“2 sene sonra bütün fasılları kapatacağız”

Bakan Volkan Bozkır, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nin (TÜRSAB) düzenlemiş olduğu ''Türkiye-AB ülkeleri arasındaki turizm ilişkilerinin geliştirilmesi ve Türkiye'nin AB'ye giriş sürecinde turizm adına yapılması gerekenler'' konulu toplantıya katıldı. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Bakan Bozkır’ın yanı sıra TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy ve çok sayıda davetli katıldı.

Burada bir konuşma yapan AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Avrupa Birliği ve Türkiye’nin üyelik sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çok uzun bir süredir AB ile bu ilişkiyi sürdürdüklerini dile getiren Bakan Bozkır, “50 yılı geçti. Belki Türkiye kadar sabırlı, hoşgörülü, inatçı ama kararlı bir ülke dünyada yoktur. Burada ki önemli husus şu; sırf inat uğruna, sırf hoşgörü uğruna biz bu ilişkiyi sürdürmüyoruz. Bu karalılığımızın nedeni aslında burada Türkiye’nin çok büyük çıkarları olması” dedi.

Konuşmasında Türkiye’nin ekonomideki yükselişine de dikkat çeken Bakan Bozkır, Türkiye’nin 820 milyar dolarlık bir ülke olduğunu söyleyerek, “Kişi başına milli gelir 420 dolarken bugün 11 bin 500 dolara çıkmış. 170 milyar dolarlık ticaretimizi var, 30 milyarın üzerinde turizm gelirimiz var ve 175 üniversite var. Türkiye için Avrupa Birliği’ne girmek artık mali ve ekonomik imkanlara erişmekten ibaret değil. Çünkü bugün Türkiye AB’ye üye olsa 22 Avrupa Birliği ülkesinden daha iyi ekonomik şartlara sahip. 6. büyük ekonomisine sahip. AB üyeleri içinde Maastricht kriterlerine uyan tek bir ülke var o da Almanya. İkinci bir ülke daha var, o da Türkiye. Dolayısıyla ekonomik bakımdan biz bugün üye olsak Euro’ya da gireriz Avrupa Birliği’ne de gireriz, hiçbir sıkıntımız olmaz” şeklinde konuştu.

Kendisine en çok fasıllarla ilgili soru sorulduğunu belirten Bozkır, fasıl açmanın sorun olmaktan çıktığını belirterek, “2 ay içinde bütün fasılları açarız ama Avrupa Birliği açacak mı açmayacak mı o onun sorumluluğundadır. İster açarlar ister açmazlar. Bizim derdimiz şu; 2 sene sonra bütün fasılları kapatacağız. Türkiye seviye olarak 2 sene sonra Avrupa Birliği seviyesine gelmiş olacak. Gümrük Birliği’ni güncelleştiriyoruz. 300 milyar dolarlık bir ticaretten bahsediyoruz. İnşallah 2 sene sonra vizelerde kalkacak. Şimdi böyle bir Türkiye olarak Avrupa Birliği’ne sormadığımız soruyu yavaş yavaş sormaya başlayacağız. Üyelik konusu. ‘Efendim siz üye olamazsınız.’ Peki, o zaman biz amacımıza ulaşmış bir Türkiye olacağız. Amacımız o noktaya Türkiye’yi getirmek. Avrupa birliğinin öyle bir Türkiye’yi reddetme lüksü yoktur. Ama akıllar tutulur, ‘üye yapmayacağız’ derler. Aklı tutulanlara Türkiye’nin yapacağı bir şey yok. Biz kendi aklımıza kendi gücümüze inanıyoruz. O noktaya Türkiye’yi getireceğiz. Bunda yararımız olduğunu düşünüyoruz. Ben iddia ediyorum bugünün şartlarında radikalizmin ve terörizmin buluştuğu bir noktada İslamafobia ve ırkçılıkla mücadele edemeyecek bir Avrupa ile, bazı ülkeleri iflas etmiş ekonomik krizden çıkmaz isteyen bir Avrupa’ya baktığınızda kendisi süper güç olmadığı yumuşak güç olduğu halde, askeri gücü olmadan süper güç gibi davranan bir Avrupa’ya baktığınızda enerji güvenliğini Türkiye’den başka bir yerde sağlayamayacak bir Avrupa’ya baktığınızda gerçekten bütün soruların cevabı Türkiye’dedir” dedi. (İHA/İSTANBUL)

Haber Merkezi