Sayfa Yükleniyor...
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, teşkilatlarına gönderdiği genelgede, Huzursuzluk çıkarmaya çalışan, karışıklıktan medet uman, provokasyona yeltenen kim olursa olsun gecikmeksizin adli makamlara bildirilecektir dedi
MHP Genel Başkanı Bahçeli, teşkilatlarına gönderdiği genelgede, Türkiye Cumhuriyetinin kutlu bir mücadelenin eseri, yüksek bir faziletin emeği olarak 29 Ekim 1923 tarihinde kurulduğunu ve tarih sahnesindeki yerini aldığını hatırlatarak, Geçmişten bugüne sayısız miras ve hatıra yeni kurulan Türk devletiyle buluşmuş ve bütünleşmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin doğumuyla Türk tarihinde altın bir sayfa açılmış, yeniden diriliş milletimizin bizzat refakatiyle filizlenmiştir. Büyük Türk milleti istiklaline, istikbaline, hayat ve varlık haklarına kayıtsız şartsız sahip çıkacağını bu vesileyle en iyi şekilde göstermiştir. Türkiye, yalnızca 91 yıllık birikim ve tecrübenin sonucu olmayıp, mazisi asırları aşan muazzam bir seziş gücünün, çağları kavrayan bir zeka ürününün, insanlığa örnek olan bir fedakarlık kültürünün, hepimizi bağrında toplayan bir kaynaşma ve kucaklaşma ruhunun aziz emanetidir ifadesini kullandı.
TÜRKİYE ZOR GÜNLER YAŞIYOR
Türkiyemiz bugünlerde çok zorlu günler yaşadığını ifade eden Bahçeli şöyle devam etti:
Türk milleti eşine ve benzerine çok az rastlanacak bir bunalımın tesir, tazyik ve tahribi altındadır. Yüzyıllardır Türke diş bileyen, milletimize kin besleyen, var oluşumuzun ana kaynaklarına düşman olarak bilinen çevreler son zamanlarda iyice azıtmışlar, iyice azmışlardır. Yerli ve yabancı mihraklar yattıkları kış uykusundan çoktan uyanmışlar, karşımızda sıra sıra dizilerek saldırı düzeneğine geçmişlerdir. Maalesef Türkiye çok ağır, çok tehlikeli bir operasyona tabi tutulmuştur. İşbirlikçilerin gözünü kan bürümüş, vicdanlarındaki nefret gün yüzüne çıkmıştır. Türk milletinden intikam almak amacıyla küresel güçlerin nam ve hesabına çalışan soysuzlar, uzaktan kumanda edilen kirli ve karanlık yüzler son zamanlarda pervasızlıkta yepyeni rekorlar kırmışlardır. Türkiyenin karşısında bir nevi kutsal ittifak kurulmuştur. AKP Hükümeti ise bu şer ittifakına gönüllü olarak yazılmış, heyecanla katılmıştır. Hükümet Türkiyeyi yönetme ehliyetini ihanet masalarında düşürmüş, üstlendiği siyasi sorumluluk liyakatini tamamen kaybetmiştir. AKP, ülkemizin karşında oluşan nifak cephesinde aktif olarak yerini almış, teröre ve teröriste destek çıkmış, önünü açmış, elinden tutmuştur. PKK, AKPyle ortaklık kurmuş, ortak amaç etrafında birleşmiştir. Bölücülük AKPyi ele geçirmiş, hainler AKPyi tutsak almıştır. Acı da olsa PKK artık iktidardadır, Bakanlar Kurulu sıralarında temsil edilmektedir. Türk Cumhuriyetinin ilke ve esasları AKP-PKK koalisyonu tarafından birer birer çiğnenmekte ve harabeye çevrilmektedir. Tehdit inanılmaz düzey ve seviyelerdedir. Mehmetçik katillerini koruyan ve kollayan; bunlara silah ve cephane veren, Irakın kuzeyinde barınmalarına imkan sağlayan peşmerge AKP sayesinde meşru bir güç olarak takdim edilmektedir. Görülmektedir ki, AKP Hükümeti, vatan topraklarını teröristlerin kullanımına ardına kadar açmış, özellikle Barzaninin silahlı unsurlarına geçiş üstünlüğü sağlamıştır. Sözde tezkere çıkararak Ayn el-Arapa (Kobani) peşmergelerini gönderme kararı alan Barzaniye Erdoğan ve Davutoğlu ikilisi güvence vermiş, kolaylık sağlamış, topraklarımızı kirlettirmişlerdir.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN SUÇ İŞLEMEKTEDİR
Silahlı peşmergelerin Şanlıurfa üzerinden Ayn el-Arapa sevkiyatının yapılması anayasal suç olmakla kalmayıp, uluslararası hukuka da aykırıdır. 2 Ekimde TBMMde kabul edilen Tezkere buna cevaz vermemektedir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan suç işlemektedir.
