Sayfa Yükleniyor...
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiyeye sığınan ve kalacak yeri olmayan birçok Suriyeli, Ramazan Bayramına sokakta girdi
EMİNE YALÇIN
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiyeye sığınan Suriyeli vatandaşların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Kalacak yeri olmayan birçok Suriyeli, cami ve yeşil alanlarla hayatlarına devam etmek için çaba gösteriyor. Suriyeliler çevredeki cami ve yeşil alanların yanı sıra, 421 dönümlük alana sahip Kültürparkın her bir köşesinde yaşamaya çalışıyor. Bu alanlarda zor koşullarda hayatlarını sürdüren Suriyeliler, Ramazan Bayramına sokakta girdi. Konu ile konuşan Mülteciler Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eda Bekçi, Herkes biliyor ki dini bayramlar aynı din mensuplarının dayanışma içinde olduğu bir arada olduğu birbirlerinin sevinçlerini ve üzüntülerini paylaştıkları ortak bir paydada buluştukları bir şenlik havasında geçirilmesi gereken zamanlardır dedi.
SURİYENİN GELECEĞİ TEHDİT ALTINDA
Mülteciler Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eda Bekçi, yaşanılan savaşlar sebebi ile insanların bulundukları ülkeden korunmak için başka ülkelere sığındıklarını açıklayarak, iç savaşların artması sebebi ile de Türkiyeye gelen mülteci sayısının artacağını öne sürdü. Suriyede ki savaşın yaklaşık 5 yıl önce başladığını hatırlatan Bekçi, Yaşanan olaylar hem bizim için hem de Suriyeli vatandaşlar için çok üzücü bir durum. Suriyenin geleceği çok büyük bir tehdit altında. Bu kadar eğitimsiz ve yoksul insanla artık geleceği çok büyük tehlike altında. Bizde kapılarımızı açarak Suriyeli vatandaşlarımıza destek olmaya çalıştık. Ancak bu vatandaşlarımıza kapılarımızı açmak yetmedi. Başka sosyal sorumluluklarımızı da yerine getirmemiz gerekiyordu. Fakat bu konuda oldukça geciktik. Eksik kaldık. Mevcut olan sıkıntıları hep beraber yaşıyoruz. Sayıların artması ile birlikte sıkıntılarda artmaya başladı. İnsanlarda ön yargı oluşmaya başladı. Suriyeli vatandaşların savaş mağduru oldukları, travmalardan kaçarak ülkemize geldikleri unutulur hale geldi maalesef. Bu bizi dernek olarak ciddi anlamda üzüyor. Biz dernek olarak farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Halkla iletişim kurmaları için uğraşıyoruz. Sonuç olarak hep beraber sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz dedi.
BU KAMPLARI DOĞRU BULMUYORUZ
İlk dalga ile gelen Suriyeli vatandaşlara Türkiyede kamplar oluşturulduğunu vurgulayan Bekçi, şu an için 258 bin Suriyelinin kamplarda yaşadığını söyledi. Bekçi, kampta kalma süresini aşarak 4 yıl boyunca kamplarda hayatını devam eden Suriyelilerin olduğunu belirterek, Ancak mevcut olan kamplar bu vatandaşlarımız için yetersiz durumda. Ayrıca biz bu kampları doğru bulmuyoruz. Çünkü insanlar orada adeta bir açık hava cezaevi ve bağımlı bir şekilde orada tutuluyor. İnsanların orada ne kadar kalacağı ve süreleri dolduktan sonra o insanların ne yapacakları belirsiz bir durumda. Tamamen kendinize bağlı bir grup oluşturmuş durumdasınız. Ama bunun dışında kamplara giremeyen ya da girmek istemeyen sayı itibari ile kamplara sığamayan çok daha büyük bir kitle var. İç İşleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü rakamlarına göre 1 milyon 700 bin Türkiyenin her yerine dağılmış bir şekilde yaşayan Suriyeliler var. Bu insanlar için devlet ne yapıyor? 2014 yılının Ekim ayında Yabancılar Uluslararası Koruma Kanununda ki atfedilen geçici koruma statüsü verildi. Bu statüye bağlı geçici koruma yönetmeliği çıktı. Bu yönetmelik ile bu kişilerin hakları erişimi konusunda düzenlemeler yapıldı. Ancak fiilen sağlık hizmetlerine erişim dışında hiçbir sosyal hakka erişemediklerini biliyoruz. Şu anda BMnin son raporuna göre okul çağındaki 400 binden fazla Suriyeli çocuk eğitim hakkına Türkiyede ulaşamıyor. Bu insanlar için barınma problemlerin başında geliyor. Kendi imkanları ile barınmaları gerekiyor. Yoğunluk olarak Basmane civarında yaşamlarını sürdürüyorlar. Çünkü Basmane İzmirin en ucuz otellerin bulunduğu bir semttir. Vatandaşlar için Basmane bir iş buluncaya ve bir eve çıkıncaya kadar geçici olarak kalabilecekleri bir yerdir. Bu nedenle İzmirliler Suriyeli vatandaşları yoğunluk olarak Basmane çevresinde görebilir şeklinde konuştu.
