Sayfa Yükleniyor...
Doğalgaz tüketimini yüzde 37'ye kadar azaltılabilir. Hayvansal atıklardan biyogaz üreterek en az 1 nükleer santralin gücüne eşit enerji elde edilebilir. Türkiyenin elektrik ihtiyacının azami yüzde 12si biyogaz ile elde edilebilir
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Rusya ile muhtemel bir doğalgaz sıkıntısının ortaya çıktığı, İran'ın kış aylarında doğalgaz akışını kısması durumunda bu dönemde özellikle alternatif olarak yenilenebilir enerjiler gündemin odak noktasını oluşturuyor. Türkiye'de büyük oranda enerjide dışa bağımlı düşünüldüğünde yenilenebilir enerjiler arasında güneş, rüzgâr ve nükleer enerji büyük oranda telaffuz edilirken, çok büyük bir kirlilik yaratan hayvansal ve bitkisel tarımsal atıkların adı geçmiyor. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki özellikle hayvansal ve bitkisel atıkları ciddi biçimde değerlendirilerek biyogaz üretildiği takdirde doğal gaz tüketimi yüzde 37'ye kadar azaltılabiliyor. Bu da Türkiye için en az 1 nükleer santralin gücüne eşit olabileceği ve Türkiyenin elektrik ihtiyacının azami yüzde 12si biyogaz üretimiyle karşılanacağı ifade ediliyor.
ALMANYADA 7 BİN TESİS
Son 10 yıldır Türkiye dışında yenilenebilir birçok ülkede biyogaz ciddi derecede önem kazandı. Hâlihazırda Almanyada toplam elektrik gücü 2,8 Gigawatt'ı bulan yaklaşık olarak 7 bin tesis faaliyet göstermekte. Bu tesislerin ürettiği elektrik enerjisi ortalama boyuttaki ikibuçuk nükleer santralin üretim kapasitesine denktir. Bir başka deyişle, Almanya'daki bütün özel konutların yüzde 13ünün elektrik ihtiyacı bu şekilde biyogaz vasıtasıyla karşılanabilmektedir.
YILDA 30 MİLYON KWH ELEKTRİK
Ege Bölgesi Sanayi Odasında düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile gündeme gelen biyogaz alternatif enerji üretim kaynakları arasında ön plana çıkıyor. Odada düzenlenen toplantıda konuyu gündeme getiren Opal Enerji Teknik Koordinatörü Osman Aydın, Opal Enerji'nin ilk yatırım projesi olarak Afyon Biyogaz Enerji Santrali'ni Afyonkarahisar ilinde kurmuş olduğunu söyleyerek Afyon Biyogaz Enerji Santralinin, Ekim 2014den itibaren elektrik, gübre üretimi ve satışını gerçekleştirdiğini söyledi. Tesisin kurulu kapasitesinin 4 MW'ın üzerinde olduğunu ve tam kapasitede yılda yaklaşık olarak, 30 milyon kWh elektrik, 30 bin ton organik-doğal gübre (kompost) üretilmesi ile 2 bin 500 ton amonyaklı su elde edilmesi öngörüldüğünü ifade eden Aydın, Bunun yanı sıra çevreye olan olumlu katkıları sebebiyle (sera gazlarının azaltılması) tesisin Karbon Kredi Sertifikası alması ve satması mümkün olmaktadır. Bu konuda firmamızın validasyonu tamamlanmış olup, satış aşamasına gelinmiş, en prestijli kuruluş olan Gold Standard tarafından list edilmiştir. Karbon satışımız yılda 177 bin ton olacaktır şeklinde konuştu.
TÜRKİYE DÜNYADA İLK ONDA
Ege Bölgesi'nde teknik araştırmalar yaptıkları ve il bazında biyogaz potansiyeli olan yerlerde yatırıma geçmeyi hedeflediklerini söyleyen Aydın, Örneğin Afyon, yumurta 11 milyon adet yumurta tavuğu ve 4,3 milyon adet tavuk üretimi var. Türkiye, 90 milyon yumurta tavuğu ile dünyada ilk onda yer alıyor. Çevreye olan duyarlılığın artması ile tavuk çiftliklerindeki dışkıların çözülmesi gereken büyük bir sorundur dedi.
TAVUKTAN ÇIKAN ATIK HAMMADDE OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ
Tavuk çiftliklerindeki dışkıların çok önemli bir biyogaz hammaddesi taşıdığını ve bunlar doğaya bırakıldığında toprağı ve suyu kirleten çok önemli kirletici olduğunu söyleyen Aydın, Biz tavuktan çıkan atığı gübre, biyogaz ve sıvı azota dönüştürüyoruz. Tavuktan çıkan atığın hammadde olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Yumurta tavuğunda çıkan bakiye atığı gübreye ve içindeki atığı amonyağı dönüştürmüyorsanız büyük kirlilik yaratıyorsunuz ifadelerini kullandı.
