“Oyumuz kız çocuğuna”

Ege’de Bugün Gazetesi olarak Belediye Başkanı ziyaretlerimize Kiraz Belediyesi ile devam ediyoruz. İzmir’in üç kadın Belediye Başkanından birisi olan Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar Şengül’ü makamında ziyaret ettik ve Kiraz ile ilgili merak edilenleri konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 21.01.2015 07:41
  • Güncelleme Tarihi : 21.01.2015 07:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Oyumuz kız çocuğuna”

ULAŞ AŞIK

Sayın Başkan, öncelikle Kiraz’ın sorunlarıyla söze başlamak istiyorum. Bölgenizin en büyük sorunu nedir?

Ben bölgemizin en büyük sorununu arazi şartları olarak görüyorum. Artık gündemimizde olan bütün şehir yasasıyla beraber elli iki tane köyümüz merkezimize bağlandı ve bu elli köyümüzün yaklaşık otuzundan fazlası dağlık alanda bulunuyor. Arazi açısından bakıldığında bu köylerimizin merkezimize olan uzaklıkları iki buçuk saat, bölgemizin bir ucundan diğer ucuna dört saati bulan bir mesafeden bahsediyoruz. Genel olarak Karadeniz tipi bir yerleşim var. Dağlık alanlar bu konuda büyük bir etken. Yine aynı şekilde bu arazi şartlarına bağlı olarak ulaşımda biraz sıkıntımız var. En büyük sıkıntılarımız bunlar. Evet, belki ekonomik yönden de çok ağam şahım bir durumumuz yok ama çok şükür ki verimli araziler üzerinde yaşıyoruz. Böylelikle bölgemizde ayrı ayrı, çeşit çeşit ürünler üretebiliyoruz. Ama dediğim gibi en büyük sıkıntımız dağlık alanların fazla olmasından dolayı ulaşımda yaşanan aksaklıklar. Elli iki köy, dört merkez olmak üzere elli altı mahalleye sahibiz artık. Burada yaşayanların sekiz bini merkezde, geri kalan kırk dört bini köylerde bulunuyor.

Bölgemizin temel geçim kaynakları ve ekonomik durumu hakkında neler söyleyeceksiniz?

Bölgemizde genel olarak tarım ve hayvancılıkla insanlar geçimini sağlıyor. Ekonomik olarak çok kötü bir durumdayız diyemeyiz ama çok iyi bir durumda olduğumuzu söylemek de yersiz olur. Yaşadığımız zaman diliminde ürettiğimiz ürün ne kadar para ediyorsa onunla geçiniyoruz. Bunun belli bir kriteri yok aslında. Bazen bir ürün o yıl çok fazla oluyor ama ederi düşük olunca pek bir şey kazanamıyoruz açıkçası. Ama hayvancılığı çok iyi yapıyoruz. Tüm halkımız bu anlamda iyi çalışıyor. Halkımız gerçek anlamda bilinçlendi bu konuda. Bugün doksan bin büyükbaş hayvana sahibiz. Bu ciddi bir orandır aslında. Buna istinaden çok iyi süt üretimi ve süt ürünleri üretimi yapıyoruz. Bu anlamda da iyi bir gelir kaynağımız var.

Gerçekleştirmeyi planladığınız projelerinizden bahseder misiniz?

