyle değil, politikaların, sanayinin ve toplumsal alışkanlıkların sonucu olarak tanımlanıyor.
Bilim insanları, bu "yeni mevsimlerin" geçici olmadığını; aksine, küresel ekosistemlerin yeni normali haline geldiğini söylüyor. Eğer insanlık doğayla barışmak için ciddi adımlar atmazsa, yarının takviminde ilkbahar ya da sonbahar değil; yalnızca sis ve çöp mevsimi kalabilir.