Sayfa Yükleniyor...
Donald Trump'ın Rusya-Ukrayna Savaşı'nı bitirme planında, Rusya'nın elini güçlendirerek Avrupa Birliği'ni (AB) ve Ukrayna'yı dışarıda bırakması, Avrupalı liderleri paniğe sürükledi, liderler savaşın 4. yılında Kiev'de bir araya gelecek.
2022'de başlayan savaşın akabinde AB, tarihinde ilk defa askeri teçhizat satın alımlarını ve teslimatını finanse etme kararı aldı.
Kurucu anlaşmaları, Birliğin askeri operasyonları finanse etmekte normal bütçesini kullanmasını yasakladığı için AB, bütçe dışı bir fon oluşturdu.
"Avrupa Barış Fonu" adını verdiği kaynak üzerinden AB ve üye ülkeleri, şimdiye kadar Ukrayna'ya 134 milyar avronun üzerinde askeri yardım yaptı.
Ayrıca AB, ilk defa fiilen savaş durumundaki bir ülke ile müzakere masasına oturdu, yine ilk kez 2,5 yıl gibi kısa bir süre içinde üyelik görüşmelerini başlattı.
AB ülkelerinin kendi askeri stokları tükendiği için Brüksel, savunma sanayisi üretimlerini ve ortak satın alımları artırmak için stratejiler benimseme gerçeğiyle yüzleştiği sırada ise tüm hesaplarını alt üst eden bir gelişmeyle karşılaştı.
Transatlantiğin diğer yakasında 20 Ocak'taki yönetim değişikliği AB'yi stratejik ortağının desteğinden mahrum bıraktı. Zira Ukrayna'ya yapılan tüm yardımların yaklaşık yarısını ABD tek başına finanse etmişti.
Avrupalı liderlere hakim olan panik durumu, 20 Ocak'tan çok daha önce başladı.
Trump'ın ilk başkanlık döneminde Avrupa'da bıraktığı izler, 2. dönemi için yürüttüğü kampanya sürecinde savurduğu tehditler ve son 3 haftada Washington'dan Brüksel'e verilen mesajlar, Avrupa'yı yön arayışına sevk etti.
Brüksel'i "cehennem çukuru", AB'yi "hasım" olarak tanımlayan, "Savunmaya daha fazla para harcamazsanız sizi korumam" tehdidinde bulunan Trump yönetimi, seçim kampanyası süresince zikrettiği Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planını 12-13 Şubat'ta Brüksel'de yapılan NATO Savunma Bakanları Toplantısı ve 14-16 Şubat'ta yapılan Münih Güvenlik Konferansı'nda açık etti.
ABD'nin yeni Savunma Bakanı Pete Hegseth, 12 Şubat'ta ilk kez Avrupalı müttefikleriyle bir araya gelip sert mesajlarını iletirken, Trump da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 1,5 saatlik bir telefon görüşmesi yaptı.
Trump'ın Ukrayna'da ABD arabuluculuğunda yapılacak barışta aslında "tarafsız" bir rol oynamayacağı şüphesi doğarken, Hegseth aynı masa etrafında bir araya geldiği Ukraynalı ve AB'den mevkidaşlarına "Ukrayna'nın NATO üyesi olmadığını, savaş sonrasında güvenlik garantilerinin Avrupa ülkeleri tarafından verilmesi gerektiğini" söyledi.
Avrupa'da endişeyle beklenen yeni savunma harcamaları skalası da ilk kez ABD'nin resmi ağzından müttefiklere yüzde 5 olarak iletildi. Halihazırda gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) ortalama yüzde 1,9'unu savunmaya ayıran Avrupa ülkeleri için yeni bir baskı unsuru doğmuş oldu.
Avrupalı liderleri adeta şoke eden gelişme ise Münih'te yaşandı. ABD'nin Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Ukrayna barış görüşmelerinde AB'nin masada olmayacağını duyurdu.
Akabinde AB'nin önde gelen güçlerinden Fransa'nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris'te olağanüstü güvenlik zirvesi düzenledi.
Elysee Sarayı'nda 17 Şubat'ta toplanan AB, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, Polonya, Danimarka, Hollanda liderleri ile NATO Genel Sekreteri Mark Rutte bu gelişmeleri görüştü. Paniklerini yansıtmamayı amaçlayan liderler, zirvenin sonucunda Ukrayna'ya güvenlik garantilerini vermek, Avrupa'nın da kendi savunmasını güçlendirmek konusunda hazır ve istekli oldukları yönünde açıklama yaptı.
18 Şubat'ta ise Trump, Suudi Arabistan'a 3 yıldan fazla sürenin ardından Rusya ile ilk teması kurması için bir heyet gönderdi. İkili ilişkilerini normalleştirmekte uzlaşan taraflar, Ukrayna'nın geleceğiyle ilgili müzakereleri hızlandırma konusunda da anlaştı. Ukrayna tarafı ise görüşmelerde yer almadı.
AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, bunun üzerine yaptığı açıklamada, "Rusya bizi (AB ve ABD'yi) ayırmaya çalışacak. Onların tuzaklarına düşmeyelim. ABD ile birlikte çalışarak Ukrayna'nın şartlarına göre adil ve kalıcı bir barışa ulaşabiliriz." ifadelerini kullandı.
AA