“Doğanın sesine kulak ver”

Aralık ayından itibaren 500 kg atık pil toplanarak doğaya salımını engellediklerini belirten İzmir Ticaret Odası İlkokulu Müdürü Sami Öner, “Doğanın Sesine Kulak Ver” projesi ile de çocuklara doğa sevgisini aşıladıklarını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.06.2016 07:34
  • Güncelleme Tarihi : 06.06.2016 07:34
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Doğanın sesine kulak ver”

NİLGÜN TAZE

İzmir Ticaret Odası tarafından yüzde 100 eğitime destek kapsamında yaptırılan İzmir Ticaret Odası İlkokulu, diğer devlet okulları ile mukayese edildiğinde fiziksel olarak daha yeterli durumda. Oluşan küçük bakım onarım çalışmalarını Okul Aile Birliği ile çözerken çatı onarımı gibi yüksek meblağlı işlerin özel idare tarafından karşılandığı okulda verilen değerler eğitimi ise olumlu sonuçlar veriyor.

Okullarda Başarıyı Artırma Projesi kapsamında hayata geçirilen ‘Değerler’ eğitimine yönelik çalışmalarda okul koridorlarının yazılı ve görsel objelerle doldurulduğunu belirten İzmir Ticaret Odası İlkokulu Müdürü Sami Öner, ‘Doğanın Sesine Kulak Ver’ isimli projelerinin büyük ilgi çektiğini ifade etti. Öner, “Çevreyi kirleterek zarar veren atık materyalleri faydalı hale getirerek bir sergi açtık. Sayın kaymakamımızın katılımları ile açılan sergimiz, atık maddelerden nelerin meydana getirilebileceğini gözler önüne serdiği için büyük ilgi gördü. Avrupa’daki okullar için oluşturulmuş bir topluluk olan eTwinning projesi içinde yer alıyoruz ve amacımız daha sağlıklı iletişim tarzı geliştirerek iş birliği içinde çalışmak. Projeler geliştirerek bunları hayata geçirmek hem örencilerimizin hem de bu projeleri hazırlayan iş birlikçilerin gelişimine katkı sağlıyor” dedi.

eTWİNNİNG PROJESİ

eTwinning Projesi’nin bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı vasıtasıyla gerekli destek, araçlar ve hizmetleri sağlayarak okulların herhangi bir konuda kısa ve uzun vadeli ortaklıklar kurmasını kolaylaştırdığını belirten Öner, “eTwinning Portalı olan www.etwinning.net ana toplanma noktası ve çalışma alanıdır. 28 dilde mevcut olan eTwinning Portalı’nın bugün yaklaşık 230 bin 277 bireysel üyesi bulunmakta ve Avrupa'da iki veya daha fazla okul arasında 5 bin 462'den fazla proje uygulanmaktadır. Portal öğretmenlerin ortak bulması, proje oluşturması, fikirlerin ve iyi uygulamaların paylaşılması ve eTwinning paltformunda bulunan çeşitli olanakları kullanarak birlikte çalışmaya başlaması için çevrimiçi araçlar sağlamaktadır. 2005 yılında Avrupa Komisyonunun Öğrenme Programının ana hareketi olarak başlatılan eTwinning, 2014 yılından bu yana AB Eğitim, Öğretim, Gençlik ve Spor program olan Erasmus'a, sıkı bir şekilde entegre edilmiştir” açıklamasını yaptı.

Doğanın Sesine Kulak Ver isimli projelerinin çocukların doğa sevgisini güçlendirmeye yönelik bir çalışma olduğunu ifade eden Öner şöyle dedi: “Bazı okullarımız barış temalı konular üzerinde çalışırken biz doğa üzerine eğildik. ‘Doğanın Sesine Kulak Ver’ isimli projemiz kapsamında çocuklarımızı Kuş Cenneti’ne götürerek doğayla daha yakından temas kurmalarını sağladık. Şu an atık pilleri topluyoruz ve an itibari ile elimizde 500 kg atık pil var. Aralık ayından itibaren böylesine büyük miktarda atık pilin doğaya atılmasını engellemek bizim için büyük bir başarı. Geçen senede atık pilleri toplamış Gaziemir Belediyesi’ne teslim ederek imha etmelerini sağlamıştık.”

REHBERLİK SERVİSİ

İzmir’in boşanma oranlarında çıtası yüksek bir kent olduğunu ifade ederek boşanmış aile ve problemli aile çocukları için rehberlik servislerinin bulunduğunu belirten Öner, sadece çocuklar için değil veliler için de işleyen bir rehberlik servislerinin olduğunu söyledi. Öner, “Bugüne kadar en az 7-8 öğrencimizi rehberlik ve araştırma merkezine yönlendirdik. Bazı öğrencilerimize ise kaynaştırma raporu verilerek destek odalarında kendilerine özel eğitimler verilmeye başlandı. Yine öğrencilerimizin arasında meydana gelen günlük ergenlik ya da çocukluktan kaynaklanan sürtüşmelerde de rehber öğretmenlerimiz devreye girerek çocuklarımıza birbirleri ile uyum ve ahenk içinde yaşamanın yollarını öğretmeye çalışıyorlar. Rehber öğretmenlerimiz o kadar büyük bir özveri gösteriyorlar ki sadece okul sınırlarımız içinde değil dışında da birçok negatif soruna pozitif çözümler üretmeye çalışıyorlar.  Onların bu sınır tanımayan özverili yaklaşımlarına defalarca şahit olduğumuz için kendilerine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