BİRÇOĞU SOKAKTA BAYRAMLAŞIYOR
Bekçi, Suriyeli vatandaşların birbirlerine sahip çıktıklarının altını çizerek, aynı evlerde kalabalık yaşamaya çalıştıklarını söyledi. Ancak bazı Suriyeli vatandaşların maddi yetersizlikten dolayı sokakta yaşadıklarına dikkat çeken Bekçi, Bu vatandaşlarımızın dışarıda yaşadıklarını gördükçe ve duydukça çok üzülüyorum. Bugün bayram. Bu insanlar belki ailesinden uzak belki sevdiklerinden ayrı en önemlisi de başka bir ülkede bayram geçiriyorlar. Suriyeli vatandaşlarımızın birçoğu sokakta bayramlaşıyor. Herkes biliyor ki dini bayramlar aynı din mensuplarının dayanışma içinde olduğu bir arada olduğu birbirlerinin sevinçlerini ve üzüntülerini paylaştıkları ortak bir paydada buluştukları bir şenlik havasında geçirilmesi gereken zamanlardır. Bu insanlarda bizim din kardeşlerimiz. Bizim olduğu kadar bugün onlarında bayramı. Bu bayramı tadında anlamında geçirelim. Lokmamızı ekmeğimizi paylaşmamız gerekiyor. Bu konuda çalışma yürüten birçok gönüllü insanın olduğunu biliyorum. Bireysel çabalarla çok yol kat edilmiyor. Devletin ve milletin birlikte el ele verip bir arada üstesinden gelmek gerekiyor. Duyarlılıkta olanlar fazla ama olmayanlarda hiç az değil maalesef. İnsanlar gerçekten çok önyargılı ve tepkili. Bizim toplum olarak her zaman için bir takım sorunlarımız hep vardı. Örneğin işsizlik bizim her zaman sorunumuzdu. Toplum olarak yoksunluklarımız, eşitsizliğimiz ve adaletsizliğimiz hep sorunumuzdu zaten. Ama maalesef günah keçisi aramaya çok meraklı bir milletiz. Bugün Suriyeliler var. Suriyeliler olmasaydı başka bir kitle olacaktı. Bir şeylerin faturasını başkalarına kesmeye çok meraklıyız. Birilerinden çok kolay nefret edebilirsiniz. Nefret etmek yerine bu insanların şiddet mağduru olduklarını çok yakın zamanda aile fertlerini savaşta kaybettiklerini artık bir evlerinin olmadıklarını tüm geleceklerinin alt üst olduğunu düşünüp ona göre davranmak gerekiyor. Birazda vicdana seslenmek gerekiyor. Birilerini dışlamak ve ötekileştirmek çok kolay. Birilerini sevmek daha zordur. Bu güzel günde ülkemize sığınmış olan insanları sevelim. Hep beraber bayramı da böyle anlamlandıralım diye konuştu.
AMACINA GÖRE HİZMET ETMEYECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR
Çiğli İlçesinde inşa edilen Barınma ve Kabul Merkezinden de bahseden Bekçi, henüz personel atamalarının gerçekleşmediğini ifade etti. Yakın bir zamanda faaliyete geçeceğini açıklayan Bekçi, Bu proje ABD uyum kapsamında gerçekleşti. Türkiyede 7 tane Barınma ve Kabul Merkezi inşa edildi. İzmir, Kayseri, Gaziantep, Erzurum, Van, Kırklareli ve Ankaradır. Bunların dışında birde Geri Gönderme Merkezleri var. İzmirde olan Pınarbaşında bulunuyor. Pınarbaşında bulunan Geri Gönderme Merkezi kişinin hakkında sınır dışı kararı verilmiş ve fakat henüz sınır dışı edilmemiş sınır dışı edilmek üzere İdare Gözetim altında bekletildikleri tutuk yeridir. İdare yasa gereği 6 ay hatta uzatma ile birlikte 12 aya kadar kişileri sınır dışı etmeden önce buralarda tutabiliyor. Bu bir idare gözetimidir. Ama Çiğlide bulunan Barınma ve Kabul Merkezi ise mültecilerin kayıt altına alınması ve daha sonra özellikle ihtiyaç sahiplerinin barınmasını sağlamak amacıyla oluşturulan barınma merkezleridir. 750 kişilik kapasitesi var. Geri Gönderme Merkezinde ki Yabancılar Polisinden aldığım bilgiye göre İzmirde bulunan Geri Gönderme Merkezinin kapasitesinin yetersiz olduğunu öğrendim. Bu barınma merkezinin bir kısmının Geri Gönderme Merkezi olarak kullanacağı yönünde söylentiler var. Aslında çokta amacına göre hizmet etmeyecek gibi görünüyor ifadelerini kullandı.
BU SORUN FIRSATÇI İŞVERENLERİN SORUNU
Bekçi, Suriyeli vatandaşların yönetmelik ile birlikte sağlık haklarına eriştiklerini belirterek, Suriyeli vatandaşların çalışmalarının yasak olduğunu açıkladı. Bekçi, sözlerini şu şekilde bitirdi: Suriyeli vatandaşlarımız çalışmıyorlar mı? Hayır çalışıyorlar. Ama düşük ücretlerle merdiven altı işlerde çalışıyorlar. Bizim kanayan yaramız olan sigortasız işlerde çalışıyorlar. Türk vatandaşların tercih etmediği işlerde çalışıyorlar. Bundan dolayı birçok sıkıntı ortaya çıkıyor. Düşük ücretlerde çalışmalarına rağmen bazen ücretlerini alamıyorlar. İşveren tarafından tazminatları ödenmiyor. Yine işveren tarafından haksız yere işten çıkartılıyorlar. Çalışma izinleri olmadığı için hukuki yola başvuramıyorlar. İşveren seni şikayet ederim. Sınır dışı edilirsin gibi tehdit ediyor. Kolay bir şekilde çalışma izninin verilmemesi adaletsizliği daha da artırıyor. Bu sorun Suriyeli vatandaşların sorunu değil. Bu sorun bundan yararlanmak isteyen fırsatçı işverenlerin sorunudur. Kimse düşük ücretlerle çalışıp emeğinin sömürülmesini istemez. Bu sorunu işverenlerle çözmek gerekiyor.
Haber Merkezi