Sayfa Yükleniyor...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Başbakan Ahmet Davutoğlunu İki cami arasında kalan beynamaza benzetti. Bahçeli Hırsızlar harmana dadanmış, yolsuzluk çeteleri tarlalara üşüşmüştür. Çiftçi üretmiş, rüşvetçi yemiştir dedi
SAMİ GÖKÇE/ANKARA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli eski bakanların milletin vicdanında aklanmadığını söyledi. Bahçeli Başbakan Davutoğlunun, Diyarbakır ve Batman il kongrelerinde yaptığı konuşmayı da sert şekilde eleştirip, Başbakan iki cami arasında kalan beynamaz gibi dedi.
Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Bahçeli çiftçinin borç batağına saplandığını üreticinin köylünün kazancının 17-25 Aralık lobisi tarafından yürütüldüğünü ifade etti.
Çitçilerin iktidar partisine oy vermemesini isteyen devlet Bahçeli Borçlarından şikayet etmiyorsan, hayatın yükünden yakınmıyorsan, mazot ucuz, gübre sorun değil, her şey güllük gülistanlık diye düşünüyorsan, hakkındır, AKPyle devam edebilirsin. Yok eğer bunların hepsinden muztaripsen, yeter artık diyerek kükrüyor ve son sözü ben söylerim özgüveni içinde hareket edeceksen çaren vardır, seçeneğin önündedir. Bu da millet ve vatan sevdalısı, çiftçi ve köylü savunucusu Milliyetçi Hareket Partisidir diye konuştu.
HUZURUMUZ BIÇAK SIRTINDA
MHP lideri ürkek, korkak, inançsız ve ilkesiz kadroların yönettiği Türkiyenin yüksek risk ve tehlikelerin içinde kıvrandığını belirterek Huzurumuz bıçak sırtındadır. Milli bekamız kritik ve kırılgan bir kulvardadır. Geleceğimiz kimliksiz, köksüz ve kişiliksiz ellerce karalanmaktadır. Türkiyenin toprak bütünlüğü sorgulanmakta, milli ve üniter devlet yapısı ihanet kampanyası eliyle sarsılmaktadır dedi.
Bahçelinin konuşması özetle şöyle: Türk milletinin kardeşliği yargılanmakta, varlığı operasyon geçirmektedir. Dünümüze sövülmekte, bugünümüze sataşılmakta ve saldırılmaktadır. Güvenlik duvarlarımız tahrip ve talan edilmektedir. Başbakan ve Hükümeti rotayı şaşırmış, çizmeyi aşmış, milli sabır ve tahammülleri çatlatacak noktaya kadar zorlamıştır. Ayağının tozuyla hafta sonu partisinin Diyarbakır ve Batman kongrelerine katılan Başbakan, hiçbir vicdan sahibinin kabullenemeyeceği skandal sözlere imza atmış, PKKya şirinlik yapacağım derken milli haysiyet ve mahşeri vicdanla bir kez daha ters düşmüştür.
HERKES DİLİNİ KONUŞUR
Davutoğlu ne konuştuğundan, ağzından çıkanın nerelere varacağından ya habersizdir, ya da yıllarca gizli ve potansiyel bir bölücü olduğunu özenle saklamayı başarmıştır.
Başbakan Diyarbakırda Güzel Türkçemizi güzel Kürtçemizle kardeş kılmaya geldik diyecek kadar bayağılaşmış ve fikren şarampole uçmuştur.
Arkasından gazetecilere verdiği mülakatta; Güzel Kürtçemizi öğrenmek isterim, eve bir gramer kitabı aldım diyerek şuursuzluk yolculuğunu sürdürmüştür.
Şeklen de olsa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olan bir şahsın, Türk milletinin gözünün içine baka baka, övüncümüz, kültürel kıvancımız, asırlar içinde zenginleşerek bugünlere vasıl olmuş Türkçeye rakip çıkarma aymazlığı siyasi ön alma değil, tamı tamamına siyasi cinayettir.
Camiye gidince namaz kılan, Kiliseyi görünce mum yakan Davutoğlunun kırdığı pot bini aşmış, yediği herze kırkı geçmiştir.
Kim olursa olsun anasının diliyle duyacak, onunla konuşacaktır.
Bu herkesin en tabii insan hakkıdır.
Buna hürmet ve riayet ederiz.
Ancak Türk milletinin dili Türkçedir ve bu gerçek değişmeyecek, değiştirmeye de kimsenin gücü yetmeyecektir.
GÜVENLİK PKKYA DEVREDİLDİ
Teröristler çocukların arkasına sığınmanın yanında, hendekler kazıp Türk devletine meydan okumaktadır.
Şırnakın İdil ilçesinde PKKnın sözde gençlik yapılanması silahlı yürüyüş yapmaktadır.
PKK, sözde bölge mahkemeler kurup sözde hakimler atamaktadır.
Özerklik için pilot bölge olarak belirlenen Silopi ve Cizrede terörist çadırları sözde karakol görevi görmektedir.
Anlaşılan, çözülme süreciyle birlikte, AKP Hükümeti, Doğu ve Güneydoğuda asayiş hizmetlerini yazılı olmayan bir mutabakatla PKKya devretmiştir.
RÜŞVETCİLERE CAN SİMİDİ UZATILDI
TBMMde rüşvetçilere can simidi uzatılmıştır. Sonuç ne olursa olsun, eski bakanlar aklanmamış, bilakis millet vicdanında mahkum olmuşlardır. Hırsız evin içindeyse, kilit yararsız ve nafiledir.
17-25 Aralığın kara kutusu bize göre kaçak ve karanlık saraydadır.
Bu kara kutu açılmadan adalet yerini bulmayacak, 17-25 Aralık defteri kapanmayacaktır.
Dört eski bakanın Yüce Divana gönderilmesi yönünde oy kullan AKPnin değerli milletvekilleri; ayetlerle alay eden, rüşvet aldığı 700 bin liralık saati koluna takmaktan utanmayan, İranlı kaçakçının emrine giren eski bakanları gönüllerinden çıkarmışlardır.
Haber Merkezi