Bu ikili, sahip olmadıkları bir yetkiyi ABDnin şantaj ve dayatmasıyla kullanmak zorunda bırakılmaktadır. Başbakan Davutoğlunun, Türkiye Kobani konusuna bulaşmaz. Orada yardım amaçlı da olsa bir koridor açmayacak sözleri henüz çok yenidir.
Bir Başbakan Yardımcısının koridor açmak hukuken mümkün değil, siyaseten de izahı yok ifadeleri hala çok tazedir. Gerek Erdoğan gerekse de AKPli sözcülerin Kobanide PYD militanları dışında hiç kimsenin kalmadığını, sivillerin Türkiyeye sığındığını söylemeleri de unutulmamıştır. Ancak ne dediği belli olmayan, bulanık suda balık avlamakla meşgul olan Başbakan Davutoğlunun geçtiğimiz günlerde; Türkiyenin Kobanideki sivil halka destek sağlaması doğaldır sözleri ise AKPnin perişan ve dağınık halini somutlaştırmıştır. AKPde tam bir çöküş, tam bir kafa karışıklığı, tam bir iç kargaşa hakimdir. Gündeme yansıyan hiçbir söz ve beyanat birbirini tutmamaktadır. ABD Dışişleri Bakanının 19 Ekimde; peşmergenin Kobaniye geçişine yardım edin açıklaması, Obamanın aba altında sopa gösteren emrivakileri AKP Hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğanın kimyasını bozmuştur. AKP, ABDnin kuklası, kağıttan kaplanı ve dahası ehlisaliplerin oyuncağı olmuştur. Erdoğan ne derse desin, PYD ve PKKyla yolları kesişmiş, aynı ihanet havuzuna çoktan girmişlerdir.
PYD elebaşısı Salih Müslimin Erdoğana yönelik olarak; kaçıncı defa İstanbul'a gelip yetkililerle görüştüm. Evinin içinde görüşüyoruz itirafları 17-25cilerin ipliğini pazara çıkarmıştır. Afganistandan dönerken, PYDye silah yardımına evet demeyiz diyen Erdoğan, bir gün sonra ABDnin havadan silah saçmasını birkaç sızlanma dışında engelleyememiştir.
Zira PKK-PYDyle masaya oturan, çözüm konuşan, teröristbaşıyla pazarlık yapan bir zihniyetin terör örgütleriyle ilgili tavrından dolayı ciddiye alınması, sözü dinlenmesi, önemsenmesi hayal ötesidir. PYDnin terörist örgüt olduğu gerçeği Erdoğanın aklına yeni mi gelmiştir? PYD demek PKK demektir, bunlar da terör örgütüdür diyen Erdoğan, kime ne hikâyesi anlatmakta, hangi mesajları vermektedir? Silah yardımı ne zamandan beridir insani yardım olarak görülür olmuştur? Kaldı ki, Ayn el-Arapta insan mı vardır? Cumhurbaşkanı Erdoğan bilmelidir ki, vatana ihanet suçu sübut bulmaktadır. AKP, Türkiye düşmanlarının safında ve yanındadır.
CHPNİN GENEL BAŞKANI PYDYİ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYOR
Bahçeli, anamuhalefet partisi CHPnin Genel Başkanının da PYDnin silahlı kolu olan YPGyi terör örgütü olarak görmediğini ve dahası vatan savunduğunu yüzü kızarmadan ilan ettiğini ifade ederek şöyle devam etti: Milliyetçi Hareket Partisine baston iftirası atan CHP Genel Başkanı; çoktan bölücü terörün kucağına düşmüş ve kanlı niyetlere utanmadan tercümanlık yapmıştır. Artık tablo netleşmiştir:
Bir tarafta AKP-CHP-PKK-HDP, Barzani, İmralı canisi ve küresel ayak oyunları vardır; diğer yanda ise Türkiye ve Türk milleti için varını yoğunu feda etmeye azimli Milliyetçi Hareket Partisi bulunmaktadır.
Bir yanda yanı başına sekretarya isteyecek ve bunu da verecek kadar şerefsizliğin markası olmuş odaklar vardır; diğer yanda vatan, bayrak ve millet diyerek milli bir duruş gösteren Milliyetçi Hareket Partisi yer almaktadır. Türkiyenin çözülmesi ve bölünmesi maksadıyla içimiz-dışımız terör korosu tarafından kuşatılmıştır. Hükümetin iç güvenliği korumak adına yaptığı teklif ve öneriler bile bölücülüğün isteklerine göre uyarlanmıştır. (İHA/ANKARA)
Haber Merkezi