Davutoğlu: İşte milliyetçilik bu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin artık kendi tanklarını, savaş gemilerini, uydularını üretebilir hale gelmesinin yanı sıra, borçlarını kapatıp dış ülkelere borç verdiğini ve yurt dışına yüz binlerce Türk Bayrağı, Kur’an-ı Kerim ile Türkçe sözlük gönderdiklerini belirterek, “Milliyetçilik nedir, idrak etmek için bakın. İşte milliyetçilik bu” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 05.01.2015 08:22
  • Güncelleme Tarihi : 05.01.2015 08:22
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Davutoğlu: İşte milliyetçilik bu

Partisinin Osmaniye İl Kongresi’ne katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Tosyalı Kapalı Spor Salonu'nda yoğun kalabalık tarafından karşılandı. Suriyeli mültecilere kucak açtıkları için vatandaşlara teşekkür eden Başbakan Davutoğlu, “20. yüzyılda başka hiçbir ülke, bir başka memleketten 2 milyon kardeşini mülteci kabul etmedi ve ağırlamadı” dedi. Muhalefeti de eleştiren Davutoğlu, şöyle devam etti: “Kılıçdaroğlu ‘Bunlara kapıyı kapatın’ dedi. 6-7 Ekim olayları sebebiyle ülkeyi kan gölüne çevirmek getirmek isteyen HDP, ‘Sadece ‘Kobani’dekileri alın, diğerlerini almayın’ dedi. Biz ne dedik? Dedik ki Allah şahittir ki biz Hoca Ahmet Yesevi’nin torunları, Ahi Evran’ın torunları, Hacı Bektaşi Veli’nin torunları kapısına gelen tanrı misafirine, mazluma kapısını kapatmaz.”

“HİÇBİR ZORLUĞUN KARŞISINDA DİZLERİMİZ TİTREMEZ”

Geçtiğimiz yıl 17-25 Aralık operasyonlarının arkasından, kendisinin de Çukurova’da olduğu bir zamanda 19 Ocak'ta MİT TIR'larına yönelik operasyonu da değerlendiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, paralel yapıyı şu sözlerle eleştirdi:

“Operasyonlardan sonra Dışişleri Bakanlığı’nı dinlemeye kalkıştılar. Neden? Tüm meseleleri Türkiye’nin 12 senelik yükselişini durdurmak. Bizi güçsüz kılmak, dizlerimizi titretmek, mümkünse AK Parti’yi zaafa uğratmak. Tam da MİT TIR'ları Bayırbucak Türkmenlerine yardıma giderken onları basan, talimatı veren hainler işte bu Türkiye’ye, yükselen Türkiye’ye karşıydılar. Ama yanıldıkları bir yer vardı. Biz hiçbir gücün karşısında boyun eğmeyiz, hiçbir zorluğun karşısında dizlerimiz titremez. Çünkü biz gücümüzü Rabbimizden ve milletimizden alırız, başka kimseye hesap vermeyiz, kimsenin önünde selam durmayız.”

“HEDEFİMİZ ZALİMLERE BAŞKALDIRIP ADALETİ SAĞLAMAK”

AK Parti davasının tek hedefinin vatanda ve dünyada zalimlere karşı başkaldırıp adaleti sağlamak olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Birileri diyor ki ‘Zulüm olursa bırak olsun, sen keyfine bak’. Biz de diyoruz ki dünyada tek bir mazlum kalana kadar, biz hakkın bayrağını, bu al bayrağı kaldırmaya ve bu al bayrağı dünyada mazlum milletlerin bayrağı yapmaya kararlıyız. Onun için Suriyelileri bağrımıza basışımızı anlayamazlar. Bakın, bizim derunumuz Asya'dadır. Ufkumuz Avrupa içlerinde ve tüm dünyadadır. Geçenlerde Üsküp’teydik. Orada kardeşlerimizle buluştuğumuzda ne istediler biliyor musunuz? Dediler ki ‘Bize bayrak gösterin, bu al bayrağı çok sayıda, yüzlerce, binlerce gönderin’. Onlara dedim ki binlerce değil, Üsküp’te isteyen her haneye 3 hediye getiriyoruz, biri al bayrak, ikincisi Kur’an-ı Kerim, üçüncüsü Türkçe sözlük. Şimdi bir an düşünün. Eğer Ankara’da kudretli ve şefkatli bir devlet olmasaydı, gücü yeten bir hükümet olmasaydı, Ankara’da AK Parti olmasaydı, onlara söz verdiğimiz gibi yüz bin bayrak, yüz bin Kur’an, yüz bin sözlük oraya gidebilir miydi? Milliyetçilik nedir, idrak etmek için bakın” diye konuştu.

“IMF MEMURU NE DİYECEK, HERKES ONU BEKLERDİ”

12 yıl önce Türkiye’nin, Balkanlara yüz binlerce bayrak göndermek veya kendi savunmasını yapabilmek için tank üretecek gücü bile olmadığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, o dönemlerde ülkeyi IMF memurlarının şekillendirdiğini anımsattı. Gölcük depreminde dönemin başbakanının deprem yerine dahi gidemediğini savunan Davutoğlu, “Şimdi bırakın ülkemizin herhangi bir yerini, 20 senedir uçak inmemiş Somali’ye al bayraklı Türkiye Cumhuriyeti devleti başbakanının uçağı indi. İşte aramızdaki fark bu. 2001’de devletimiz öyle bir haldeydi ki birkaç yüz milyon Dolar borç alabilmek için IMF memurlarına hesap verilirdi. Başbakan, Başbakan Yardımcısı ne düşünür, kimse merak etmezdi. Acaba IMF’nin memuru ne diyecek herkes onu merak ederdi ama şimdi bırakın IMF’den borç istemeyi, IMF’ye borç veren Türkiye var. 2001 yılında bu ülkeyi namerde muhtaç eyleyenler utansın. Şimdi, bırakın IMF memurunu, hiç kimse bu ülkenin kaderi hakkında söz sahibi olamaz, çünkü bir kalemde Suriye’den gelen o garip mazlumlara 4,5 milyar Dolar yardım yapabilen bir ülke var” şeklinde konuştu. (İHA/OSMANİYE)

 

Haber Merkezi