ABD'den öğrenci vizelerine sosyal medya takibi!
ABD, öğrenci ve akademisyen vizelerinde sosyal medya incelemesi başlattı. Amerikan karşıtı içerik paylaşanların vizeleri iptal edilebilecek.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, öğrenci (F ve M tipi) ile akademisyen değişim programlarına (J tipi) yönelik vize başvurularında sosyal medya hesaplarını inceleme kararı aldı. Yaklaşık bir ay süren başvuru durdurmasının ardından açıklanan yeni uygulamayla birlikte, vize başvurusunda bulunan yabancı vatandaşların sosyal medya hesaplarının "herkese açık" hale getirilmesi istenecek.
"AMERİKAN KARŞITLIĞI" ARANACAK
Dışişleri yetkilileri, başvuru sahiplerinin ABD vatandaşlarına, kültürüne, hükümetine, kurumlarına ve kurucu değerlerine yönelik “düşmanlık” içeren paylaşımlarının araştırılacağını duyurdu. Ancak bu “düşmanlık” tanımının ne şekilde belirleneceğine dair net bir kriter paylaşılmadı.
ÜNİVERSİTELERDE ENDİŞE
Uygulamanın, Trump yönetiminin Amerikan üniversitelerine yönelik ideolojik baskı politikalarının yeni bir adımı olarak görüldüğü belirtiliyor. Başkan Donald Trump’ın bazı danışmanları, üniversitelerin daha muhafazakâr görüşlere açık olması gerektiğini savunuyor. Eğitim çevreleri ise bu uygulamanın ifade özgürlüğünü bastırmaya, ideolojik bir homojenlik yaratmaya ve yabancı öğrencileri otosansüre zorlamaya yönelik bir girişim olduğunu öne sürüyor.

GELİR KAYNAKLARI ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER
ABD üniversiteleri, özellikle tam ücret ödeyen yabancı öğrencilerden elde ettikleri gelirle ayakta duruyor. Bazı bölümlerde araştırma faaliyetlerinin büyük kısmı yabancı öğrenciler tarafından yürütülüyor. 2023 yılında ABD’de 1,3 milyonun üzerinde yabancı öğrenci yükseköğretim kurumlarına kayıt yaptırdı. Aynı şekilde, yurtdışından gelen misafir öğretim üyeleri de birçok üniversitede eğitim ve araştırma faaliyetlerinde kritik roller üstleniyor.
YAPAY ZEKA İLE Mİ TAKİP EDİLECEK?
Dışişleri Bakanlığı, vize başvurularını ve mevcut vize sahiplerini tüm teknolojik imkânlarla incelediklerini açıklarken, yapay zeka sistemleriyle sosyal medya içeriklerinin tarandığı yönündeki sorulara doğrudan yanıt vermedi.
Amerikan Eğitim Konseyi Başkan Yardımcısı Sarah Spreitzer, bu uygulamanın siyasi bir test haline dönüşmesinden endişe duyduklarını belirtti. “Böyle bir şeyin daha önce hiç yaşanmadığını düşünüyorum. Nasıl uygulanacağını hep birlikte göreceğiz,” dedi.
ÇİNLİ ÖĞRENCİLER BİR NUMARALI HEDEF
Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 25 Mart’ta yurtdışındaki konsolosluklara gönderdiği yazıyla, bazı başvuru sahiplerinin sosyal medya içeriklerinin daha sıkı incelenmesi talimatını verdi. 27 Mayıs’ta gönderilen ikinci talimatla da yeni yönergeler belirlenene kadar öğrenci ve akademisyen vizesi görüşmelerinin durdurulması emredildi.
Rubio, ayrıca Çinli öğrencilere yönelik vize iptalleri başlatıldığını duyurdu. 28 Mayıs’taki açıklamasında, Çin Komünist Partisi’yle bağlantılı ya da "kritik alanlarda" eğitim gören öğrencilerin vizelerinin “agresif şekilde” iptal edileceğini belirtti. Ancak hangi alanların “kritik” olarak tanımlandığı açıklanmadı.
HARVARD'A VİZE ENGELİ KARARI
Trump yönetimi, bu bahar döneminde Harvard Üniversitesi’ne yönelik vize işlemlerini de durdurmaya çalıştı. Harvard’a gitmek isteyen öğrenci, akademisyen ve ziyaretçilerin vizeleri işleme alınmadı. Ancak federal bir yargıcın yasaklama girişimini durdurması üzerine, Dışişleri Bakanlığı 9 Haziran’da işlemleri yeniden başlattı.
FİLİSTİN DE KRİTİK KONULARDAN BİRİ
Rubio, mart ayı sonunda yaptığı açıklamada 300’den fazla öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve bu sayıdaki artışın süreceğini belirtti. Özellikle İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları çerçevesinde üniversitelerdeki Filistin yanlısı protestoları gerekçe göstererek, bazı yabancı öğrencilerin vizelerinin iptal edilmesi gerektiğini savundu.
Mart başında, Columbia Üniversitesi mezunu olan ve Filistin kökenli bir öğrenci aktivist olan Mahmoud Khalil’in oturma izni iptal edildi. Rubio, Khalil’in ABD dış politikasını “zayıflattığını” öne sürdü. Ardından göçmenlik yetkilileri, Amerikan vatandaşı biriyle evli olan Khalil’i gözaltına aldı.
Bazı öğrenciler ve akademisyenler, bu uygulamalara karşı dava açarak yürütmeyi durdurma kararı aldı. Federal mahkemeler, çeşitli durumlarda hükümetin kararlarını geçici olarak askıya aldı.