TÜRKİYEDE UYGULAMA YANLIŞ
Türkiye'de her sektörde olduğu gibi kendilerinin de kayıt dışından mağdur olduklarını söyleyen Aydın, onlar oldukça biyogaz yatırımının firmalar açısından karlı bir yatırım olmaktan çıktığı için biyogaz firmalarının istenilen ölçüde artmayacağının altını çizdi. Aydın, Biz Çevre Bakanlığının denetimi ve mevzuatı çerçevesinde fermantasyon, koku giderme ve hijyenizasyon yatırımı yapıyoruz. Özellikle hijyenizasyon yatırımı nedeniyle gübreden para kazanamıyoruz. Sadece enerjiden para kazanır halde olduğumuz için yatırım geri dönüşü on yılı bulmakta. Avrupa'daki 13 bin tesiste bizim üretim yaptığımız hammaddeler için hijyenizasyon şartı bulunmuyor. Ancak ülkemizde yönetmelik gereği hijyenizasyon yapıyoruz. Bu uygulama yanlıştır. Bu uygulama kalkmadığı takdirde Türkiye'deki biyogaz yatırımlarının önü kesilmiş olacaktır. Biz hijyenizasyon yapmadan ürettiğimiz kompost gübreyi laboratuara verdik ve hiçbir sağlığa zararlı maddenin bulunmadığını tespit ettirdik. Buna rağmen biz yine de mevzuata uygun olarak hijyenizasyon ile üretim yapmaktayız dedi.
FİRMA KURMAK UZUN ZAMAN ALIYOR
Aydın, biyogaz sektöründe faaliyete geçmenin kolay olması gerektiğini ve hibe ile desteklenmesi gerektiğine değinerek, Firmayı kurmak çok uzun zaman alıyor. Aynı zamanda elektrik üretimine hibe desteğin 13. dolar centten 22 dolar centlerde bulunması gerekiyordu. Bir de elektrik kesintilerinde 24 saat çalışan tesisteki üretilen enerjiyi sisteme veremiyorsunuz. Bu arada kayıp olan enerjinin kaybının biyogaz yatırımcısına ödenmesi gerekiyor diye konuştu.
TÜRKİYENİN EN BÜYÜK SORUNU ATIK
Türkiye'nin en büyük sorunun atık olduğunu ve biyogaz tesislerinin asıl amacının atık bertarafı olduğunu söyleyen Biyogaz Yatırımlarını Geliştirme Derneği Başkanı Altan Denizsel, Türkiye'nin en büyük sorunu atık. Aslına bakarsanız biyogaz tesisleri elektrik üreten değil organik atıkların normal bir halden kullanılabilir hale getirmesini amaçlayan bir arıtma tesisidir. Atıklardan ortaya çıkan metan gazından elektrik üretmektedir dedi.
HANGİ ATIĞIN HANGİ TESİSE BAĞLANACAĞI NET OLMALI
Bu yöntem ile sanayicilerin en büyük problemi olan atık yönetimini sağlamasının yanında atıklarından para kazanır hale geleceğinin altını çizen Denizsel, bu sektöre yatırımı kolaylaştıracak olan şeyin biyogaz firmanın atık bulmasının garanti haline gelmesinden geçtiğinin altını çizdi. Denizsel, Afyon Enerji örneğinde yumurta tavuğu üreticileri şirkete ortak olarak kendi atıklarını garanti altına aldı. Buna benzer şekilde anlaşmadan geri dönülmeyecek şekilde olmalı. Aksi halde kurulan şirket iflas eder. Her atığın hangi tesise bağlanacağı net olmalı ifadelerini kullandı.
ENERJİ POTANSİYELİ HEBA OLUYOR
Bu atık yönteminin sağlanmadığı takdirde Türkiye'de yeni biyogaz tesislerinin kurulması ve hedeflere varılmasının hayal olduğunu söyleyen Denizsel, Kayıtlı tavuk çiftliklerini atığını beyan etmeli. Bu beyanında nereye verdiğini net olarak göstermeli. Bu firma kayıtsız olarak tarlaya atıyor. Yönetmelik ile takip edilmeli. Bu şekilde Türkiye'de Çanakkaleden Kilis'e kadar büyük atık ve enerji potansiyeli heba olduğu gibi müthiş bir çevre kirliliği yaratılıyor diye konuştu.