Biz ayağı yere basmayan hiçbir projeye söz vererek ya da bazı şeyleri vaat ederek gelmedik. Ama en çok istediğimiz şeylerden bir tanesi Kiraz’ın çok dağlı alana sahip olması sebebiyle ulaşımın çok kitlenmesine bağlı olarak ortaya çıkan sıkıntıları kaldırmak. Hastanelere ulaşımın zor olmasından dolayı bir sağlık aracı temin etme hususunda bir çalışma gerçekleştirmekti amacımız. Bununla ilgili bir başvurumuz söz konusu oldu. Zaten projeyi de aldık ve bu hafta itibariyle de çalışmalarımıza başladık. Engelli tuvaletimiz yoktu merkezimizde. Hemen onun çalışmalarına başladık ve onları yaptık. Bunun yanı sıra sosyal aktivitemiz hiç yoktu. Çeşitli tiyatroları, etkinlikleri, konserleri yapmak için uğraştık ve ayda en az bire sefer bu tür etkinliklerin olmasına özen gösterdik. Bir kadın grubumuz yoktu. Bununla ilgili bir kadın çalıştayı oluşturduk. Kadınlarımıza yönelik neler yaptık ya da neleri istiyoruz diye oturup konuşabildiğimiz çalışmalar yaptık. Birçok kursa imza attık. En büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi Köprübaşı ile ilgiliydi. Köprübaşı mevkiinde içkili yerler var. Bununla ilgili vatandaşlarımızın çok büyük tepkileri ve şikayetleri oluyor. Buranın tam merkez noktada olmasından şikayetçiler. Bununla ilgili de bir çalışma başlattık. Projemiz şu an bakanlıkta. Buradaki içkili yerleri şehir dışına taşıma projemiz var. Bu proje sona yaklaşmış durumda, yani bakanlıktan gelecek cevabı bekliyoruz artık. Aslında çok şey yaptığımızı düşünüyoruz bu anlamda. Çok önemli değilmiş gibi duruyor aslında ama kooperatifçilik ile ilgili çok büyük adımlar atmak için çalışıyoruz. Artık Kiraz bünyesinde var olan kooperatifleri toparlayarak ya bütün kooperatifleri içeren ya da oluşabilecek yeni bir kooperatifleşmeye ön ayak olmak için çalışmalarımız devam ediyor. Kiraz’a bir hastane yapılması gerekiyor. Bunun için insanlarımız özellikle kırsalda yaşayan insanlarımız merkeze inecek parayı bile bulamazken Ödemiş’e kadar gidecek parayı hiç bulamazlar. Ama bir yandan da gitmeleri gerekiyor, gitmek zorundalar. Bu yüzden Kiraz’a veya Kiraz ile Beydağ arasına bir hastane yapılması, burayı ortaklaşa kullanmamız açısından da çok büyük kolaylıklar ve rahatlık sağlayacaktır. Gençlerimiz için spor kurslarına önem veriyoruz. Önceleri sadece yaz aylarında açılan kurslarımızı şimdi kışları da devam ettiriyoruz. Bunun yanı sıra bir güreş kulübümüz de oldu. Bu da belediyemize ait. Birçok da birinciliğimiz, ikinciliğimiz ve üçüncülüğümüz var. Kırk küsur madalyamız var. Kırk beş altmış kilo arasındaki çocuklarımızın minder güreşlerinde kazandıkları bu madalyalar bizleri gururlandırdı. Sağ olsunlar, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Biz de onlara elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. çocuklarımız çok başarılı gerçekten. Hatta iki tanesi İzmir’i temsil etmek için yurt dışına çıkacaklar. İnşallah kariyerleri süresince olimpiyatlara kadar uzanırlar. Bunun yanı sıra köylerimizde maalesef arazilerimizde yollarımız yok. Yol sıkıntısı çektiğimiz için de elimizde hiç aracımız yoktu. Valilikten on sekiz tane araç aldık. Bu on sekiz araçla çalışmalarımız hızla devam ediyor. Dağlık arazi ve çok zor şartlarda bulunan yerlerimizde hiç yol olmayan noktalar var. Bazen hastalarımız battaniyelerle taşınmak sorunda kalıyor ki düşünün 2015 yılındayız ve İzmir’in bir ilçesinin mahallesinden bahsediyoruz. Ekiplerimiz hızla çalışmaya devam ediyor. Elimizdeki imkanlar devletin bize verdiği boyutta. Bizler de hepsine aynı anda maalesef yetişemiyoruz. Beş ayrı noktadan bahsediyoruz. Aynı güzergahta