“Instagram ve Twitter’da takılan gençlik istemiyoruz”

İzmir Ülkü Ocakları Başkanı Bilgehan Ağbaba ile ülkü ocaklarında röportaj için buluştuk. Ülkü Ocakları ve ülke siyaseti hakkında konuştuk  


  • Oluşturulma Tarihi : 20.12.2014 07:45
  • Güncelleme Tarihi : 20.12.2014 07:45
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Instagram ve Twitter’da takılan gençlik istemiyoruz”

TANER UYANIKER

Seçimlere kısa bir süre kaldı beklentiniz ve çalışmalarınız nedir?

Öncelikle bu seçimin milletimize, vatanımıza hayırlı olmasını niyaz ediyoruz. Umudumuz şudur ki gelecek olan hükümet milletimizin menfaati için hareket etsin. Biz bir eğitim ve kültür kurumuyuz. Bizim sahip olduğumuz değerleri kapsayan ve kalben bağlı olduğumuz bir MHP var. Gönülden candan destekliyoruz. Herkes taraf olduğu kurumun iktidar olmasını ister. Bizim de beklentimiz bu yönde. Bizde halka anlatıyoruz takdir onların.

MHP’nin son seçimlerde İzmir’de aldığı oyun üstüne çıkacağını bekliyor musunuz?

MHP’nin bir oy potansiyeli var, bunu yerel seçimlerde gördük. Oyumuzun yükselmesi sadece İzmir’e has değil, Türkiye’nin her yerinde oyumuz arttı. İktidar partisinin ve muhalefet partisinin yaptıkları ülkemizin menfaati için zerre kadar faydası yok. Vatandaşımızın tercihini ayrıştıran, bölüştüren insanlara değil “Ne Mutlu Türküm Diyene” yani MHP’ye vermesini diliyorum. Bu sözü AKP söyleyemiyor. Ana muhalefet partisi Mustafa Kemal’in ilkeleri doğrultusunda gittiğini söylüyor ama onlar da bunu çok dile getiremiyorlar. CHP’nin de ilk kuruluş amacının çok dışında kaldığını düşünüyoruz. Biz artık ülkenin tek birleştirici gücüyüz. Şimdi AKP ve CHP seçmenine kendi partilerine oy vermezlerse kime verecekleri soruluyor onlar MHP diyor. Ama bize ikinci parti olmamız yetmiyor. Birinci parti olmamız gerekir.

Böyle bir durum söz konusu neden oralardan kopuşları sağlayamıyorsunuz?

Onların takdiridir. Şimdi her siyasetçi her eve giremezken sosyal medya her eve girebiliyor. Hükümet medyanın gücüyle ortada kalan seçmeni kendisine çekiyor. Habur’da teröristlere bir şey demeyenler bayrağına düşman olanlara bir şey demeyenler seçime üç gün kala minyonlarca insanın bayrağa koştuğu reklam filmi yaparak bayrak sevdalısı oluyor.

AVRUPA’DA BÖYLE BİŞEY YOK

Konu buraya gelmişken açılımı da sormak istiyorum…

Bayrağı indirmeye çalışan kansızlar varken hükümet bunlarla ilgili hiçbir yaptırım yapmıyor. Ülkemizde sadece bir Kürt milleti yok gerçi millet olarak da adlandırılmaması gerekiyor, bir Kürt halkı yok. Çerkezler, Lazlar gibi milletler de var. Tabi insan anne babasını seçemez. Bir baskı uygulayıp kendi milletini öne çıkartmak faşistliktir biz buna da karşıyız. Tek bir bayrağımız var ve tek dilimiz var oda Türkçe. Bunun haricinde konuşabilir ama eğitim Türkçe olmak zorundadır. Avrupa ve Amerika’da başka milletler var ama hiç biri ben kendi dilimle konuşacağım demiyor. Hatta o dili yüceltmeye çalışıyor. Birilerinin çıkıp da yeni dil yeni bayrak demelerini de kabul etmemiz ve müsaade etmemiz mümkün değil. Dış mihrakların ve maşalarının oyunlarıdır bunlar. Açılım zırvası adı altında ne yaptığını bilmeyen akil adamlar çıktı. Kim düşmandı ki kimleri barıştırmaya çalıştılar.

