HDP’li Eşbaşkandan ’bayrak’ açıklaması

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, bayrak tartışmalarına ilişkin, 'O bayrakta Kürt’ün kanı var, Türk’ün olduğu kadar. Bu halkların kanının oluşturduğu bayrağı bir ulus adına başka bir ulusa karşı kimse kullanamaz' dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 17.09.2015 08:36
  • Güncelleme Tarihi : 17.09.2015 08:36
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
HDP’li Eşbaşkandan ’bayrak’ açıklaması

Süleymaniye ve Erbil’de YNK ve KDP yetkilileriyle görüşen Eş Genel Başkanı Figen Yüksedağ, HDK Eş Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, DTK Eş Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selma Irmak ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’ten oluşan HDP heyeti görüşmelerle ilgili HDP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Yüksekdağ, Kandil’e gidip gitmediklerini ve herhangi bir temaslarının olup olmadığının sorulması üzerine, “Kandil’e gitmedik. Kandil’e gitmeyeceğimizi aslında ilk gün Süleymaniye’de gerçekleştirdiğimiz ilk heyet toplantısı sonrasında da ifade etmiştik. Kandil’e gitme koşulları da yok. Bugün Kandil dediğiniz yer sürekli bombardıman altındaki bir coğrafyadır” diye konuştu.

Yeniden diyalog zeminine dönülmesi gerektiğini söyleyen Yüksekdağ, “Bunun nedeni de dil ağrıyan dişe gidermiş. Bütün kamuoyu bütün siyasi mekanizmalar bugün yaşanan şiddeti giderek artan savaşın çözümüne odaklanmış durumda ve bu savaşın taraflarından birisinin bu süreç içerisinde söyleyeceği bir söz yapacağı bir açıklama çatışmasızlığın önünü açması bakımından bu savaşın şiddetini ortadan kaldırması bakımından belirleyici bir yerde duruyor. Beklenti buraya daha çok evrilmiş durumda. Bugünkü koşullar içerisinde Kandil ile bir görüşme yapılabilir mi? Yapılmalı mı? Bence ihtiyaç Kandil ile böyle bir siyasi bağın, köprünün kurulmasıdır. Mesele şudur; bütün kamuoyu ve bütün siyaset şu sorunun cevabına odaklanmalıdır; ‘Neden Kandil ile bir görüşme yapılamıyor. Bundan 3 ay önce HDP heyeti Kandil’ e gidip gelebilirken niye bugün Kandil ile bütün bağlar temas köprü iletişim kesilmiş durumda?’ bütün kamuoyu ve siyasetin bu sorunun cevabını vermesi gerekiyor. Sorunun başladığı yer budur. Kandil’e HDP heyeti gitmiyor. Çünkü siyasi iktidar savaşa karar verdi. Bütün köprüleri, bütün iletişim enformasyon köprülerini de attı. Kandil’e heyetin gidememeye başladığı tarih, çözüm sürecinin rafa kaldırıldığı tarihtir” ifadelerini kullandı.

Dün KCK Yönetiminden Mustafa Karasu’nun bir açıklama yaptığını hatırlatan Yüksekdağ, “Hükümet cephesinden, siyasi iktidar cephesinden savaşı durdurmaya dönük bir adım atılırsa çift taraflı ateşkesin sağlanması noktasında masaya dönüşün yoluna yönelme konusunda biz üzerimize düşen görevi yerine getiririz dedi. Yeniden konuşmaya diyaloğa alan açılması gerekiyor. Artık yeniden konuşma ve diyalog zeminine dönülmelidir” şeklinde konuştu.

“HİÇBİR ZAMAN KORKU SİYASETİYLE OY ALMADIK”

Antalya’da bir belediyenin ışıklı bir tabela hazırlattığı ve tabelada ‘HDP’ye oy vermek korkaklıktır, alçaklıktır’ yazdığı iddiasının sorulması üzerine Yüksekdağ, “Biz hiçbir zaman korku siyasetiyle oy almadık. O ışıklı tabelayı hazırlatan her kimse korku siyasetiyle oy alabileceğini sanıyorsa yanıldığını görecek. Biz kimsenin gözünü korkutarak da korku siyasetini bizim çizgimize zemin haline getirerek de bir siyasi çalışma yapmadık. HDP’ye oy vermek yürek istemiştir, cesaret istemiştir. Biz 7 Haziran seçimlerinden sonra şunu çok iyi gördük, bu memlekette çok yürekli insan varmış” değerlendirmesinde bulundu.

TOBB’un önderliğinde yarın teröre karşı yürüyüş olacağı hatırlatılarak, Selahattin Demirtaş’ın ‘Bayrağını da al getir’ söylemini eleştirmesinin sorulması üzerine Yüksekdağ, şunları kaydetti: “Parti genel merkezimizin önündeki Türk bayrağına da saldırdılar. Irkçı linç güruhları. Biz Perşembe günü düzenlenen yürüyüşün amacının, gayesinin bayrağın temsil ettiği kutsiyete sahip çıkma hareketi olduğunu düşünmüyoruz. Eleştirdiğimiz karşı çıktığımız şey budur. Önünde Türk bayrağı asılı olan genel merkezimize saldıran güruh da o bayraklarla gelmişlerdi. Önünde bayrak asılı olan parti genel merkezimizi yaktılar. Bizim karşı çıktığımız şey bayrağın, bayrağın kutsiyetinin ve bayrağın birleştirici değerlerinin ırkçılığa, şovenizme ve devlet terörüne alet edilmesidir.”  (İHA/İSTANBUL)

Haber Merkezi