olmamaları en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi aslında. Bu beş hatta toplamda elli iki mahalleden bahsediyoruz. Bazı mahallerimizin bir sokağına girebilmek için önce Manisa’ya ve daha sonra Aydın üzerinden geçip o sokağa girebiliyorsunuz. Arazi gerçekten çok zorlu bir arazi. Ama biz hizmet etmekten keyif alıyoruz. O yollar yapıldığında insanlar mutlu olunca biz de mutlu oluyoruz. Köylerimizi, yollarımızı ve refah noktalarını biraz daha yükseltebilirsek her şey çok daha güzel olacak ve biz de daha mutlu olacağız. Çünkü bir buraya gökdelenler falan yapamayız. Küçük bir ilçeyiz, bunu biliyoruz. Ama biz Kiraz’daki insanları mutlu edebilmenin formülünü de biliyoruz. İnsanlar sevgi ve barış içerisinde yaşamanın tadına varıyorlar burada. Sekiz aydır buradayım. Sekiz aydır bunu rahatlıkla görebiliyorum. Kiraz’ın neresinde olduğunun önemi yok, senin olman önemli diyorlar bana. Bunun mutluluğunu gerçekten anlatamam. Çünkü artık burada kimse siyasi açıdan bakmıyor. Zaten biz de bunu istemiştik. Bu olguyu yerleştirmek istemiştik. Allah’a şükür ki bu noktada da iyi şeyler yaptığımızı düşünüyorum. Evet, idarecilik bir şeyleri de yapabilmek belki ama birilerine yaranmak için bazı işlere kalkışınca karşı taraf bunu çok rahatlıkla anlıyor zaten. Hiçbir zaman böyle düşünmedim. Ben onlardan biriydim. Ben öğretmendim, öğrencilerimle de mutluydum. Ama babamın ölüme üzerine böyle bir durumla karşılaştığımda, kendi kendime dedim ki; ben vatandaş gözüyle bu işe bakacağım ve ben ne istiyorsam vatandaşın da onu istediğini bileceğim, ona göre çalışacağım. Seçim sürecinde kapı kapı dolaştık, gündüzleri evlere girdik, akşamları köy kahvelerinde toplandık. Çünkü kimse neye oy vereceğini bilmiyorlardı, beni tanımıyorlardı. Köylerimizde oyunu kime vereceksin dendiğinde kız çocuğuna vereceğim diyenler vardı. O kız çocuğu hangi partide ya da ne iş yapar bunu kimse bilmiyordu. Niye oyunu vereceksin dediğimizde ise, geldi elimi öptü o yüzden diyorlardı. Bu gerçekten çok güzel bir olay. Kaybedeceğim hiçbir şey yoktu. Hayatımdaki en önemli varlıklardan olan babamı kaybettim ve onun vasiyetini yerine getirdim. Benim için önemli olan buydu ve o kadar memnun oldum ki. Onun için, ona hayırlı bir evlat olmak için çalışmak çok önemliydi benim için. Ben de onun gibi olmaya çalışıyorum. Ben siyaset yapmıyorum. Zaten siyaset yapmaya kalksaydım belediyemiz şu an çok daha farklı bir durumda olurdu. Belediyenin içerisinde dahi hiçbir değişikliğe gitmedim. Benim gözümde bu ciddi bir rahatsızlığa sebep olacaktı. Yani bilmeyen birini buraya getirip ona burada işi öğretmektense bu işleri bilen eski ekiple çalışmak benim için daha mantıklıydı. Kaldı ki siyasi olarak bu işe yaklaşsaydım burada bulunan kadroyu değiştirebilirdim. Ama bir insanın ekmeğiyle oynamak bana göre bir şey değil. Listeye bakıyorum, birinin çocuğu var, biri yeni evlenmiş, birinin maddi durumu kötü, diğeri anasına babasına bakıyor. Dedim ki ben bunların hiçbirini işten çıkaramam gittiği yere kadar gitsin dedik ve Allah’a şükürler olsun şu an ihaleye girebilecek konuma gelindi. Hem işçilerimiz mağdur olmamış oldu hem de ben kimsenin günahına girmemiş oldum. Bu benim için çok önemliydi. Ben zaten göreve ilk geldiğimde belediyecilikle ilgili hiçbir şey bilmiyordum. İlk gün personeli topladığımda da aynı şeyi söyledim. Siz ne yaparsanız ben de onu yapacağım dedim. Onlar da bana çok yardımcı olsunlar sağ olsunlar. Şimdi ise belediyemizin içerisindeki durum çok iyi. Kapımız herkese de sonuna kadar açıktır. Yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz.