Devlet Bahçeli tarafından 17-25 Aralık Yoksuzluk haftası ilan edildi. Son yapılan operasyonları da bunun içine katarak nasıl değerlendirirsiniz?

Tabi bu tarihlere denk gelmesi düşündürücüdür.. Hükümet bu operasyonlar sonucundaki suçlamaları yalanlıyor ama bir yıl sonra kendisine operasyon yapanlara bunları yapıyor. Bunu yaparak kendi suçunu kabul etmiş oluyor. KPSS  sorularının ‘paralel yapı’nın çaldığını söyledi. Bir bataklığın içindeler, herkes birbirine suç atıyor. Ne ekersen onu biçersin. Tek başına iktidar olması her şeyi istediği gibi yapması ülkemiz için bir tehlidedir. Saçma sapan evlilik programları ve bunun dışındakileri yayınlayan medya bunları görmezden geliyor. Çıkan tapeler ortadadır. Hükümet ve Adalet Bakanlığı’nın bundan ne anladığını bilmiyorum ama bunlara takipsizlik kararı verildi. Buda gördüğümüz dağın bir tarafı diğer tarafında neler oluyor Allah bilir.

Siz bu haftada neler yapacaksınız?

Sadece İzmir’de değil ülkenin her tarafında konferanslar ve seminerler düzenlenerek insanlara anlatılmaya çalışılacak.

Demokrasi sadece sandıktan ibaret midir? Devlet bahçeli sokağa çıkmamanızı ve sandıkta hesap sormanızı istiyor. Gezi eylemlerini de içine katarsak ne diyeceksiniz?

Sandıkta mıdır? Teorik olarak sandıktadır. Ülkemizde demokrasi anlayışı insanları makarnayla ve baskıcı rejim anlayışıyla yönetmekle eşdeğerdir. Demokrasimizde bir kırılma vardır. Gezi olayları çok güzel bir şekilde başladı ama daha sonra bunu fırsat bilen anarşist grup bunu kendi lehine çevirmeye çalıştı. Ve bunu daha önce gören Devlet Bahçeli bizi uyarmıştı ve sonucunda onun haklı olduğunu gördük. Buradaki marjinal gruplar biz onları öyle görmememize rağmen onlar bizi düşman olarak görüyor ülkenin pek çok üniversitesinde bu tür gruplar arkadaşlarımızı taciz ediyor. Özellikle Ege Üniversitesi’nde bir fakültede bir grup öğrencinin fakülte girişine bölücü liderinin posterlerini asmaları ve bu posterlerle dersleri boykot etmeleri hatta arkadaşlarımıza satırlı bıçaklı saldırılarda bulunmaları olmuştur. Bizimde onlarla Gezi’de olduğumuzu bir düşünün. Bizim birçok arkadaşlarımızdan çok fazla giden oldu hepsiyle de konuştuk olayların sonlarına doğru pişman olmuşlardır.

Son olarak ülkü ocakları ve gençlik hakkında söyleyecekleriniz nelerdir?

Ülkü ocakları tamamen eğitim ve kültür vakfıdır. Gündelik siyasette tüm teşkilat arkadaşlarımızı siyasetten uzak tutuyoruz. Biz ülkesine faydalı bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz. Ortaokuldan üniversite bitinceye kadar kültürel aktivitelerde bulunuyoruz. Barınma ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Dinini iyi bilen vatanını seven bir nesil oluşturmalıyız. Bir nefer gibi değil sadece bir Türk genci olarak yetişmesini istiyoruz. Gündelik siyaset bugün A diyorsa yarın B hatta Z bile diyebiliyor. Gelecek nesillere Türk Tarihi’ni anlatmamız gerekiyor. Dünyanın birçok yerinde Türklere zulüm yapılıyor bunları anlatmamız gerekiyor. Eline telefonu alıp instagmda, twitterda takılan bir nesil istemiyoruz.

Bilgehan Ağbaba kimdir?

1988 Kars doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği son sınıf öğrencisi. On beş yıldır bu düşünce içinde çalışmış ve yoğrulmuş birisi, çiçeği burnunda bir başkan bir buçuk aydır bu görevi yürütüyor. Bu göreve gelmeden önce il başkan yardımcılığı görevini de üstlendi.

 

Haber Merkezi