- Eğitim
- 05.11.2025 16:43
Çevresine kulak asmadı 68’inde okumayı öğrendi
Çevresindeki kişilerin tüm eleştirilerine rağmen Konak Belediyesi’nin düzenlediği kursa giderek 68 yaşında okuma- yazma öğrenen Feride Çetinkaya, gösterdiği azimle yaşıtlarına ve gelecek nesillere örnek oldu
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : HABER MERKEZİ
AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER / Konak Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde Konak Belediyesi Beştepeler Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen okuma-yazma kursuna katılan 68 yaşındaki Feride Çetinkaya, çocukluk hayalini gerçekleştirdi. Yakınlarının ‘Bu yaştan sonra okuyup ne yapacaksın?’ sözlerine aldırış etmeden kursa başlayan Çetinkaya, küçükken ailesi tarafından da kendisine baskı uygulandığını bu nedenle çok istemesine rağmen okula gidemediğini belirterek, “Bu sefer baskılar beni durduramadı. Okuma- yazma bilmemek yıllardır içimde ukde kalmıştı. Sonunda hayalimi gerçekleştirdim” diye konuştu. Öte yandan Çetinkaya’nın yanı sıra diğer kursiyerlerin hikayeleri de okuma- yazma öğrenmek isteyenlere umut ışığı yaktı.

ÇETİNKAYA: BU YAŞTAN SONRA NE YAPACAKSIN?
Öğrenmenin ve kendini geliştirmenin sadece gençlerin ihtiyacı olmadığını vurgulayan ve bunu baltalayan tüm düşüncelerden uzak kalınması gerektiğini söyleyen Çetinkaya, “Ben 68 yaşındayım ve okuma yazma bilmemek çocukluğumdan beri beni üzen bir durumdu. Çünkü yaşıtlarım okula giderken ben ailemin baskısı nedeniyle okula gidemedim. Bana ‘Kız çocuğu okusa ne olacak?’ dediler ve okula göndermediler. Öyle olunca da her sabah akranlarımın önlükle okula gitmesini izledim ve keşke ben de okula gidebilseydim dedim. Tabi bununla da kalmadı. İleriki yaşlarda okuma bilmemenin eksikliğini daha derin hissettim. Çünkü hayatın her alanında karşıma çıktı. En basitinden bir otobüse binmek, hastaneye gitmek için bile okuma yazma bilmen gerek. Yoksa yanında bilen biri ile gitmek şart. Yani bir nevi eğer okuyamıyorsan tek başına en sıradan şeyleri bile yapamıyorsun. Kendini esaret altında gibi hissediyorsun. Bu durumdan kurtulmak için bir şeyler yapmak istedim ancak anlayacağınız üzere hayat şartları el vermedi. Evlilik, çocukların bakımı derken istemeden sürekli erteledim. Fakat neyse ki geç de olsa okuma yazma öğrendim. İlk kursa başlayacağımı söylediğimde çevremdekiler beni eleştirdi. Bu yaştan sonra ne yapacaksın dediler.
Ama bu sefer baskılar beni durduramadı. Okuma- yazma bilmemek yıllardır içimde ukde kalmıştı. Sonunda hayalimi gerçekleştirdim” dedi.

ABDÜLREZZAK: HEDEFİM TERCÜMAN OLMAK
Çetinkaya ile aynı kursa giden Suriye kökenli Leyla Abdülrezzak ise savaş sebebiyle terk etmek zorunda kaldığı ülkesinde liseye kadar eğitim aldığını ancak mülteci olarak Türkiye’ye geldikten sonra adeta sıfırdan başlamak zorunda kaldığını belirtti. Ayrıca Abdülrezzak, Türkçe’yi iyi bir şekilde öğrendikten sonra tercümanlık yapmak istediğini de vurgulayarak, “Ben 12 senedir Türkiye’de yaşıyorum. 12 sene önce Suriye’den buraya mülteci olarak geldim. Orada liseye kadar eğitim almıştım. fakat buraya geldiğimde Türkçe bilmediğim için aldığım bu eğitimi kullanamadım. O yüzden şimdi bu kursa gelerek Türkçe okuma ve yazmayı öğrenmek ardından ise Arapça- Türkçe tercümanlık yapmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

ARSLAN: İÇİMDE BİR EKSİKLİKLE YAŞADIM
Ailesi okumasına karşı çıktığı için eğitim hayatı yarıda kalan 31 yaşındaki Berivan Arslan ise başlarda kursa sadece ehliyet almak istediği için geldiğini ancak öğrenmeye başladıkça ileriki seviyelere de devam ettiğini dile getirerek, “Ben bilinçsiz bir ailede büyüdüğüm için okutulmadım. Kız çocuğunun okumasının mantıksız olarak görüldüğü bir ortamda büyüdüm. O yüzden 31 yaşıma kadar içimde bir eksiklikle yaşadım diyebilirim. Ancak bu ehliyet almam gerektiği zaman tersine döndü ve bu kursa başladım. Şimdi derslerim oldukça iyi. Öğretmenimizden de çok memnunuz. Bize bu imkanı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.
BARIŞ: ÖZGÜVENİM ARTTI
Daha önce hiç okula gitmeyen 40 yaşındaki Nuran Barış, “Ailemin o dönemki cehaleti sebebiyle ben hiç okula gidemedim. Çünkü o zaman kız çocuklarının okuması ya gereksiz ya da ayıp olarak görülürdü. Şimdi ise artık bu düşünceler eskide kaldı. Ben de bu kursun açılacağını duyunca fırsatı kaçırmamak istedim. Burada çok şey öğrendim ama en önemlisi özgüvenim arttı. Çıktımız bu yolda öğretmenimiz bize çok yardımcı oldu. Yıllar sonra da olsa okullu olduk” şeklinde konuştu.

İLHAM: HAYATLARINA DOKUNMAK MUTLU EDİYOR
Kursta verdiği dersler sayesinde birçok kişinin hayatına dokunan Öğretmen Filiz İlham, hislerini şöyle anlattı: “Ben 20 yıllık bir eğitimciyim. Burada ise geçtiğimiz nisan ayından beri ders veriyorum. Okuma- yazma hiç bilmeyen vatandaşlarımıza sıfırdan öğrettik. Bu süreçte zorluklar yaşadık ama hepsine değdi. Şu an kursiyerlerimizle 2. kademeyiz ve bu kursu da bitirdiklerinde ilkokul mezunu olacaklar. Burada 18 yaşından 80 yaşına kadar öğrenciyle bir araya geldik. Hepsinin hayatına dokunmak bana mutluluk verdi. Bir eğitimcinin en çok isteyeceği şeylerden biri de budur. O nedenle hayata geçirdiğim bu görevden çok onur duyuyorum.”
Kaynak : HABER MERKEZİ