Sayfa Yükleniyor...
Birleşik Kamu İş İzmir Temsilcisi Prof.Dr. Ömer Lütfi Değirmenci emperyalist kuşatmaya karşı tüm halkı tek yumruk ve tek yürek olmaya çağırdı
NİLGÜN TAZE
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi gençlerin konakladıkları Amara Kültür Merkezinin önünde basın açıklaması yaptıkları sırada canlı bomba saldırısına uğramalarının ardından protestolar devam ediyor. Birleşik Kamu İş İzmir Temsilciliği adına açıklama yapan Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci, hain saldırı sonucunda 32 kişinin hayatını kaybettiği, bir kısmı ağır olmak üzere 100'ün üzerinde yaralının olduğu saldırıyı kınayarak, Gençlerin amacı, IŞİD katliamcılarının kabus gibi çöktüğü, ölüm kustuğu Ayn El Arapa geçerek orada yaşayan halka varlıklarıyla küçük de olsa maddi ve manevi destek sunmak ve yaşanan tüm bu olumsuzluklarla ilgili bir farkındalık yaratmaktı.
IŞIDin aylardır yaktığı, yıktığı Ayn El Arapa yaraları sarmak için dayanışmaya gitmek isteyen gençlerin İstanbuldan yola çıktıkları andan itibaren polisin gözetim çemberinde olduklarını da biliyoruz. Buna rağmen bu menfur olayın önlenememiş olması çok manidardır.Her zaman olduğu gibi emperyalistler, tıkandıkları noktada kendilerine kanla yol açmaya çalışmaktadırlar. Bunda yerli işbirlikçilerinden de önemli destek gördükleri çok açıktır. Son dönemde özellikle sınır illerimizde yaşanan orman yangınları, cinayetler, bombalamalar ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunu açıkça ortaya koymaktadır. Bunların hepsi emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki kirli emellerinin acımasız provalarıdır.Biz 20 Temmuzu Kıbrısa 1974 yılında yapılan barış harekatının yıldönümü olarak biliriz. Yarın Erzurum Kongresinin yıldönümü, 24 Temmuz Lozanın yıldönümüdür. Temmuz ayı bunca önemli gururlu olayın yıldönümünü içinde barındırır fakat 20 Temmuz artık hain, kanlı Suruç saldırısının da yıldönümüdür. Bu acı olayın yaşanmasında ve engellenememesinde pay sahibi olanlar başta Urfa Valisi olmak üzere, emniyet birimleri, MİT ve tabi ki AKP iktidarıdır dedi.
ÜLKE SINIRLARI AÇIK
AKP iktidarının sorumluluklarından sıyrılmaya çalıştığını ve Emniyetin, Silahlı Kuvvetlerin ve MİTin yapısıyla oynayarak kurumların kimyasını bozduğunu söyleyen Değirmenci,AKP iktidarının ülkede önemli bir istihbarat zafiyetioluşturduğunu ifade ederek, Sınırlarımız adeta kevgire dönmüş, giren ve çıkan takip edilemez olmuştur. Ülkemizde kaç Suriyeli olduğu, bunların kim oldukları, aralarına sızmış terör örgütü mensuplarının olup olmadığı konusunda sağlıklı cevap verebilecek bir kurum yoktur. Genel Milletvekili seçimleri yapılalı 1.5 ay oldu hala ortada hükümet yok ve ne zaman kurulacağı, hatta kurulup kurulmayacağı belli değil. Yıllarca Suriyenin devlet bütünlüğü için tehdit oluşturan örgütler ile sıkı işbirliği içinde bulunanların bugün bu örgütleri tehlike olarak gösterme çabaları da samimi değildir. Ortadoğuda yaşanan bunca dramda ve Suriyede yaşanmakta olan olaylarda hep bölge liderliğine soyunma heveslilerinin acımasız politikalarını görüyoruz.Uygulanan böylesine ütopik politikalar sonucunda ülkemiz hızla sınır güvenliğini kaybetmiş, ajanların cirit attığı ve terör saldırıları ile bir kan gölüne dönüştürülen bir ülke haline geliyor. ABDnin Suriyeyi işgal etme planı çerçevesinde beslediği ve Suriye halkının başına bela ettiği IŞİD militanları, ülkemizin her köşesinde cirit atarken, bayram namazını İstanbul'un göbeğinde bir bahçede kılarken sessiz kalan, tırlar dolusu silahın sınırlarımızdan giriş ve çıkışına izin veren AKP iktidarı, emperyalizmin taşeronluğunu yaparak onun en büyük suç ortağı olmuştur.Reyhanlı ve Gaziantep patlamalarının sorumluları açıklığa kavuşturulmamış, Diyarbakırda seçim öncesi yaşananların gerçek failleri halen belirlenmemiştir. Böylesi bir tutum ve anlayış ülkemizi kan ve can pazarlığı yapan ve bundan beslenen çetelerin karargâhı haline getirmektedir açıklamasını yaptı.
HALK BARIŞTAN YANA
Seçimler yoluyla kaybettikleri iktidarlarını terör ve savaş yoluyla geri kazanmak isteyenlerin halka her türlü zulmü ve katliamı reva gördüklerini ve tüm yapılanlara rağmenhalkın sömürenlerin inadına bir araya gelerek özgürlükten, barıştan ve kardeşlikten yana tavıraldıklarını belirten Demirci, Halkının özgürlük ve barış çağrısını, karanlık çetecilerle susturmaya çalışan, eli kanlı bir ölüm iktidarıdır. Ancak ne olursa olsun halkın direnişi ve dayanışmasıyla barış kazanacak. Özgürlük kazanacak. İnsanlık kazanacak. Emperyalizme karşı halk tek yumruk olacak. Mustafa Kemal Atatürkün dediği gibi "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracak. Acının; Irkı, dili, dini, mezhebi olmaz. Suruçta 32 cana kıyan, Adıyamanda askeri şehit eden, iki polisimizi başlarına kurşun sıkarak şehit eden, Iğdırda yol kesen, Suriyeyi bölmeye çalışan, Ortadoğuyu kan gölüne çevirenleri ve onları kullananların tamamını şiddetle kınıyoruz. Bu toprağa kan düşürdünüz ama asla kin düşüremeyeceksiniz.Birleşik Kamu İş olarak Suriyede bir iç savaş söylemini kabul etmiyoruz. Orada bir biriyle savaşan halk yoktur. Yaşananlar iç savaş görüntüsü verilmeye çalışılan emperyalist oyundan başka bir şey değildir. Onlarca terör örgütü sahaya sürülmüş ve terör estirilmektedir. Bu oyunu görüyor ve AKP iktidarını Suriyenin birliğini ve bütünlüğünü tehlikeye atan emperyal politikalara verdiği destekten vazgeçmeye çağırıyoruz.Birleşik Kamu İş olarak, tüm halkımızı, emperyalist kuşatmaya karşı tek yumruk, tek yürek olmaya çağırıyoruz. Bu kanlı saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimizin ailelerine, şehit edilen askerimizin ve polislerimizin ailelerine, barıştan, kardeşlikten, özgürlükten yana olan halkımıza başsağlığı, yaralı olan yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi