Sayfa Yükleniyor...
Elon Musk’ın Almanya’daki aşırı sağcı AfD partisine ve İngiltere’deki aşırı sağ gruplara verdiği açık destek, Avrupa genelinde geniş çaplı tepki çekti
Sosyal medya platformu X’in sahibi Musk, AfD’yi destekleyen paylaşımlarının ardından Avrupa’nın önde gelen liderleri tarafından seçimlere müdahale etmekle suçlandı. Musk, Almanya için “AfD’nin son umut kıvılcımı” ifadelerini kullanırken, İngiltere’de ise aşırı sağcı gruplara yönelik destek açıklamaları yaptı.
ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump’ın yeni yönetiminde de yer alacağı duyurulan Musk, sosyal medya platformu X’te yaptığı bir paylaşımda, AfD için “Almanya’yı yalnızca AfD kurtarabilir” ifadesini kullandı. Bu görüşünü daha da ileri taşıyan Musk, Axel Springer medya grubuna ait Welt am Sonntag gazetesinde yayımlanan makalesinde, AfD’yi “Almanya için son umut kıvılcımı” olarak tanımlayarak, partiye olan desteğini tekrarladı.
Musk, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’i de hedef alarak, “Steinmeier antidemokratik bir zorbadır. Yazıklar olsun ona” şeklinde sert bir eleştiri yaptı. Bu açıklamaları, Musk’ın Avrupa’daki bazı siyasetçiler tarafından, aşırı sağa verdiği desteği açıkça ifade etmesi ve yerel politikaya müdahale çabası olarak değerlendirilmesine yol açtı.
Musk'ın AfD'ye verdiği açık desteğin ardından, aşırı sağcı partinin başbakan adayı Alice Weidel ile 9 Ocak'ta sosyal medya platformu X’te bir canlı yayın yapacağı açıklandı. Bu durum, Avrupa genelinde tartışmalara yol açtı. Bir kısım eleştirmen, bu yayınların "dezenformasyon üreterek seçmenleri etkileme" riski taşıdığını belirterek, canlı yayınların seçim sonuçlarını manipüle etme potansiyelinden endişe duyduklarını dile getirdi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ise, Birlik yasaları çerçevesinde, bir sosyal medya platformu sahibinin veya herhangi bir kişinin canlı yayın yapmasının ve kişisel görüşlerini paylaşmasının engellenemeyeceğini vurguladı.
AB Komisyonu sözcüsü Thomas Regnier, söz konusu yayının dikkatle izleneceğini ve seçim bütünlüğü açısından bir tehdit oluşturup oluşturmadığının değerlendirileceğini söyledi. Regnier, eğer yayın sırasında herhangi bir yasak ihlali tespit edilirse, bu durumun devam eden soruşturmaya dahil edileceğini de sözlerine ekledi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Musk'ı eleştirerek, "Almanya'da gelecekte ne olacağına vatandaşlar karar verecek, sosyal medyanın sahipleri değil” diye konuştu. Scholz, "Almanya'da bundan sonra ne olacağını belirleyecek olanlar, en yüksek sesle bağıranlar değil; büyük çoğunluğu mantıklı ve düzgün insanlar olacak," diyerek, seçimlerin halk iradesine dayalı olacağını söyledi.
Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Christiane Hoffmann, Musk'ı Federal Meclis seçimlerini etkilemeye çalışmakla suçladı. Almanya Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck ise Musk'ın AfD'ye desteğini, "bilgisizlikten" kaynaklandığını savunarak, "Gücün bir sınırlaması olmalı. Hiçbir iş modelinin demokrasimizi yok etmesine izin verilmemeli” diye konuştu.
Elon Musk, İngiltere'yi de hedef aldı
Elon Musk’ın son dönemde İngiltere'yi hedef alan paylaşımları, geniş çapta tepki topladı. Musk, X platformunda yaptığı anketle, "ABD, İngiliz halkını zalim hükümetten kurtarmalı mı?" sorusunu gündeme getirerek, "İngiltere'nin özgürleştirilmesi gerektiğini" ifade etti.
