Sayfa Yükleniyor...
Tarihi Agora'dan Konak'a giderken mutlaka uğranması gereken tarihi Havra Sokağını sizler için dolaştık. Havra Sokağı her an hareketli bir yer. Sokak, sağlı-sollu dizilmiş dükkanlar ve tezgahlarla dolu. Kıymetini bilenler en ucuz ve en taze ürünleri satın alıyor
EMİNE ŞEKER
Kemeraltı'nın en ucuz pazar yeri Havra Sokağı. Meyvelerinizi, sebzelerinizi ve balıklarınızı taze alıp tüketmek istiyorsanız bu sokağa mutlaka uğramalısınız. Havra Sokağını ziyaret etmek isterseniz İkiçeşmelik'ten inerek Kemeraltı girişine kadar gezebilirsiniz. Havra Sokağında sadece gıda ürünleri yok elbette. Sinagogları gezebileceğiniz gibi Havra Sokağının en eski tenekecisine de uğrayabilirsiniz. Bu sokakta alışveriş yaparken eski Rum evlerini de es geçmeyin.
ÇARŞIDA MESLEĞİ YAPAN TEK BEN KALDIM
Mezarlıkbaşından Havra Sokağına girdinizde sol tarafta göreceğiniz sokağın en eski tenekeci Sakıp Taşı ziyaret edebilirsiniz. Sakıp Taş, sokağın eski isminin Türk Pazarı olduğunu söyledi. Osmanlı Devletinden itibaren Havra Sokağı olarak bilindiğini ifade eden Taş, Bu sokağın etrafında 9 tane havra var. Havra Musevilerin ibadethanesidir. Eski adı olan Havra şimdilerde Sinagog adı ile biliniyor. Ben 60 yıla yakındır bu sokakta mesleğimi icra ediyorum. Baba mesleğini devam ettiriyorum. Dükkanımda görülen her şeyi ben kendim yapıyorum. Tavuk yemliği, tavuk suluğu, kumbaraları ve mangal çeşitlerini merak edenler gelip görebilirler. Aslına bakılırsa yaptığım iş benim için hobi işidir. 60 yıl önce Mezarlıkbaşından Kestane Pazarı Sokağına kadar tenekeci vardı. Sabah 08.00den akşam 11.00e kadar çalışıyorduk. O zamanlar plastik yoktu. Zaman içerisinde ya vefat ettiler ya da emekli oldular. Çarşıda bu mesleği icra eden tek ben kaldım. İzmirin çeşitli yerlerinde farklı semtlerde tenekeci mesleğini icra eden kişiler var elbette. Bu çarşıda tek ben varım. Havra Sokağı halk arasında ucuz gıda alabilecekleri bir yer olarak biliniyor. Balıkçıların, manavların ve meyvelerin diğer semtlere göre biraz daha ucuzdur. Havra Sokağına vatandaş tarafından rağbet var. Cumartesi günleri bu sokak daha kalabalık olur dedi.
BİR GİRİŞİ BİR DE ÇIKIŞI VAR
Algül Manavın sahibi Serdar Algül ise, 31 senedir Havra Sokağında esnaf olduğunu manav işiyle uğraştıklarını belirtti. Havra Sokağının adını Musevilerin ibadet yerinin adından aldığını söyleyen Algül, Museviler burada daha önceden sayı olarak fazlaydılar. Ama şuan Musevilerin sayısı zaman içerisinde azaldı. Mevcut olan Museviler ibadetlerini Havralarda yapıyorlar. Bu sokakta nostalji yaşamak isteyen kişiler burayı ziyaret ediyorlar. Günümüzde AVMlerin çoğalmasından dolayı eskiye oranla gelen kişi sayısında azalma var. Burada satılan her şey tazedir. Havra Sokağını İzmirde yaşayan herkes bilir. Bu sokak Kadifekalenin eteğine düşüyor. Havra Sokağının bir girişi bir de çıkışı var. 80e yakın esnaf bulunur. Yetkili kişilerden ayakkabıcıların olduğu kısmın canlanmasını istiyoruz. Mesela insanlar alışveriş yaptıktan önce ya da sonra oturup yemek yiyebilsinler. Kahvelerini içebilsinler. Buraya gelen kişiler kahve içmek için Kızlarağasına gidiyorlar. Turistler için oturabilecekleri yerler yapılabilir. Havra Sokağı en canlı dönemini balık yasağının kalkmasıyla yaşıyor. Balık yasağı kalktığı zaman bu sokağa gelen kişi sayısı azalıyor. Otopark olarak kullanılan caddenin kapatılmasını istiyoruz. Yayalara açılsın. Gündüz ve gece madde kullanan kişiler çevremizde oluyor. Bu durumda müşteri potansiyelini düşürüyor. Bu sokak bakımsızlığından dolayı bizi rahatsız ediyor. Asfaltlama geçen yıl oldu. Balık tezgahları çok yoğun olduğundan ciddi rahatsız edici bir koku hakim oluyor. Yeterince temizlenmiyor. Çöpler toplanmıyor. Her gün çöpler toplandıktan sonra sokağın yıkanmasını istiyoruz şeklinde konuştu.
Havra Sokağına alışveriş yapmak için gelen vatandaşlar, sokakta bulunan ürünlerin hem taze olduğunu hem de ucuz olduğunu belirterek, tarihi bir sokak olmasından dolayı ise dolaşırlarken huzur bulduklarını söyledi.
İzmir Yahudileri ve Yahudilere Ait Dini Yapılar
İzmire göç eden Yahudiler, İzmirde ilk önce Havra Sokağı, lkiçeşmelik ve Agora çevresine yerleşmişler ve ibadet yapılarını bu bölgelerde inşa etmişlerdir. Burada inşa ettikleri Havralarının çevrelerinde oluşturdukları mahallelerinde yaşamışlar ve ticaret yapmışlardır. 19. yy.dan itibaren, ticaretin gelişmesiyle ve toplumun arasına daha rahat karışabilmeye başlamalarından itibaren, artan nüfus ve zenginleşen Yahudi toplumunun artık pek azı Frenk Mahallesinde yaşamayı sürdürmüştür. İkiçeşmelik ve Keçecilerden, Karantina, Karataş ve Göztepe çevresindeki zengin evlerine taşınıp buralarda Yahudi Mahalleleri kurmaya başlamışlar, öncekilerden farklı mimari özelliklere sahip yeni havralar inşa etmişlerdir. Sayıları daha az olmalarına karşın bir grup Yahudi ise Alsancak, Karşıyaka ve Bornova'ya dağılmış oralarda içlerinde havraları olan küçük ölçekli Yahudi Mahalleleri kurmuşlardır. Karşıyaka Alaybey'de oturan küçük Yahudi Cemaatine hizmet vermek için Kal Kadoş Havrası, Bornova cemaati için Algranti ve Levi Havraları, 20. yüzyıl başında ise Karataş ve çevresine hizmet vermek için İzmirin en büyük havrası Beit İsrail inşa edilmiştir. Bu dönemde gelişen yeni mimari anlayış daha önce Sefarad havraları olarak inşa edilen ve Kemeraltı civarındaki bazı havralarda planlama ölçeğinde birtakım değişikliklerin gerçekleşmesine neden olmuştur. 19. yüzyılda İzmirde 20 bin civarında Yahudi bulunduğu bilinmektedir. 1950'lerden itibaren İsraile yapılan göçlerden sonra bu sayı giderek azalmıştır.
Havraların Mimari Özellikleri
İzmir havralarının hemen hemen hepsi niteliklerini gizlemek amaçlı olarak içe kapanık karakterli duvarlarla çevrili bir avlu içinde yer almaktadırlar. Avlularında Suka (çadır) kurulacak bir alan bulunmaktadır. Hepsinde bölgesel bir stil hâkim olan havraların. İçlerindeki bezemelerde İzmir camilerinin ve zengin Rum evlerinin etkisi görülmektedir. Havralar kare veya dikdörtgen planda inşa edilip genelde iki katlı olup, üst katları kadınlara ayrılmış mekânlar olan Mehizah bölümlerinden oluşmaktadırlar. İzmir'de günümüzde mevcut olan havralar ise şu şekilde sıralanır; Kemeraltında Şalom (Aydınlılar), Sinyora Giveret, Algaze, Bikur Holim, Etz Hahayım. Talmud Tora, Karataşta: Beit İsrail. Tepebaşı (Roş Aşar) , Alsancakta bulunan Şaar Aşamayım ve Karşıyaka'da Kaal Kadoş Havraları olarak tespit edilmiştir.
SİNYORA GİVERET HAVRASI
Sinyora Giveret Havrası Anafartalar Caddesine ve 927 Sokaka cephe veren parselde Havra Sokağında konumlanmaktadır. Algaze ve Shalom havralarına çok yakın konumdadır. Donna Gracia Mendes tarafından 1510-1569 yılları arasında yaptırıldığı bilinen havra 1841 yangınında çok zarar görmüştür ve Yeruşalmi ailesi tarafından tekrar merkezi planlı olarak inşa edilmiştir. Havranın ana mekânına, avludan beş basamakla yükseltilmiş bir terastan ulaşılmaktadır. İlk yapıldığı özgün durumuyla havra merkezi planlı inşa edilmiştir. 20. yy'da İtalyan etkisi ile uygulamaya başlanan yeni plan şeması Sinyara Giveret Havrasında da denenmiştir, portatif olan tevyası hekal duvarına kaldırılıp tora dolabı ile bütünleştirilmiştir. Oturma sıraları; kiliselerin iç mekân düzenlemelerinde olduğu gibi lineer biçime dönüştürülmüştür. Günümüzde havra lineer plan şemalıdır. Ana mekâna açılan giriş holünün üzerinde konumlanan mehizaha avludan çıkılmaktadır. Bu mekân yarım ahşap kafeslerle ayrılarak hekal duvarının karşısına bir asma kat olarak konumlandırılmıştır. Yapı iki kat yüksekliğinde olup, tek bir hacimdir. Duvarları yığma taş olarak inşa edilmiştir. Çatısı ahşap kırma çatıdır. Tavanları ve zemin kaplamaları ahşaptır. Büyük bir avlusu olan Sinyara Giveret Havrası'nın avlu duvarları havranın sokaktan görülmemesi için masif ve yüksek olarak inşa edilmiştir. Havranın bahçesinde tek katlı müştemilat yapıları bulunmaktadır. iç mekan; tavanda bulunan yeşil geometrik formlarla çevrelenmiş bronz çiçekler, tevyaları ve tora dolabını süsleyen bordo örtüler ve oturma sıralarının bordo renkli minderleriyle süslenmiştir.
Haber Merkezi