PARASAL DEĞERİ 46 MİLYON DOLAR
Çöpe giden ve çevre kirliliği yaratan atığın ekonomik değeri hakkında bilgi veren Denizsel, Türkiye'de 200 milyon 600 bin ton inek ve 550 bin ton tavuk gübresinden 8 milyon 904 bin ton gaz üretimi gerçekleştirilebilir. Bundan da 39 bin 500 kilovatlı enerji üretilebilir. Bunun parasal değeri de ortalama 46 milyon dolar. Türkiye kolay olanından başladı. Rüzgar ve Güneş. Oysaki hayvansal atıklardan enerji üretimi güneş enerjisine göre 8-10 misli düzeyinde. 40 megavatlık biyogaz tesisi, 120 megavatlık rüzgâra ve 400 megavatlık güneş enerjisi tesisine eşdeğer üretim yapmaktadır dedi.
SEKTÖRÜN DESTEĞE İHTİYACI VAR
Güneş ve rüzgar enerjisi sektöründen daha fazla istihdam sağladığını ifade eden Denizsel, Bizim sektörümüz 24 saat üç vardiya çalışıyor. İstihdam açısından da kalifiye eleman çalıştırılıyor. Ziraat mühendisi, çevre mühendisi, elektrikçi, makineci çalışacak şeklinde konuştu. Ekonomik ömrünün yanında çevreci olmasının da hesabının yapılamayacağını Bu bir Aysberg diyerek tanımlayan Denizsel, şunları kaydetti: Bu atıklardan çıkan azot, nitrat ve diğer maddeler çevre sularına ve toprağa etkisi ölçülemez. Sinekle ve hastalıklar ile savaşmaktan kurtarılmasının da ekonomik açıdan hesabı yok. Aynı zamanda biz dışarıdan kimyasal gübre ithal ediyoruz. Bu ithal gübreye verilen parayı prim olarak biyogazdan çıkan organik gübreye verin daha hem çevreye hem de ekonomiye büyük katkı sağlamış olursunuz. Bürokratik engeller, atık yönetimi, teşvik yetersizliği ve diğer engeller ile Türkiye'de ancak 30 civarında hayvansal biyogaz tesisi var. Gelecekte de 27 tane ön lisans almış tesis gözüküyor. Sektörün desteğe ihtiyacı var
130 MİLYON TON KAYNAK
Biyokütle kaynaklarının çöp değil büyük bir kaynak olduğunu söyleyen Ege Üniversitesi ÇEVMER Müdürü Prof. Dr. Nuri Azbar, Türkiyede 130 milyon ton kaynak var. Enerji olarak kullanılması halinde ithal edilen doğalgaz miktarının yüzde 88ini elde edebiliriz dedi ve şunları ekledi: Türkiyedeki biyokütle kaynakları 2014 yılında net olarak tespit edildi. Türkiyede 130 milyon ton kaynak var. Enerji olarak kullanılması halinde ithal edilen doğalgaz miktarının yüzde 88ini elde edebiliriz. Almanya bu konuda en önde gelen ülkelerin başında geliyor. Almanya örneği incelenerek kendimize bir hedef belirleyebiliriz. Biyogaz üretilerek araçlardan trenlere kadar kullanılabilir. Bunlar çöp değil büyük bir kaynaktır.
TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ
Biyokütle kaynaklarının Türkiye için verimli, temiz ve sürdürülebilir enerji kalkınması için çok önemli olduğuna vurgu yapan Azbar, Türkiye'de enerji santrallerine verilen destekler 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu ile tanımlanmış teşvikler biyokütle yatırımlarını da kapsamakta. Biyokütle yatırımları, en yüksek sabit fiyatlı alım garantisi seviyesi olan 13,3 ABD Doları cent/kWh ile desteklenmekte, yurtiçi ekipman kullanımı durumunda 'yerli katkı ilavesi' adı altındaki ilave teşvikle bu fiyat 18,1 ABD Doları cent/kWha dek ulaşmaktadır. Kanunda tanımlanmış teşvikler 31 Aralık 2020ye dek olan dönemde devreye girmiş ve girecek olanları kapsamaktadır diye konuştu.
BİYOGAZ NEDİR?
Biyogaz tesisleri sürdürülebilir enerji kaynağı olmasının yanında çevre ve ekonomi için çok daha fazla faydası var. Diğer enerji kaynakları gibi doğayı kirletmek değil doğayı temizlemekte. Doğaya katkı sağlaması bu sektörün en önemli ilk olarak atık bertarafını sağlayarak çevre kirliliğini önlemekte. Atıkların işlenmesi halinde kompost ya da sıvı gübre elde edilmekte. Bu şekilde toprağa organik madde eklenerek tarımsal verimi arttırmaktadır. Aynı zamanda istihdama da olumlu katkı sağlamaktı. Atık toplama, atık işleme, gübre paketleme ve dağıtım zinciri ile çoklu fayda sağlanmakta. Hatta ihracat bile yapılabilir.
Haber Merkezi