Ayrıca, aşırı sağcı İngiliz Savunma Ligi'nin (EDL) eski lideri Tommy Robinson'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu ve onu "siyasi mahkum" olarak nitelendirerek, "Gerçeği söylediği için neden tek kişilik hücrede tutuluyor?" şeklinde bir paylaşımda bulundu. Musk, Robinson'ın serbest bırakılmasını talep ederken, "Bu rezaleti örtbas edenler onun yerini almalı," dedi.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Musk’ın başsavcı olarak görev yaptığı dönemde, çocuk istismar çetelerinin yeterince cezalandırılmadığına dair ileri sürdüğü iddiaları reddederek, Musk'ı "yalan ve yanlış bilgi yaymakla" suçladı.
İngiltere Parlamentosu’ndaki bağımsız milletvekili Richard Burgon ise "Sosyal medya platformunda aşırı sağcı saçmalıklar yayan dünyanın en zengin adamından herhangi bir ders almamız gerektiğini düşünmüyorum," dedi. Burgon, Musk’ın "demokrasi karşıtı" bir tavır sergilediğini belirterek, "Dünyanın en zengin adamı, demokratik sistemimizi kendi oyuncağı olarak görmemeli," şeklinde konuştu.
İngiltere Parlamentosu’ndaki Liberal Demokratlar partisinin lideri Ed Davey, Musk’ın İngiltere hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadan ülkenin iç işlerine müdahale ettiğini ifade ederek ABD’nin Londra Büyükelçisi Jane Hartley’nin Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmasını talep etti. Bu tepkiler, Musk’ın sosyal medya platformlarında yayımladığı aşırı sağcı görüşlerin, İngiltere’de ve Avrupa’da daha geniş çaplı tartışmalara yol açtığını gösteriyor.
Elon Musk’a karşı harekete geçem çağrısı
Elon Musk’ın açıklamaları, Almanya'daki tepkilerin yanı sıra diğer Avrupa liderleri tarafından da sert bir şekilde karşılandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Musk'ı seçimlere müdahale etmekle suçladı ve bir sosyal medya sahibinin seçimlere müdahalesinin "eşi benzeri görülmemiş bir durum" olduğunu belirtti. Macron, "On yıl önce, dünyanın en büyük sosyal ağlarından birinin sahibinin, yeni bir gerici uluslararası hareketi destekleyeceği ve özellikle Almanya'da olduğu gibi seçimlere doğrudan müdahale edeceği söylenseydi, bunu kim hayal edebilirdi?" diyerek Musk’ın eylemlerinin tarihi bir anomali olduğunu vurguladı.
Norveç Başbakanı Jonas Gahr Stoere ise Musk’ın ABD dışındaki ülkelerin siyasi meselelerine karışmasının ciddi endişe yarattığını ifade etti. Stoere, Musk’ın ülkesiyle ilgili yorumlarda bulunması halinde, Norveçli siyasetçilerin sağduyulu bir yaklaşım sergileyerek bu tür münakaşalardan uzak durmasını umduğunu belirtti.
Avrupalı siyasetçiler, Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ve uzmanlar, Elon Musk'ın sosyal medya platformu X üzerinde aşırı sağcı görüşleri destekleyen paylaşımlarını eleştirerek, Avrupa Birliği'ni (AB) harekete geçmeye çağırdı.
AB Komisyonu, Musk’ın paylaşımlarının, özellikle Dijital Hizmetler Yasası (DSA) çerçevesinde oluşturulmuş kuralları ihlal edip etmediğini incelemeye devam ettiğini duyurdu.
6 Ocak'taki basın toplantısında AB Komisyonu sözcüsü Thomas Regnier, Aralık 2023'te X platformu hakkında açılan soruşturmanın sürdüğünü hatırlatarak, söz konusu yasaların ifade özgürlüğünü sınırlamak yerine, çevrim içi platformların sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak amacı taşıdığını belirtti.
Regnier, herhangi bir yasa ihlali tespit edilmesi durumunda AB Komisyonu'nun gerekli adımları atacağını ifade etti. Ayrıca, Regnier, 23 Şubat 2024’te yapılacak erken genel seçimler öncesinde, seçimlerin bütünlüğünü tehdit edebilecek risklerin değerlendirilmesi için AB’nin 24 Ocak 2024 tarihinde bir yuvarlak masa toplantısı düzenleyeceğini de açıkladı.
AA