GELECEĞİ PLANLAMAK MÜMKÜN

Okulların stratejik plan yapmasının yasal bir gereklilik olduğu kadar kendi geleceklerini öngörmeleri açısından da önem arz ettiğini ifade eden Öner, şu açıklamalarda bulundu: “Kendi geleceğimizi öngörebilmek, geleceğimizi planlamakla mümkün olacaktır. En ağır maliyet plansızlık ve hedefsizliktir. Hedeflenen kalkınma ve gelişmenin yol haritası geleceğe yönelik düşünce ve stratejileri planlayarak oluşturulur. Stratejik plan; kurum ve kuruluşun orta ve uzun vadeli amaçlar doğrultusunda temel ilke ve politikalarını, önceliklerini ve bunlara ulaşmak için izlenecek yol ve yöntemler ile kaynak dağılımını düzenleyen plandır. Okulun bulunduğu nokta ile ulaşmayı arzu ettiği durum arasındaki yolu tarif eder. Okulun amaçlarını, hedeflerini ve bunlara ulaşmayı mümkün kılacak yöntemleri belirlemesini gerektirir. Uzun vadeli ve geleceğe dönük bir bakış açısı taşır. Okul bütçesinin stratejik planda ortaya konulan stratejik hedeflerin gerçekleşmesine imkân verecek şekilde hazırlanmasına, kaynak tahsisinin önceliklere dayandırılmasına ve hesap verme sorumluluğuna rehberlik etmektedir.”

STRATEJİK PLANIN AMACI

Stratejik plan dokümanlarının okulun güçlü ve zayıf yönlerini açığa çıkararak gerekli tedbirleri almalarına olanak sağladığını belirten Öner, dış çevredeki fırsat ve tehditler göz önünde bulundurularak eğitim alanında ortaya konan kalite standartlarına ulaşmak üzere yeni stratejiler geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi.  Öner, “Bu stratejileri temel alan etkinlik ve hedeflerin belirlenmesini amaçlamaktayız. Bu stratejik plan dokümanı İzmir Ticaret Odası İlkokulu’nun 2015–2019 yıllarına dönük stratejik amaçlarını, hedeflerini ve performans göstergelerini kapsamakta. Okulumuzun stratejik planı ise ortak akıl,  katılımcı ve 5018 sayılı Kanun’un getirdiği yenilikler de göz önünde bulundurularak,  okul yöneticileri ve personelinin ortak çalışmaları neticesinde hazırlanmıştır. Hazırladığımız bu stratejik planın okulumuz eğitim öğretim hizmetlerini daha da kaliteli hale getireceğine ümit ediyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.    

              

OKUL TARİHÇESİ

Okulumuz İl Özel İdaresi’nin verdiği arsa üzerine ‘Eğitime %100 Destek’ projesi kapsamında İzmir Ticaret Odası tarafından temel 2003 yılı Kasım ayında Başbakan Yardımcısı Sayın Abdullah Gül tarafından atılmış ve okul inşaatı 8267 m2’lik bir alanda başlatılmıştır. Okulumuzun kapalı alanı toplamı 3694 m2 bahçemiz 4578 m2’dir. Büyük bir hızla yürütülen inşaat işleri 1 yılda tamamlanmış ve okulumuz 2004 /2005 öğretim yılında eğitime başlamıştır. İzmir Ticaret Odası tarafından yaptırıldığı için okulun ismi İzmir Ticaret Odası (İTO) olarak tanımlanmıştır.

SAMİ ÖNER KİMDİR?

02.04.1968 tarihinde Mardin Ömerli’de doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. Üniversiteyi  Gazi Üniversitesi G.E.F. Bolu Eğitim Yüksekokulu ve Anadolu Üniversitesi LTP Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü’nü  bitirerek lisans eğitimini tamamladı.1990 yılında Kastamonu Taşköprü de öğretmenliğe başladı. Aynı ilçede değişik okullarda görev yaptı.2008’de kendi tercihiyle İzmir’e tayin oldu. 05.07.2011 tarihinde kararname ile Gaziemir İzmir Ticaret Odası İlkokulu’na müdür yardımcısı olarak atandı. Aralık 2014’ten itibaren aynı okulda müdürlük görevini sürdürmektedir. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

SEVGİ VERMEK

Anne-babalar, çocuk için en önemli besinin “sevgi” ve “sevecenlik” olduğunu bilerek, çocuklarına yeterince ilgi ve sevgi göstermelidirler. Bu konuda özellikle aşırıya kaçmamaya dikkat edilmeli, ilgi ve sevgi göstermede dengeli olunmalıdır. Çocuklarının bütün ilgi ve isteklerine cevap vererek, onları bencil ve şımarık bir yapıya büründürebileceklerini de unutmamalıdırlar. Aşırı sevgi ve ilgi gösterilen çocuklar şımarık yada pısırık olurlar. Her şeyin en iyisini kendisine ayırmak isteyen bencilce bir kişilik kazanırlar. Sizden her zaman yanlarında olmanızı ve onlarla ilgilenmenizi istediklerinde şu cümleleri kullanmak iyidir: “Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. Bu gün uzun bir süre güzel vakit geçirdik. Şimdi annenin işi var. Eğer beni bir daha çağırırsan gelmeyeceğim. Şimdi sen oyuncaklarınla oyna, bende işimi yapayım. Sonra biraz daha oynarız. Böyle konuşarak iki şeyi başarmış olursunuz. Çocuğunuzu sevdiğinizi ve önemsediğinizi ifade etmiş, ama gününüzün idaresini ele geçirmesine izin vermemişsinizdir. Çocuklarımıza sevgiye doğru bir bakış açısı kazandırmak için onların gerçek duygusal gereksinimlerini karşılamalı ama ilgi çekmek için bulundukları gerçekçi olmayan isteklerini reddedebilmeliyiz. Sonra çocuklar efendilerimiz, bizde onların köleleri haline geliriz.

 

Haber Merkezi