Sayfa Yükleniyor...
Belgesel Sinemacı Tahsin İşbilen, belgesellerin her konuyu kapsayabileceğini anlatarak, belgesel sinemayı gerçeğin yeniden yorumlanması şeklinde tanımladı
EMİNE ŞEKER
Belgesel Sinemacı Tahsin İşbilen, yaklaşık 30 yıldır sektörün içinde olduğunu ifade ederek, çoğunlukla belgesel sinema ile uğraştığını söyledi. Belgesel Sinema dışında farklı işler yaptığını da belirten İşbilen, Henüz Türkiyede belgesel sinema ile uğraşan kişilerin hayatını sürdürmesi mümkün değil. Türkiyede belki sayılı isimler vardır ama İzmirde bu mümkün değil. Her türlü film çalışmaları yapıyoruz. Dolayısıyla reklam filminden tanıtım filmine kadar bir hayli alanda çalışıyoruz dedi.
GERÇEĞİN YENİDEN YORUMLANMASI
Belgesel sinemanın net bir tanımı olmadığını söyleyen İşbilen, Belgesel Sinemacılar Birliği Üyesi olduğunu vurguladı. İşbilen, Belgesel Sinemacılar Birliği Türkiyede 1997 yılında kuruldu. Bir meslek birliğidir. Bu meslek birliği içerisinde de belgesel sinemanın tanımı konusunda tartışmalar yapıyoruz. En kaba haliyle gerçeğin yeniden yorumlanması şeklinde tanımlanabilir. Gerçek aslında görecelidir. Belgesel sinema tarafsız ve objektif değildir. Sanatın olduğu yerde böyle bir şey olmaz. Kamerayı koyduğunuz yer bile taraf olduğunuzu gösterir. Kamerayı koyduğunuz yer farklı anlamlar taşır. Ancak diğer sanat dallarından belgesel sinemayı ayıran en belirleyici özellik kendi gerçeğinizi savunurken başkalarının gerçeklerini de göz ardı edemezsiniz. Örneğin bir yerde katedral yapılıyor. Belgeselci sorular soruyor. Önce taş taşıyan köleye gidiyor. Ne yapıyorsun diyor. Köle taş taşıyorum diye cevap veriyor. Bu kölenin gerçeğidir. Sonra ustabaşına gidiyor. Aynı soruyu soruyor. Ne yapıyorsun diyor. Ustabaşı katedral yapıyoruz diyor. Buda ustabaşının gerçeğidir. Bunu yaptıran mühendise gidiyor. Sen ne yapıyorsun diye soruyor. Yaratıcılığımın üst sınırı diye cevap veriyor. Bu örnekle şu an 3 tane gerçek var. Sanatçı bu 3 gerçeğin arkasında durabilir. Ancak diğer gerçekleri görmezden gelemez. Belgesel sinemanın en önemli özelliğidir şeklinde konuştu.
KURGU SİNEMA KOLAY
İşbilen, belgesel sinema ile kurgu sinema arasında fark olduğunu vurgulayarak, Her iki sinema türü de ifade biçimidir. Her bir sanat dalı kendi içerisinde değerli ve özel kuralları vardır. Belgesel sinema yapmayı daha çok seviyorum. Bana yakın gelen kısımları var. Mesela anlatılan konunun yaşamın içinde birebir karşılığıdır. Çekilenleri kurgulamamış olacaksınız. Kurgu sinema kolaydır. Mevcut olan bir senaryo vardır. Oyuncunun ne yapacağı ne söyleyeceği bellidir. Belgesel sinema böyle değildir. Birçok aşaması vardır. İlk önce araştırma ve planlama aşamasından geçer. Belirlediğiniz konunun en ince ayrıntısına kadar bilmek zorundasınız. Belgesel sinema yapıldığında bir kurgu sinema gibi izlenebilir olması gerekiyor diye konuştu.
TÜRKİYE YOLUN BAŞINDA
Türkiyede belgesel sinemacıların olduğunu ifade eden İşbilen, belgesel sinema konusunda iyi üretimlerin yapıldığını savundu. Belgesel türünün televizyonlarda ceza olarak yayınlandığını belirten İşbilen, RTÜK kanala ceza verdiğinde belgesel yayınlamasını istiyor. Belgesel sinema yapan kişi 2 yıldan fazla zamanını harcıyor. Ciddi emek veriyor. Televizyon kanalı bu üretimi ceza olarak yayınlıyor. Sonuç böyle olunca izleyiciye de ceza olarak geliyor. Belgesel izleyen kişi sayısı çok az. Hatta yok. Bu ülkede kitapta okunmuyor. Belgesel denince insanların aklına hemen hayvan belgeselleri geliyor. Bu türlere de ihtiyaç var. Olumsuz bir şey değil. Ama yurtdışı kanallarında belgeselden öte tematik belgeseller yayınlanmaya başlandı. Türkiye henüz yolun başında. Güzel üretimler yok değil. Uluslararası alanda söz sahibi olamaya başladık. Belgeselciler olarak uluslararası arenada filmlerimiz gösterilmeye başlandı. En azından ben umutluyum dedi.
BELGESEL HER KONUYU KAPSAYABİLİR
Belgesellerin günümüzle de ilgili olabileceğini vurgulayan İşbilen, Belgesel her konuyu kapsayabilir. Kültür ve birikim önemli unsurlardır. Eğer insanoğlu taş devrinden bugüne döngü içinde kalmış olsaydı olduğu yerde sayardı. Biz bizden öncekilerin biriktirdikleri ve bize bıraktıklarının üzerinde yükselerek ilerliyoruz. Medeniyet denilen şey de böyle bir şeydir zaten. Ancak biriktirme konusunda sanatın ciddi işleri var. Var olan birikimi sonraki kuşaklara aktarmak gerekiyor. Mesela göç temalı belgesel çalışmaları yaptık. Göç toplumları şekillendirir. Göçlerle kültürler birbirine karışıyor. Göçlerle yeni bir şeyler çıkıyor ortaya. Anadolu neden medeniyetler beşiğidir. Anadolu bir köprü ve göç yoludur. Her taraftan insan gelmiş. Göçlerle şekillenmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Göç belgesellerinin yanı sıra mübadele, Girit ve İzmir ile ilgili belgesel çalışmalarım da var ifadelerini kullandı.
CEHALETİN KUTSANDIĞI YERE DOĞRU GİDİYORUZ
İşbilen, belgesel sinemanın insanların geleceğini açacağını ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: Belgesel sinema kültürün oluşumunda önemli bir unsur olacağına inanıyorum. Belgesel üretim kalitesinin sürekli yukarı çekileceği bir yer olacağını da düşünüyorum. 10 yıl önce böyle konuşmak kolay değildi. Medya iletişim çok hızlı ilerliyor. Kaliteli ödül almış belgeselleri internet ortamından izleme şansı var. Sadece belgesel yayını yapan kanallar oluşmaya başladı. Giderek de artacaktır. Ama insanların bu dizi furyası içinde belgesel izlemesini beklememek gerekiyor. İnsanlar bu durumun kötü bir şey olduğunun farkındalar. Daha kötüsü bu durumun daha iyi olduğunu savunanların çoğalması. Cehaletin kutsandığı bir yere doğru gidiyoruz.
Haber Merkezi