Sayın Başkan, İzmir’in hatta Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi istihdam sorunu. Muhtemelen Kiraz’ın da işsizlik ve istihdam sorunu vardır. Bunula ilgili neler söyleyeceksiniz?

Elbette işsizlik sorunumuz var. Maalesef hemen her yerde karşımıza çıkan işsizlik ve istihdam sorunu bizim bölgemizde de bulunuyor. Bölgemizden Torbalı’ya gidip orada yaşayan gençlerimizin sayısı on iki bini bulmuş durumda. Maalesef bölgemizde bir işletme veya istihdam sağlanabilecek kuruluş yok. Ama biz bunun için de başvurularımızı yaptık. İstihdam sağlayabilmek adına çalışmalarımızı başlatıyoruz. Dediğim gibi küçük bir ilçe olduğumuz için çok büyük fabrikaların ya da büyük işletmelerin buraya kurulmasının pek mümkün olduğunu düşünmüyoruz. Zaten işin doğrusu çevrenin kirlenmesini de çok istemiyoruz. Ama küçük çaplı da olsa bazı işletmeleri buraya getirerek bölgede bir nevi istihdam sağlanmasına katkıda bulunmak istiyoruz.

 

Bölgemiz genel anlamda göç veren bir bölge mi?

Evet. Maalesef bölgemiz göç veren bir bölge. Bunun elbette arazi şartlarına bağlı olan yönleri de var. Tarımın bazı bölgelerdeki olumsuz şartlardan etkilenmesi bunlardan bir tanesi. Gençlerimiz burada durmuyorlar. Genel olarak Torbalı’ya gidiyorlar ve orada çalışıyorlar. Zaman içinde oraya yerleşenler oluyor. Yine aynı şekilde Nazilli taraflarına da giden gençlerimiz oluyor. Bu tür göçleri veriyoruz maalesef.

İzmir’in üç kadın Belediye Başkanı’ndan birisiniz. Kadınların siyasi anlamdaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bunu bir ayrıcalık olarak düşünmüyorum aslında. Çünkü bir bayan gözüyle bakmak elbette çok farklı bir şey. Evet, kim ne derse desin biz eşit değiliz, bunu biliyorum. Kadınların da üstün olduğu yerler var, erkeklerin de… Bunu tartışma konusu yapmanın bile yersiz olduğunu düşünenlerdenim. Ama bu konuda şunu da söylemek istiyorum. Bir kadın evde çocuğuna bakıp, ütüsünü yapıp, tarlada çalışıp, akşam olunca eşine yemeğini hazırlayıp da o evin düzenini sağlayabiliyorsa, bence bir belediyeyi de gayet güzel yönetebilir. Yani bizler biraz daha detaycıyız aslında. Erkekler biraz daha yüzeysel düşünebiliyorlar bazı şeyleri. Ama biz kadınlar her şeyi en küçük detayına kadar düşünüyoruz. En azından ben bir kadın olarak böyle hissediyorum. Ayrıca ilçeye bir kadın ve anne gözüyle bakmanın da farklı olduğunu düşünüyorum. Ben eğitimci olmam dolayısıyla da öğrencilere farklı bakıyorum. Onların yapı taşlarımız olduğunu biliyoruz ve genel olarak onlar için daha fazla proje üretmeye gayret ediyoruz. Ama dediğim gibi ben bunu ayrıcalık olarak düşünmüyorum. Kadın olmamadan ziyade, yaşımın küçük olması belki de bazıları için tedirgin ediciydi. Otuz yaşında bir kadının belediye başkanı olmasını bazıları düşünemiyordu, tuhaf karşılıyordu. Vatandaş haricinde bize inanan yoktu. Özellikle bazı siyasiler bize hiç inanmıyorlardı belki de. Ama biz vatandaşımızla birlikte seçimlerde en güzel cevabı verdik kendilerine. Ama şunu da unutmamak gerekir ki cennet mekan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde on yedi yaşındaydı. Ben de otuz yaşında Kiraz’ı idare edebilirim diye düşünüyorum. Tamam, belki tecrübe anlamında bazı eksiklikler olabiliyor. Yani tecrübesizlikler yaşıyorsunuz elbette. Ama öğrenilmeyecek bir şey değil bu. Ortaya koyduğunuz enerji ve kendini mesleğe verebilme adına baktığımızda ben de bu işte başarılıyım diyebilirim.

Sayın Başkan, son olarak okurlarımıza, vatandaşlarımıza neler söylemek istersiniz?

Öncelikle size ve gazetenize bu röportaj için çok teşekkür ederim. Vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyorum; bölüşürsek tok, bölünürsek yok oluruz. Bu yüzden birlik ve beraberliğimizin kıymetini bilmeli, ona göre davranmalıyız diye düşünüyorum. Yaratılanı yaratandan ötürü sevmenin tadına varabilmek için çalışalım. Başarının da baş olup, arı gibi çalışmaktan geçtiğini söyleyebilirim. Son olarak da iyi ki böyle bir babanın evladıyım diyorum.

Haber Merkezi