- Eğitim
- 31.05.2025 13:15
Proje Okullarına yapılan atamaların liyakatsiz olduğunu iddia eden Eğitim- Sen 6 Nolu Şube Başkanı Deniz Filiz, söz konusu okullara yapılan atamalara karşı çıktıklarını belirtti
AYSELİN UZUN / ‘Proje Okul’ uygulamasına karşı ülke genelinde başlatılan ‘Öğretmenime dokunma’ eylemleri henüz etkisini kaybetmemişken, geçtiğimiz günlerde Proje Okullarından biri olan İzmir Atatürk Lisesine yapılan yeni öğretmen atamalarının liyakatsiz bir şekilde gerçekleştiğini iddia eden Eğitim- Sen İzmir Şubeleri, bir basın açıklaması düzenledi. İzmir Atatürk Lisesi önünde yapılan açıklamada Eğitim- Sen 6 Nolu Şube Başkanı Deniz Filiz, "Öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirme süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakat esaslı hale getirilmesi, kamusal eğitimin geleceği açısından hayati önemdedir" açıklamasında bulundu.
Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına yapılan öğretmen atama ve yönetici görevlendirme sonuçlarının şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirildiğini dile getiren Başkan Filiz, "Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta; tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmektedir. Bakanlık; herhangi bir kriter ilanı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır" dedi.
Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamalarında uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğu savunan Filiz, "Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür. 2025 yılı atamaları da bu tabloyu değiştirmemiştir. Yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisi hak ettikleri halde “Bakanlık takdiri” diye ucube bir uygulama sonucunda proje okullarına atanmamıştır. Bu durum, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmamış aynı zamanda eğitimin niteliğini de doğrudan etkileyeceği kesindir. Eğitim Sen olarak proje okulları uygulamasına ilk günden itibaren karşıyız.Yapılan son atamalar haklılığımızı bir daha ortaya koymuştur. Atama yetkisi Bakanlık takdirinde olduğu söylense de yerelde bazı okul müdürleri ve sendika temsilcilerinin bir araya gelerek proje okulları atamalarında siyasal ve sendikal yakınlığa göre isim belirlediği de duyumlarını aldığımızı buradan ifade edelim.Kısacası Proje okullarındaki öğretmen ve yönetici atama sistemi, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir. Sendikamızın bu çarpık duruma yönelik hiçbir itirazı dikkate alınmamış; taleplerimiz ise yanıtsız bırakılmıştır. Atamalarda mesleki kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ve performans gibi nesnel kriterlerin olmaması, bu uygulamanın keyfiliğini gözler önüne sermektedir. Bu uygulamalar, kamu yönetimi ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırıdır. Ayrıca proje okulunda 4 yılını dolduran çoğu öğretmen hem kendi okuluna atanmamış hem de başka okulları tercih ettiği halde ataması yapılmamıştır" diye konuştu.
"Öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirme süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakat esaslı hale getirilmesi, kamusal eğitimin geleceği açısından hayati önemdedir" sözlerine devam eden Filiz, "Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimsellik esas alınmalıdır. Bunun için atılması gereken adımlar bellidir. Öncelikli olarak proje okullarının statüsü keyfiyetten kurtarılmalıdır. Hangi okulların proje okulu olacağı, illerde kurulacak bağımsız ve liyakat temelli komisyonlarca belirlenmelidir. Öğretmen atamaları, yönetici atama ve görev uzatma kriterleri liyakata dayalı olmalıdır. Görevlendirmeler, somut ölçütlere bağlanmalı; mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterler esas alınmalıdır. Proje okullarına yapılacak atamalarda tüm yetkinin Bakan’a bırakılmasının, eğitim sisteminde eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirdiği açıktır. Milli Eğitim Bakanı’na tanınan ve keyfiyete neden olan bu yetkiler sınırlandırılmalıdır. Eğitim kurumlarının, iktidarın siyaseten müdahale ettiği birer arka bahçe haline getirilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir. Eğitim Sen olarak bu adaletsizliğe karşı hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir. Tüm eğitim emekçilerini bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.