CHP İzmir’den eğitim sistemi eleştirisi

Milli Eğitim Bakanlığı Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ali Bektaş, sona eren 2024-2025 Eğitim - Öğretim yılına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Sistemimizin hiçbir sorunu çözülemedi, hatta Bakanlık var olan sorunlara yenilerini ekledi” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 20.06.2025 14:50
  • Güncelleme Tarihi : 20.06.2025 14:50
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
CHP İzmir’den eğitim sistemi eleştirisi haberinin görseli

AYSELİN UZUN/ Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen basın açıklamasıyla birlikte,  2024-2025 Eğitim - Öğretim Yılında yaşanan çeşitli sıkıntılara ve önümüzdeki eğitim yılında öğrencileri ve ülkemizi bekleyen olası tehlikelere değinildi. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konan ÇEDES ve MESEM gibi projeleri eleştiren, Milli Eğitim Bakanlığı Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ali Bektaş, söz konusu projelerin eğitim çağındaki çocukları sömürmeye yönelik olduğunu aktardı. 

HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLMEDİ

İktidarın, eğitim sistemini dindar bir nesil yetiştirmek adına bir araç olarak kullandığını iddia eden Bektaş, “Çocuklarımız yarın karnelerini alıp, bir eğitim-öğretim yılını tamamlıyorlar. Çocuklarımız ve gençlerimiz sorumluluklarını yerine getirdi ve dinlenmeyi hak etti. Ancak ne yazık ki aynısını Milli Eğitim Bakanlığı için söyleyemiyoruz. Yıl boyunca defalarca uyarmamıza rağmen, bir yılı daha sorumluluklarını yerine getirmeden tamamladılar. Ekonomik büyüme, toplumsal kalkınma ve küresel rekabet için ülkemizin ihtiyacı olan nitelikli, çağdaş, bilimsel, laik, kamusal, parasız, eşit, erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim sistemidir. Ancak AK Parti iktidarının ve atanmış Bakanlarının amacı hiçbir zaman ülkemizi ve eğitim sistemimizi iyiye götürmek olmadı. İktidarın bütün amacı eğitimi bir araç olarak kullanarak dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek, kendilerine uygun itaatkar ve kanaatkar seçmeler yaratmak oldu. Bu nedenle de eğitimi sistemimizi bilimden, akıldan ve Cumhuriyet değerlerinden uzaklaştırmaya devam ettiler. 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı'nda da eğitim sistemimizin hiçbir sorunu çözülemedi, hatta Bakanlık var olan sorunlara yenilerini ekledi” diye konuştu. 

TEMİZ SUYA BİLE ERİŞEMİYORLAR

Bakanlığın eğitim alanında sembolik değeri olan tüm uygulamalara düşman olduğunu belirten ve öğrencilerin yeterli beslenmediğine vurgu yapan Bektaş, “2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı'ndan itibaren ilkokul birinci sınıflarda karne uygulamasını kaldırdı. Somut işlemler döneminde olan öğrencilere 6-7 sayfadan oluşan gelişim raporu verildi. Bu raporlar hazırlanmalı ve velilerle paylaşılmalı. Ancak henüz somut işlemler döneminde olan çocuklarımızın bu raporları anlamlandırması mümkün değil. Onlara emeklerinin karşılığını görecekleri bir belge mutlaka verilmeliydi. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında da çocuklarımız okullarda bir bardak temiz suya, bir öğün ücretsiz yemeğe dahi erişemedi, kantin masrafları bile aileler için ciddi bir yük haline geldi. Kantinlerde, sağlıklı yiyecekler olmaması bir yana; simit, açma ve poğaça 20 lira, su 10 lira, çay 20 lira, kaşarlı tost 50 lira. Bir çocuk günde bir kaşarlı tost yese ve iki su içse, ayda bin 400 lira para ödemek zorunda. Türkiye'de her üç öğrenciden biri okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapamıyor. Okulda kantin fiyatları el yakıyor, çocuklar temiz suya bile erişemiyor. Oysa yıllık 190 milyar lira bütçeyle çocuklarımıza bir öğün sağlıklı okul yemeği verilebilir. Ancak yandaş vakıflara kaynak yaratan iktidar, çocuklarımıza bir öğün yemek vermeye kaynak bulamadı, Partimizin bu konuda TBMM'de verdiği önergeleri ve kanun tekliflerini reddetti” şeklinde konuştu. 

ÇOCUKLARIMIZA HİÇBİR FAYDA SAĞLAMAZ 

MESEM uygulamasının eğitim çağındaki çocuklara kesinlikle uygun olmadığını ve bu kapsamda birçok çocuğun hayatını kaybettiğini vurgulayan Bektaş, “MESEM'ler yalnızca çocuk işçiliği ve sömürüsüyle değil, yapılan usulsüzlüklerle de eğitim sisteminin en büyük sorunlarından biri olmaya devam etti. Bu usulsüz uygulama ile ödenek aldığı ortaya çıkarılan İzmit'teki bir kısım işverenler hakkında iddianame kabul edildi. 206 kişinin kamuyu 77 milyon lira zarara uğrattıkları tespit edildi. Devletin kaynakları hile ile yandaşlara dağıtılmaya devam ederken sorumlular olayın üstünü örtmeye çalıştı, sessiz kaldı. MESEM'lerle ilgili bunca olay olurken sessiz kalan Bakanlık sanayide yaşanan ‘ara eleman’ eksikliği bahanesiyle zorunlu eğitimi tartışmaya açtı. Mesleki eğitimi ortaokul düzeyine çekmeye çalışmak, çocukları erken yaşta eğitimden koparıp işgücüne yönlendirmek daha fazla çocuğumuzu mağdur etmenin, daha fazla aileye evlat acısı yaşatmanın dışında ne ülkemize ne de çocuklarımıza hiçbir fayda sağlamaz” ifadelerini kullandı. 

ÇOCUKLARA MEZAR TEMİZLETİLDİ

ÇEDES’in laik eğitim sistemine vurulan bir darbe olduğunu dile getiren Bektaş, uygulama kapsamında,  çocuklara uygun olmayan mezar ve cami temizleme, savaş canlandırması, ağıt yakma gibi etkinliklerin gerçekleştirildiğini söyledi. Ayrıca Bektaş, “Ülkü Ocakları Kültür Vakfı ile yapılan protokol ile bir partinin gençlik kolları yapılanması eğitim kurumlarımıza girdi. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu protokolün iptali için de dava açtık. Yandaş vakıflara yaz kursları için okullarımızı kullanmasına, eğitmen ücretlerinin Bakanlık bütçesinden karşılanmasına izin verildi” dedi.